Milt traduction Turc

Se defenderes o raptor, Milt Grimes, nem voltes para casa, hoje.

Bu fidyeciyi korursan Milt Grimes, bu gece eve gelme.

- E tu, Milt?

- Peki sen, Milt?

- Olá, Milt.

- Merhaba Milt.

Milt, estou farto e cansado de estar no meio.

Milt, arada kalmaktan bıktım usandım.

Milt, posso usar o teu escritório?

Milt, büronu kullanabilir miyiz?

Obrigado, Milt.

Teşekkürler, Milt.

Tenho de te ver, Milt.

Seni görmem lazım Milt.

Não dá certo entre nós, Milt.

Bu işi yürütemeyeceğiz Milt.

Milt, acredito que meu cavalo tem uma boca macia.

Milt, atımın ağzında yara olduğunu sanıyorum.

Milt, quem é esse homem?

Milt, kim bu adam?

Milt vai empurrar uma pileca.

Milt yaşlı aygırı buna gagalayacak.

Milt, se sair, quando voltar a comida estará aqui o esperando.

Milt bir dakika bile masayı yalnız bırakmıyorsun.

- Milt, 500 dólares para si.

- Milt, işte $ 500.

- Ajudem o Milt a subir no comboio.

- Milt'e yardım edin. - Ama...

Viu a cara do Milt, quando o Coronel disse :

Milt'i gördünüz mü? Albay ne dedi :

"Ajudem o Milt a subir no comboio"?

"Beyler, trene binmesine yardım edin"

Pode fazer isso, Milt.

Yap işini Milt.

Ele teve mais de um motivo para embarcar Milt junto comigo naquele comboio.

Birden fazla nedeni var. En azından, benimle birlikte Milt'ten de kurtulmak istedi.

Enquanto procurávamos uma saída daquele vagão, Milt e eu tivemos muito tempo para falar do Coronel.

Şu vagondayken,... Milt ve ben Albay hakkında konuşma fırsatı bulduk.

O Coronel mandou Milt, nos últimos 2 anos à Câmara Estadual, para comprar áreas da "Terra Pública", onde há muito tempo vocês põem o vosso gado para pastar.

Albay Milt'i başkente yolluyordu, Orada ise bir dolu "kamu arazisinin" alımını yapıyordu. Ama arazi serbest otlamaya tabidir.

Veja como a gente fica confuso só de conversar com o Milt... não se pode confiar no Milt.

Bu önlem... Biraz kafa karıştırıcı. Milt'le konuşunca anlaşılıyor.

É melhor andar rápido, Milt.

İşine bak Milt...

Olá, Milt.

Merhaba, Milt.

OK, Milt, estraguei tudo.

Tamam Milt, batırdım.

- Milt, tens que pôr termo a isto?

- Milt, bunu durdurmalısın! - Nasıl durdurabilirim?

- Prometes tomar o lugar do Milt?

- Milt'in yerine geçer misin?

Estás feliz por não tentares, Milt?

Denemediğine sevindin mi Milt?

Pedro! Milt! Estão a ouvir?

Beni duyabiliyor musunuz?

O Milt e o Pedro.

Milt ve Pedro.

- Vá lá, Milt.

- Haydi, Milt.

- Não disparem, é o Milt.

- Ateş etmeyin, benim, Milt.

E quero que vão até o Tio Milt.

Doğruca Milt Amcaya gidin.

Peçam para trazerem o Steve, o George e o jovem Milt.

Steve, George ve küçük Milt'i alıp gelsin.

Digam ao Milt e Ira para irem ao rancho na sexta.

Milt ve Ira'ya söyleyin. Cuma günü buluşuyoruz.

Caso não saiba, Milt Danby está reunindo... seus dois irmãos, os filhos deles e todos os empregados.

Belki haberiniz yoktur, Milt Danby kardeşlerini ve onların çocuklarını ve çocukların yadımcılarını topluyor.

Acho que são três rapazes crescidos na família de Ira Danby... e dois na família de Milt Danby.

Ira Denby'nin ailesinde üç yetişkin oğlan olduğunu hatırladık. Milt Danby'nin de ailesinde iki tane.

Certo, Bill.

Tamam Milt.

Eles não são suposto irem.

Hey, Milt, çıkmamaları söylendi.

- Então, Milt?

- Hey, Milt!

Capitão Kennedy, este é Milt.

Yüzbaşı Kennedy, bu Milt.

- Acalma-te.

- Milt, sakin ol.

Milt está em liberdade condicional, e isso infringe-a.

Freddie ve Milt şartlı tahliye edildiler. Ve bu tahliye kurallarına aykırı.

Vai na tua direcção, Milt.

Sana doğru geliyor Milt.

Milt, eles vêm de sul e estão determinados.

Milt, güneye doğru geliyorlar, bize iş çıktı.

Nem mais um minuto ou o Milt vai à sua procura.

Bir dakika bile geçirme yoksa Milt seni ziyarete gelir.

Sím, Bill,

Evet, Milt.

- E o Milt?

- Milt nerede?

Olá, Milt.

Merhaba Milt.

Milt, vai tu primeiro.

Önce sen Milt.

Bill?

Milt?

Milt?

Milt?