English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Modele

Modele traduction Turc

134 traduction parallèle
Não é que eu seja um bom artista... mas tenho a vantagem de ter um extraordinário modelo... que pode inspirar-me a pintar... a face e as formas de Pandora Reynolds... a deusa secreta que todos os homens, nos seus corações desejam.
Ahım şahım bir ressam olduğumdan değil, olağanüstü bir modele sahip olma avantajına sahip olduğumdan diyorum. Ki bu bana Pandora Reynolds'ın yüzünü ve figürünü resmetmek için ilham verebilir ; Tüm erkeklerin yürekten arzuladığı Gizemli Tanrıça'yı.
Por acaso, até é pastel e o modelo surgiu-me sem mais nem menos.
Çizim. Pastel ile yapıldı... Modele gelince...
- Sim, não consigo pagar um.
- Evet, modele verecek param yoktu.
Não, repare, S.r Morgan, todos os assassinatos seguem um padrão.
Hayır, şimdi şuraya dikkat et, Bay Morgan, üç cinayette aynı modele uyuyor.
Mostra o auge de conflitos sexuais internos. É uma situação antiga... baseada num padrão sexual caótico.
İçsel cinsi çatışmanın zirvesinde olduğu çok açık genel olarak sabit ve belirli kaotik cinsel modele dayanıyor.
Aprecio este modelo, Sr. Spock, que o senhor, infelizmente, está mal preparado para apreciar.
Bu biraz fazla gibi. Bu modele düşkünüm, Mr. Spock, tabi sen bunu takdir edemezsin.
Mas não é possível pôr mais de um padrão de cada vez.
Aynı anda birden fazla modele uyması mümkün değil.
Querido, tens que ver este modelo.
Hayatım, şu modele bak.
quando mais depressa encontrar-mos o Randy Merritt Mais depressa podes mudar para 346 00 : 22 : 39,257 - - 00 : 22 : 40,315 um modelo maior.
Randy Merritt'ı ne kadar çabuk bulursak daha büyük bir modele taşınmamız o kadar kolaylaşır.
Procura a 76 e a Walt Whitman.
76 modele ve Walt Whitman'a bak.
Olhem que modelo para a noite que se faz saltar aos olhos.
Bakın! Bu modele bayılıyorum.
Que tal algo de um homem que lhe dará tudo o que tem?
Bir erkeğin kendisini her şeyiyle size feda edebileceği bir modele ne dersiniz?
Só tem que escolher.
Sadece modele karar verin. İşte.
E para qualquer avaliação significativa da Lal, necessitaria de um modelo para ter uma base de comparação.
Ve Lal'i anlamlı bir şekilde değerlendirmek için, kıyaslama yapacak bir modele ihtiyacınız olacak.
Vejam este modelo, por exemplo.
Örneğin şu modele bir bakalım.
O estudo que realizei sugere que na lua Beta aumentará a temperatura, trocarão as marés, e, em geral, se produzirá um efeito estufa.
Yaptığım modele göre Beta, nihayetinde sıcaklık artışı, düzensiz gelgit dalgaları, ve genel olarak da küresel ısınma başlangıcını yaşayacak.
Um período doutro paradigma ou modelo.
"farklı bir paradigma ya da modele ait bir döneme."
Não consigo focar um modelo anónimo de uma revista.
Ben bir dergiye bakarken, bir modele kilitlenip kalamam.
Precisas é de algo melhor, pá.
Senin ihtiyacın olan bir üst modele geçmek.
Podes conduzir este ou aquele modelo. Um mais desportivo ou mais antigo.
Şu veya bu modele spor bir arabaya veya antika bir arabaya binersin.
Nós poetas, tal como os pintores, necessitamos de modelos.
Şairlerin de modele ihtiyacı vardır!
Precisa de modelos de todos os tamanhos?
Gerçekten her boyda modele ihtiyacınız var mı?
Tu encaixas-te na categoria.
Bak dostum modele tam olarak uyuyorsun. 30'larındasın.
Era bom se esta transferência de tinta tivesse apenas uma propriedade especial.
Lütfen bu boya kalıntısı özel bir modele ait olsun.
Chamei-lhe "Bufu".
Bu modele "Abas" diyorum.
Gosto de chamar a este modelo a Sra. Pacman.
Bu modele Ms. Pacman demek istiyorum.
Algum idiota cansou-se do modelo antigo, e resolveu começar a agredir a versão topo de gama.
Bazı ayak takımı eski modele vurmaktan sıkıldı, böylelikle 2. versiyon olarak etrafa satmaya başladılar.
Donny G é um artista, o qual se parece com um super-modelo.
Donny G bir sanatçı, ve bir süper modele benziyor.
Fazíamos uma fonte durante o arranque, montávamos o servidor, gerávamos um override, depois o modelo ruburiza uma vez, instantaneamente em contexto holográfico... Um código hipnotizador. Sim.
Fişi temel olarak alırsak, servera bağlayıp, hızlandırıp, bir kere modele bağlayıp, hologramın içindekiler... hipnotize eden bir kod...
Eu apenas penso que não pode questionar a validade do modelo de negócio. Foi a sobre-expansão do modelo, levando ao que se revelou ser uma procura limitada, pelos consumidores, que causou o colapso das "dot com's".
Ancak söz konusu ticaret modelinin başarısı tartışılmaz.... aşırı yaygınlaşmasına karşın modele kısıtlı talep olmasıdır.
Vamos para o carro de'64 que está lá fora e vamos rápido, sem parar até chegar ao México.
Ben diyorum ki, dışarıdaki boktan 64 modele atlayalım, sıvışıp, ta Meksika'ya kadar hiç durmayalım.
Parece o Omni 600.
Omni 600 modele benziyor.
A Rainha Eleanor foi presa pelo próprio marido.
Modele dikkat Bayan Crawley.
Não pareço?
Modele mi benziyorum?
E comparada à sua anterior versão, tem o dobro da potência.
Ve önceki modele nazaran etkisi iki katına çıkmış.
Não encontrámos foto alguma da top model grávida... e ele estava hesitante em as dar ao agente,
Hamile top modele ait hiç fotoğraf bulamadık gönülsüzce fotoğrafları ajansına verdi...
"Podemos arranjar-nos, não precisamos de actualizações!"
" Kendimizi onarabiliriz. Yeni modele gerek yok.
Preciso de um modelo para os esboços.
Eskizler için bir modele ihtiyacım var.
Ele só precisa de um modelo.
Sadece bir modele ihtiyacı var.
Graças à modelo.
Modele de teşekkürler.
Eles precisam de uma modelo para demonstrar um novo modelo de carro num supermercado.
Uh, yeni model Buick i tanıtmak için, alışveriş merkezinde bir modele ihtiyaçları var.
Todos precisam de um forte exemplar masculino.
Herkesin güçlü bir erkek modele ihtiyacı vardır.
Tudo se reduz a dois tipos básicos.
Hepsi iki ana modele indirgendi.
Assim é basicamente o mesmo negócio modele como o acampamento desportivo extremo.
Ekstrem sporlar kampındaki iş modelinin aynısı aslında.
É, e talvez a casa da testemunha. Certo, se eliminarmos os movimentos não ligados a esse padrão então eles ficam confinados a esta área, bem aqui.
Bu modele uymayan hareketleri elersek hareketler sadece bu alanla sınırlı hale geliyor.
Meterei esta informação no programa e, com sorte, reduziremos a área de busca a algo manejável, para que possa achá-la.
Bu bilgiyi modele gireceğim şansımız varsa araştırma alanını biraz daraltacağız böylelikle onu bulacaksın.
Apesar de estar morto Sua energia ainda vive os padrões de quando ainda era vivo
Ölmüş olsa bile enerjisi onu eski hayatındaki modele göre yaşatmaya devam ediyor.
Gostas de pintar modelos?
Modele ihtiyacın var mı?
- Segundo o modelo, a Coreia do Norte devia ter acabado em 1992.
- O modele göre Kuzey Kore'nin 1992'de çökmüş olması gerekiyordu.
mas legalmente somos obrigados a cumprir a vontade dela.
Annenizin tabutunu üst modele çıkartmayı ben de isterdim... ama kanunen isteklerini yerine getirmek zorundayız.
Eu... o modelo de negócio.
Modele çaktım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]