English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Mortem

Mortem traduction Turc

178 traduction parallèle
Tirei umas fotografias post-mortem ao tal Lund.
Bu Lunn denen adamın otopsi sonrası birkaç fotoğrafını aldım.
Eu estava a pensar em fazer um post mortem.
Aslında, ölüm sonrası incelenmesi istemek aklımdaydı.
- Post mortem?
Ne incelemesi?
Ronald Francis Adair, que é o sujeito desta averiguação, e depois efectuou um exame pós-mortem ao cadáver,
Bu adli soruşturmanın konusu olan merhum, Ronald Frances Adair'in cesedine otopsi yaptınız mı?
Todos os outros ferimentos são "post mortem".
Diğer yaralar ölüm sonrası oluşmuş.
assim como a ligeira marca de corda no peito do Sr Leeds, que também se acredita ser "post mortem".
Bay Leeds'in göğsündeki izlerin nedeni de belirsiz. Tahminen, bunlarda ölüm sonrası oluşmuş.
Os ferimentos da Sra Leeds são "post mortem". Quatro a cinco minutos depois.
Bayan Leeds'in yaraları öldükten 4-5 dakika sonra oluşmuş.
Contracções post-mortem dos ligamentos posteriores do pescoço.
Arka boyun bağları öldükten sonra büzülmüş.
Foram encontradas várias anomalias durante a análise post mortem... que não tinham sido detectadas em autópsias anteriores.
Önceki otopsilerde fark edilemeyen bazı anormallikler bulundu.
O Post Mortem do Hal Arden. Já o conseguiu?
Hal Arden'ın otopsisi, elinize geçti mi?
Traumatismos, impacto ante-mortem na parte superior do torso.
Keskin olmayan bir cisimle öldüresiye vurulmuş. Üst gövdesine aldığı darbeler sonucu aşınmalar oluşmuş.
Os insectos post-mortem vão-me dizer quando é que ela foi morta.
Böcekler kurbanın ne zaman öldürüldüğünü söyleyecek.
Não, ela foi esmagada post mortem.
- Hayır, öldükten sonra ezilmiş.
Não como carne desde que o Grissom usou um porco para calcular o crescimento de insectos no post-mortem.
Grissom bir domuzun üstünde böcek gelişimini izlediğinden beri et yiyemiyordum.
Desoxigenação post-mortem?
Otopsi sonrası deoksijenasyon?
- Pré ou post-mortem?
- Ölümden önce mi, sonra mı?
Depois de montarem o quebra-cabeça, concluirão que... dada a natureza do local do crime e a mutilação post-mortem... o perfil será o de um agressor perturbado. Pronto.
Tamam, hepsi bu kadar.
Por isso os ferimentos post-mortem foram tão superficiais.
Bu nedenle ölüm sonrası yaralar çok kesin değildi.
A predação é toda post mortem.
Ölümden sonra ısırılmış yani.
Hematomas pero-mortem no tronco. Duas linhas simétricas.
Gövdesinde ölüm sırasında meydana gelmiş bir morluk var ; simetrik iki çizgi.
O dedo foi decepado post mortem.
Parmak, kurban öldükten sonra kesilmiş.
- Então introduziram-lhe isso post mortem?
Yani? Bu şey öldükten sonra mı koyulmuş?
E nódoas negras post-mortem.
Ve ölüm sonrası çürükleri.
A treinadora tem equimoses e arranhões peri-mortem... que vão de simples a graves... consistentes com pisoteio.
At eğitmenimizde ölüm ânında meydana geleni irili ufaklı bereler ve yaralar var. Hepsi atın teptiğini gösteriyor.
Lori Hutchins tinha... um talho ante-mortem no antebraço direito. Instrutor de esqui.
Lori Hutchins'in sağ kolunda ölümden önce olmuş bir yara var.
Os pormenores "post mortem" podem ser muito reveladores.
Ölümden sonraki ayrıntıların pek çok şeyi açığa çıkardığını biliyorsun.
Como eu te disse, a fractura da maxila foi "post mortem", infligida obviamente pelo choque.
- Hayır. Dediğim gibi, çenedeki kırık ölümden sonra olmuş. Çarpmanın etkisiyle olduğu aşikâr.
O que me vai levar a Londres dentro de duas horas... para a reunião do collegium mortem scrutantium.
Londra'daki, Mortum Scrutinium Birliği'nin toplantısına kim gidecek diye yazı tura attık.
Com a ausência de tecido hemorrágico no ponto da lesão, diria que o membro foi amputado post mortem.
- Kesik yerinde kan olmadığına göre bacak ölümden sonra kesilmiş.
Viu as fotografias do post-mortem?
Ölüm sonrası resimlerini gördün mü?
Batia com a cabeça contra a janela tentava morder a parede, partindo vários dentes, como viram na fotografia post-mortem.
Kafasını camlara vurdu. Duvardaki delikleri ısırmaya çalıştı. Ölüm sonrası fotoğraflarında da görüleceği gibi dişlerini kırdı.
Desculpa. Ele teve uma contracção post-mortem.
Pardon, ölüm hırıltısını duydum.
Se ela não foi cremada, ainda é possível realizar uma investigação post mortem.
Şey, eğer yakılmamışsa, son tekniklerele cesedini incelemk için çok da geç değil.
- Peri Mortem?
- Yani zaten ölümüydü? - Evet
Significando que partiram pós-mortem. Sim.
Demek ki ölümden sonra kırılmışlar.
O que significa que isto, são queimaduras post-mortem.
Yani ölümden sonra oluşmuşlar.
A restituição "post mortem" destas dívidas deve ser feita ao cônsul máximo, ou seja, a Caio Júlio César.
Ölüm sonrası faizler kanunen görevdeki konsüle devredilir. Örneğin... Gaius Julius Sezar'a.
Mas ele tem ferimentos peri-mortem nos pulsos e ante-braços, como se se tivesse defendido.
Ama bilek ve kollarında ölümden önce oluşmuş zedelenmeler var, bunlar kendini savunurken oluşmuş gibi. Ölüm sebebi ne?
Sim, a actividade cerebral post-mortem não é incomum nas pessoas expostas ao sinal alienígena.
Uzaylı sinyaline maruz kalan insanlarda, ölüm sonrası beyin faaliyetleri tuhaf bir şey değil.
Acho que foi post mortem.
Ölümden sonra meydana geldiğini tahmin ediyorum.
Um sinal seguro de ferimento post mortem, o que quer dizer que a vitima já estava morta quando lhe foram retiradas as pontas dos dedos.
Otopsi sonuçları kesin birşeyi ifade ediyor, o da ; parmakuçları kesildiğinde kurban zaten ölmüştü.
mas fui apenas parcialmente capaz de verificar isso, desde que, como pode ver, os danos post-mortem foram consideráveis.
Ama bunu kısmen doğrulayabildim. Çünkü gördüğün gibi, ölümden sonra aldığı hasar çok geniş.
- No que é que estás a pensar? Acho que ha um monte de razões para a mutilação post-mortem que estás a verificar, além de esconder uma causa de morte suspeita.
Ölüm sonrası yaralarının senin gözünden kaçan bir sürü sebebi var.
Pre ou peri-mortem, o crânio humano é elástico, quando se dá uma fractura, os pedaços mudam de forma.
Ölüm öncesi ve anındaki kırıklarda insan iskeleti elastik özelliktedir, bu yüzden kırıldığında, parçaların şekli değişir.
Mas post-mortem, os ossos são quebradiços, e quando são fracturados, os pedaços mantêm a forma.
Ama ölümden sonraki kırıklarda, kemikler kırılgandır, ve kırıldığında, şekillerini korular.
Vou iniciar o exame "post-mortem". É um caso óbvio de afogamento.
Rapor başlangıcında, Belli ki bu bir boğulma vakası,
Foi post-mortem.
Bir iki içki içip biraz çeken bir grup erkek, bir düzine kadına mı saldırmış?
- Como suspeitava, o Marine foi desmembrado post mortem.
Şüphelendiğim gibi, denizcimizin bacağı öldükten sonra kesilmiş.
A língua foi golpeada peri mortem. ( Anterior à morte )
Dilinde yırtıklar var.
Peri mortem.
Zedelenmiş.
As suas células ainda estão em mutação "post mortem".
Hücreleri hâlâ mutasyon sürecinde. Ölüm sonrası devre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]