Translate.vc / Portugais → Turc / Moves
Moves traduction Turc
100 traduction parallèle
Com que então moves-te nestes círculos.
Demek bu çevreye taşındın.
A seguir moves a muleta direita mais para a direita
Sonra sağ, onun önüne atacaksın.
Mexe-te um pouco.
Let me see your moves.
- Krachi, não moves? - Deixa-me reflectir.
- Bir harekette bulunmayacak mısınız?
Tu moves as peças disposta a tudo.
Onlara "bakmak" istediğini söyleyerek taşları oynatıyorsun.
Moves-te com a elegância de um gato selvagem.
Neler oluyor?
Coloca o dedo aqui. Agora moves este formato para o ponto de interrogação, certo?
Parmağını şuraya koyarak... şekli soru işaretine taşı, tamam mı?
Tens 2 ímanes e um papel no meio. Quando moves um deles...
Bir çift mıknatıs alıp aralarına kağıt koyarsın.
A postura, o modo como se mexe, como fala.
The way he stands, the way he moves, talks.
Deixa as tuas mãos serem as mãos do teu amante na tua pele, enquanto te moves.
Dans ederken, ellerin, sevgilinin teninde gezen elleri olsun.
Se te pareces com uma hidra, e te moves como uma hidra...
Eğer bir hidra ( Dokuz başlı yılan ) gibi gözüküyorsa, ve bir hidra gibi hareket ediyorsa...
Que tal o "All the RightMoves"?
Tom Cruise'un "All The Right Moves" filmini alacağım.
Porém não importa como te moves pensaste que perderia o momento em que passasses ao ataque?
Fakatt Nasil hareket ettigin önemli degil Seni iskaladigim da bana saldiracagini mi düsünüyorsun?
Moves-te em diagonal, terás um movimento contínuo.
Diyagonal hareket edersen edebi hareket sağlarsın.
Não respiras, não te moves... e não mandas coisas pelo ar sem confirmares comigo primeiro!
Bana danışmadan ne nefes alabilirsin ne hareket edebilirsin, ne de bir şeyleri havaya uçurabilirsin!
Tu moves coisas quando estás chateada.
üzgün olduğunda nesneleri hareket ettiriyorsun.
Se não te moves, não há movimento.
Nerede hareket, orada bereket.
Certo, tu moves os objectos, eu tenho as premonições e a Piper já não consegue congelar nada, que significa...
Tamam, sen eşyaları oynatıyorsun, ben imge görüyorum ve Piper da zamanı donduramıyor, bu demek ki...
Oh, penso que te moves melhor que o Winky.
Artık Winky'den bile iyisin.
Gosto como te moves.
Hareketlerin hoşuma gidiyor.
Porque se te moves, cais.
Çünkü eğer kımıldarsanız, düşersiniz..
- Porque te moves?
- Neden gidiyorsun?
moves-te um centímetro e eu prendo a tua mãe!
Dinle. Eğer kaçarsanız annenizi tutuklarım.
Depois moves a borla de um lado para o outro.
- Püskülümü alıp öbür yana koyacağım.
É fácil, é como falar... Mas mais alto e longo E moves a tua voz para cima e para baixo.
Ah çok kolaydır, konuşmakla aynı şeydir... yalnız daha yüksek ve uzundur, ayrıca ses tonunu indirir çıkarırsın.
É só que já não te moves tão rapidamente como te movias,
Eğer eskiden olduğu gibi Sadece Sen hızla gibi hareket değildir edilir,
Se eu soubesse que a última vez que te vi seria a última vez, eu teria parado para memorizar o teu rosto, a forma como te moves, tudo sobre ti.
Seni son gördüğümde son olduğunu bilseydim... ... yüzünü, yürüyüşünü ezberlerdim. Her şeyini.
É mais fácil quando não moves a cabeça.
Kafanı oynatmayınca daha kolay.
Ouve, tu moves a merda mais devagar.
- Onunla nereye gidiyorsun? Kahretsin, sen ne diyorsun?
Moves-te rapidamente.
Çok hızlısın.
Se moves um músculo que seja eu desfaço-te cabra.
Bir kasını oynatsan dahi seni doğrarım, seni sürtük.
Dobras, sim dobras e depois endireitas-te moves-te para cima desta forma.
Omuzlarını kamburlaştıracaksın. Aynen öyle. Sonra böyle geriye doğru işte.
Moves a parte...
Çok komikti bence.
Alavanca é como tu moves as coisas, alçada é como tu moves as pessoas.
Evlat, evlat. Tamam, kaldıraç cisimleri yerinden oynatmaya yarar.
Agora, moves o pau de cima, e manténs o mais baixo direito, e nunca, mas nunca mais te deixes intimidar pelas massas.
Şimdi, üstteki çubuğu kaydır ve alttakini de düz tut. Ve şehriyelerin, güzünü korkutmalarına asla izin verme.
bem, moves se são 3 zeros moves a casa decimal.
Pekala, devam et. Tamam, üç sıfırlıysa.. .. bir ondalık geri gitmelisin.
Se te moves, ela morre.
Kıpırdarsan, kız ölür.
Talvez possamos cantar "Night Moves"?
Belki de sadece "Night Moves" u söyleyebiliriz.
Eu agarro na minha pila e tu na tua, tu moves o meu braço e eu movo o teu, ao mesmo tempo.
Onda da, ben sikimi tutuyorum, sen sikini tutuyorsun sen benim kolumu, ben senin kolunu aynı anda çeviriyoruz.
Tens de perceber... Moves-te entre o mundo da vida e da morte.
Ölülerin ve yaşayanların dünyalarında gidip geldiğini anlamalısın.
Moves-te entre o mundo da vida e da morte.
yaşam ile ölüm arasında gidip geliyorsun
Moves-te entre o mundo da vida e da morte.
Yaşamla ölüm arasında hareket ediyorsun.
Que preciso que me digas a verdade. E não me tratares como uma peça de xadrez que moves sobre um tabuleiro que só tu consegues ver.
Bana gerçekleri söylemene ve bana sadece senin görebildiğin bir satranç tahtasında oynattığın bir piyonmuş gibi davranmamana ihtiyacım var.
Não, tu moves-te porque... porque há vento.
Rüzgâr nereye eserse oraya savruluyorsun çünkü.
Moves-te silenciosamente...
Çok sessizce yaklaştın.
Moves muita coisa.
Yüklü miktarda mal çekiyorsun.
Alguma vez viste os danos que causa ou quantas vidas destróis com o que "moves"?
Şimdiye kadar ne kadar insana zarar verdi ne kadar.... hayatı söndürdü biliyormusun?
Já vi como tu moves muitas pessoas.
Bir çok insanı ikna ettiğine şahit oldum.
Não, moves-te diagonalmente.
Aileleri. Hayır. Diyagonal hareket etmelisin.
Porque não moves as mãos?
Neden ellerini kaldır mıyorsun?
E isto só acontece quando se usa algo leve, e o moves rapidamente. A faca afiada corta o corpo, sem espalhamentos, sem verter nada.
Şimdi, tam şurada, temiz ve düzgün bir şekilde püskürmüş olan kan ancak ve ancak elinde tuttuğun hafif bir şeyi hızla hareket ettirdiğinde... oluşabilir - tıpkı vücut boyunca atılmış düzgün ve net kesikler gibi.