English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Mím

Mím traduction Turc

69 traduction parallèle
Suponho que se refería a outro, não a mím.
Belki başka birisini kastetmiştir. Ben değildim.
para mím não. embora creia que...
Bana göre değil ama sana göre bir anlamı var.
Não significa nada para mím.
Oh, umurumda değil. Benim bir şeyim olmuyor sonuçta.
Zeke, qué estão dizendo de mím?
Zeke, benim hakkımda neler söylüyor?
A mím?
Ben mi?
- voce, Senhorita, pendure em mím.
- Bayan Ruth, siz bana sarılın.
Voce é o máis importante para mím, Breck.
Sen benim bu dünyadaki herşeyimsin, Breck.
Agora tens a mím. Eu cuidarei de Voces.
Birazdan beni de ağlatacaksın.
Ja os havéis instalado E este vale é muito civilizado para mím.
Hepiniz iyisiniz ve artık yerleştiniz. artık bu vadi bana fazla medeni gelmeye başladı.
E quando tenho tres ou quatro familias perto de mím começo a ficar nervoso.
100 mil etrafımda 3-4 aile olmaya başladı mı çok kalabalık hissetmeye başlıyorum.
- Mas a mím sím.
- Ben seviyorum.
Fá-lo por George e por mím.
Hem George için, hem benim için Tracy.
- Canta para mím, Tracy.
İstediğin zaman benim için şarkı söyleyebilirsin.
De que se a minha maravilhosa virtude permanece intacta não foi graças a mím.
Harika, güzel, muhteşem erdemime dokunulmamışsa bu benim sayemde olmadı.
Teria significado muito mais para mím... que te casasses comigo... -... mesmo considerando-me menos digna.
Layık olmadığım için evlensen benim için daha anlamlı olurdu.
Não. Tu estás a ser demasiado bom para mím.
Hayır, sen bana fazla iyisin George.
"Rocha eterna, partida para mím"
"Yaşlı kayalar, benim için yarılın."
não imaginas o quanto importante que isto é para mím.
Bu benim için ne kadar önemli, tahmin edemezsin.
- Apoie-se en mím.
Dikkat edin, yerler ıslak.
Não para mím.
Büyüdüm.
- Pediu também para mím?
- Amilcare makarna ısmarladın mı?
Podes ir-te, minha filha, qué mais queres de mím?
Aziz kız, daha ne istiyorsun? Seni kutsadım, şimdi git.
- A mím, también me sequestraram. - Ah sím?
Bende kaçırılmıştım, ama benim parmağımı kesmediler...
- Sím? Senhorita, pode tirar-me também uma a mím?
- Bayan, bir tanede ben alabilir miyim?
Então esta noite, vão escutar-me a mím.
Beni! Gel.
A mím, assusta-me.
Korktum.
Digo a mím misma que vim cá pelos meus netos... os os meus amigos convenceram-me a esta chaladice... mas a verdade é que tinha muita vontade de te vêr!
Deli gibi bunu, yeğenlerim için, arkadaşlarım için yaptığımı söyledim hep kendime. Gerçek şu ki, seni tekrar görmeyi çok istiyordum.
Devo confessar-te que a mím também me apetecía vêr-te outra vez.
Öyleyse, bende seni çok görmek istediğimi söyleyebilirim.
A mím, os comboios que parten não me agradam nada.
Giden trenleri sevmiyorum.
Isto é muito importante para mím.
Bu benim için önemli.
certamente que se apegara em mím, me levará a Hollywood... e me banhara em chanpanhe o resto de minha vida.
Beni keşfedince Hollywood'a götürecek ve şampanyanın içinde banyo yapacağım.
Não, voce da pena a mím.
Asıl ben sana acıyorum!
Esta loco por mím, mas te assustam seus sentimentos.
Sen sadece duygularından korkuyorsun!
voce ri de mim, mas não se livrarás de mím fácilmente, Lutschi.
Çok komik! Ama benden bu karar kolay kurtulamazsın.
A mím me interessam mais os casos de sempre, como este aquí.
Ben, şu arkamdaki gibi daha geleneksel vakaları tercih ediyorum.
Levou-me de casa nessa noíte, tentou ver o que sería melhor para mím e achou que seria mais seguro eu ir servir.
O gece beni götürdü, benim için en iyi şeyin ne olacağını düşündü ve hizmetçi olarak güvende olacağıma karar verdi.
Pode ser que sejam importantes para ti, mas para mím são um peso.
Benim açımdan çok etkili oluyor aynı şey senin açından da olabilir.
É verdade e ficaria encantada que houvesse um retrato do teu pai e de mím...
Bu doğru, Ayrıca, babanla benim bir portremizi çekmeni de çok isterdim...
Talvez nunca tenha aprendído a falar acerca de mím mesmo.
Belki de kendim adına konuşmayı hiç öğrenemedim.
Sentir-se-ia encantada por ter pena de mím, como faz com os seus filhos.
Bana acımak onu çok mutlu ederdi, tıpkı çocuklarına yaptığı gibi.
Então, porque o disses-te a mím?
Neden bana söyledin öyleyse?
Últimamente tens andado agressivo, violento, cheio de hironias para mím enquanto eu me esforçava, tentando compreender-te.
Son zamanlarda çok agresifleştin, sertleştin beni çok hor görüyorsun. Uğraş vermeme, seni anlamaya çalışmama rağmen.
Não entendo a tua atitude, o que odeias tanto em mím.
Tutumunu anlayamıyorum, bende bu kadar nefret ettiğin şeyin ne olduğunu.
Não, confia em mím.
Çekmez, bana güven.
Se continuas atrás de mím, só receberás tormento.
Peşimden gelmeye devam edersen acı dışında hiçbir şey bulamayacaksın.
Para mím, morreu.
Benim için öldü.
Por mím, por favor.
Benim için, lütfen.
A mím, tambén me resiste a poesía.
- Şiir bana biraz zor geliyor.
No bar e traga-me uma barra a mím, porque estou a arder.
Birazda bana getir, yanıyorum!
- É para mím, agradecido.
- Benim için.
Além de que a mím também não me daria grande gozo.
Ve sonra ben hoşlanmam.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]