Translate.vc / Portugais → Turc / Mói
Mói traduction Turc
23 traduction parallèle
É algo que me mói, há 15 anos.
15 yıldır kafamı kurcalıyor.
A coisa que mói e mutila a nossa espécie. Não nos matando logo, mas deixando-nos viver com meio coração e meio pulmão.
Irkımızı sakatlayıp mahveden dahası, bizi hemen öldürmeyip yarım bir kalp ve yarım akciğerle yaşamaya devam ettiren bir şey.
Quando nos mói o juízo?
Seni azarlayınca mı?
Mói osso, tecido. As partes do frango que não vendemos, processamos e usamos como alimento.
Tavuğun kullanamadığımız kısımlarını öğütür ve yem olarak kullanırız.
Mói os casulos.
Tomurcukları karıştırmaya başka.
Mói-te os ossos para fazer farinha.
Kemiklerinizi ekmek yapmak için öğütür.
E a segunda mulher mói-lhe o juízo tal como a primeira.
İkinci eşi de ilki gibi canına okurdu.
Mói-se e desfaz-se tudo.
Ve bunun gibi ezeceksin.
Sabe, ele mói os seus próprios grãos de café.
Kendi kahve çekirdeklerini öğütüyor
- Mói isto numa pasta fina já.
- Macun kıvamına gelene dek ez.
Seca-se a seiva, mói-se até ficar em pó.
Sapı kaynatıp havanda döverek toz haline getiriyorsun.
Esse é estranho. Mói os ossos das vítimas e depois inala.
Onun bir ceset öğütücü olduğuna dair dedikodular var çaldığı mezarlardaki kemikleri eziyor ve çekiyor.
O que te mói?
Senin içini kemiren ne?
Ele é o Grande Moleiro do Céu, aquele que mói o pão da vida e do destino...
O, hayat ve kader ekmeğini öğüten, Cennetin büyük değirmencisi.
Mói-o!
Biraz sürtüneyim.
Devíamos ir ao Lago Silver. Há lá uma loja que mói os teus grãos, e eles são orgânicos.
Silver Gölüne gitmeliyiz çünkü orada kendi çekirdeklerini çeken bir mağaza var ve organikler.
Mói-os para dar um perfil de sabor mais profundo, rico e satisfatório.
Bildiğin parçalıyor bu. Daha derin, daha zencin, daha tatmin edici bir lezzet için!
- Sim. É você que o mói mesmo?
- Kahveyi kendiniz mi çektiniz?
Se o patrão lhe mói o juízo por isso, mande-o cá falar com a... -...
Patronunuz bu yüzden başınızın etini yiyorsa onu buraya getirip Rachel'ın karşısına çıkartın.
Mói.
Öğüt onu.
Mói-se até a mão doer e quando não se aguenta mais, fica mole.
Ellerin acıyana kadar vurmaya devam edersin. Daha fazla vuramayacağını anladığın anda yumuşar.
Mói os ossos e bicos.
Tüm kemikleri ve gagası ayrılır.
- A April mói o café?
April kahve mi öğütüyor?