Translate.vc / Portugais → Turc / Netflix
Netflix traduction Turc
512 traduction parallèle
Enterraram ao Harley hoje. Na fossa comum. O que é a fossa comum?
Sosyal hayatim insanustu hizda kosmaktan ve Netflix'ten ibaret.
Nesse caso vou alugar a série para conseguir acompanhar a tua teoria.
Netflix'de bu diziyi arayacağım hafta sonu, böylece bu küçük teorini hızlandırabilirim. Demek istediğim bu bir süreliğine gerçekten eğlenceliydi, ama artık yürümüyor, görüşürüz. Harika.
Passeio-o para primeiro lugar na minha lista no Blockbuster.
Netflix'te listemin başına yazdım!
- Pois é. Bendito Netflix.
Tamam, DVD dükkanları için tanrıya şükrediyorum.
Ainda não sabes como o Netflix funciona?
Netflix'in nasıl işlediğini bilmiyor musun?
Ele pede para entregarem os filmes aqui no escritório... E vê-os aos bocados quando há pouco movimento.
Netflix'den kiraladığı filmler direk ofise geliyor ve o da işleri az olduğunda parça parça seyrediyor.
Deixa ver. 10 % de desconto no clube de vídeo, umas barrinhas de queijo, várias loções, uma garrafa de plástico de champanhe cheia de gomas, e um ursinho.
Bakalım, yüzde on indirimli Netflix üyeliği, Cracker Barrel Çedar peyniri, aromalı losyonlar, içi şeker dolu bir plastik şampanya şişesi ve ufak bir ayıcık.
Deve ter usado e abusado do Netflix.
Netflix'ten bir film aldıysa kesin süresi geçmiştir.
O "Bag, Borrow or Steel" é o paraíso das malas.
Çanta konusunda Netflix gibi bir yerdir.
Um encontro com a família Grimaldi e a Netflix.
Biraz Grimaldi ve Netflix ile sıcak bir randevum var.
- certidão de nascimento... - Cartão da biblioteca, do clube de vídeo...
kütüphane kartın, Netflix üyeliği, Sam'in yeri.
Mas acabei de receber um pacote de filmes do Netflix.
Onun yerine Netflix'ten birkaç film satın aldım.
Noite de Netflix com o Nate ou lutar com uma fera com a Bass?
Nate ile film gecesi mi yoksa Bass ile canavar avı mı?
Segundo, a Netflix congelou-te a conta.
İki, Netflix hesabını dondurmuş.
Tenho um monte de filmes da Netflix.
Bir sürü film kiraladım.
Sabiam que a Netflix nos deixa ver filmes pelo computador, agora?
Netflix sayesinde filmleri internetten izleyebileceğinizi biliyor muydunuz?
És o homem mais enfurecedor, que rouba Dvd's do Netflix, que não apaga os churrascos que alguma vez conheci!
Sen hayatımda gördüğüm en sinir bozucu, kiralık DVD'lerimi çalan, mangalını söndürmeyen adamsın!
Ouve, não vou transformar alguém que tudo o que sabe sobre vampiros é através da Netflix.
Vampirler hakkında bildiği her şeyi filmlerden öğrenen birini vampir yapmayacağım.
Sabes o que apareceu hoje no Netflix?
Bugün televizyonda ne var biliyor musun?
Tenho-o no netflix há seis meses. Está ai para nada.
Altı ay önce filan cd'sini aldım hâla kahve masamda duruyor.
- A alugar este filme on-line.
- Netflix'den Slumber Party Zombie'ye bakıyorum.
Chuck, aceita o novo namorado da Serena e a semana passada vi o documentário "Nova" na sua conta Netflix.
.. Ms. Serena'nın sevgilisini desteklemeler... ve geçen hafta.. Nexflix indirme listesinde "NOVA" belgeselini buldum!
Tenho ver essa merda no Netflix.
Netflix'ten izlemem lazım bir an önce.
Estou a tentar ver um filme através do Netflix aqui.
Burada Netflix'ten bir film izlemeye çalışıyorum.
Deveria procurar no Netflix.
Sonra oynadı sanırım.
Acho que te vais identificar.
Netflix'den araştırabilirsin. - İlgini çekeceğine eminim.
Não podes usar o iPhone, o ipad, o iPod Touch, o iTunes, a Netflix, a Pandora nem o Spotify.
Kullanma izni yok sana iPhone, iPad, iPod Touch, iTunes Netflix, Pandora ya da Spotify kullanman yasak!
UMA SÉRIE ORIGINAL NETFLIX
LilyHammer 01x07 - The Babysitter Çeviri : kontinyu
Bem... Tenho Netflix.
Netflix kullanıyorum.
Não é usado se já o viste no Netflix.
Bu filmi zaten izlediğimden, başkasına vermeye hakkım var.
Como apresentas a fila de divorciadas malucas com seios remasterizados digitalmente com quem passas as noites?
Peki sen Netflix kuyruğundaki bütün geceni geçirdiğin göğüsleri montajlanmış, çılgın boşanmış kadınları nasıl tanıtırsın?
Se ganhar, vou subscrever o canal de cinema!
Eğer kazanırsam, merhaba Netflix üyeliği.
Nós temos filmes divertidos e boa comida.
Netflix'den harika filmler aldık güzel yiyeceklerimiz de var.
O Deeks deu um pontapé nos anos 70, depois de apanhar o Shaft no Netflix. - Não é uma boa ideia.
Netflix'ten Shaf'ı kiraladığından beri Deeks 70'leri dinliyormuş.
Está bem? Aluguei o Precious há 8 meses no Netflix e ainda não o vi.
Sekiz ay önce Netflix'ten Precious'u kiraladım, hala izlemedim be.
Do Lebowski : "Dá-lhe no Netflix, para seres um puto com estilo."
Lebowski'den. Netflix'de izle, havalı çocuklardan biri olabilirsin.
O Netflix vai separar o plano de DVD pelo correio a partir da oferta on-line.
Netflix ayrılıyormuş. DVD satış kısmı ile online kısım.
- Vou vê-la no Netflix.
- Kaydedeceğim.
Também cancelei a assinatura do Netflix dele.
Ayrıca dijital film indirme kuyruğunu da iptal ettim.
Onde estou não há Netflix.
Bizim oralarda Netflix yok ki.
Já o aluguei.
Netflix'ten izledim bile.
Netflix.
Netflix var.
Tenho uma conta no Netflix com as palavras de busca "fuga da prisão".
Netflix'de "hapishaneden kaçış" kanalına aboneyim.
Esta caixinha liga diretamente à nossa conta Netflix, ao nosso iTunes e ao nosso YouTube.
Orada ki şu küçük kutu direkt olarak bizim Netflix... iTunes, YouTube hesabımıza bağlanıyor.
Eu sei. Apareceu na nossa lista do Netflix.
Biliyorum, Netflix sayfasında göründü.
- Por acaso, estou a actualizar...
Aslında Netflix'de kaçıncı sıradayım diye bakıyordum.
Legenda : netflix
ve ANLAMAK DEĞİŞİMDİR. " Jiddu Krishnamurti - 1895 - 1986
UMA SÉRIE ORIGINAL NETFLIX
Çeviri : hmmsf yavutza
Tenho cinco da Netflix.
Netflix'den aldıklarım var.
UMA SÉRIE ORIGINAL NETFLIX 18 ANOS ANTES
18 YIL ÖNCE
UMA SÉRIE ORIGINAL NETFLIX 6 MESES ANTES
6 AY ÖNCE