Translate.vc / Portugais → Turc / Nicki
Nicki traduction Turc
359 traduction parallèle
A malta do costume. E Nicky Hopkins.
Herzamanki arkadaşlar arkadakiler... ve Nicki Hawkins.
Nicki.
Nicki.
Nicki!
Nicki!
- Nicki!
- Nicki!
Os nossos convidados são Max Renn, o polémico director do canal 83, a vedeta da rádio Nicki Brand, e o profeta da comunicação, Professor Brian O'Blivion.
Rena'nın konukları Kanal 83'ün tartışmalı başkanı Max Renn radyo karakteri Nicki Brand ve medya elçisi Profesör Brian O'Blivion. Başla Rena.
O que acha, Nicki?
Sen ne dersin, Nicki?
Nicki...
Nicki...
Obrigada, Nicki.
Teşekkürler Nicki.
Voltaremos à Nicki Brand e ao programa Resgate Emocional dentro de momentos.
Az sonra, Nicki Brand'la Duygusal Kurtarma Şovu devam edecek.
Nicki, não!
Nicki, yapma!
Nicki, não.
Nicki, yapma.
- Que a Nicki Brand não está a trabalhar para eles.
- Nicki Brand'ın onlarla işi olmadığını söylediler.
Vem à Nicki.
Nicki'ye gel.
Eles mataram a Nicki Brand.
Nicki Brand'ı öldürdüler.
Uma surpresa agradável.
Nasılsın, Nicki?
Como estás, Nicki? Contigo como meu contacto, estou óptimo.
Temasım sen olunca, kusursuz.
Ele não é tão esquisito como pensei que era, E gosto de ti e do Nick como se fossem meus irmãos.
Sandığım kadar tuhaf değil, seni ve Nicki tıpkı kendi abim ve ablam gibi severim.
- Quando viste o Nick?
- Nicki ne zaman gördün?
Nicki, café!
Nicki, kahve.
Nicki, a irmã da Rachel e secretária também.
Nicki, Rachel'in kardeşi ve sekreteri.
Quem é, Nicki?
Kim bu adam, Nicki?
Onde está a Nicki?
- Nicki nerede?
Severas medidas de segurança no funeral de Nicki Marron... abatida por um desconhecido num chalé à beira dum lago.
N. Marron'un cenazesinde çok ciddi güvenlik önlemleri alındı. Bilinmeyen biri tarafından vurulan Nicki, Rachel Marron'un ablasıydı.
É do homem que matou a Nicki?
Nicki'yi öldüren adam mı?
Desculpe. Já não vejo o Nick...
Nicki görmedim...
Olá, Vee.
Nicki. Selam.
Meu Deus, és tu. Agora sou Nicki. Não acredito!
Tanrı'm, sensin, benim Nikki, buna inanamıyorum.
- Olá, Nicki.
- Merhaba Nikki.
Estou a matutar, o que será que correu mal? A culpa é tua, quando tu é que fugiste para fornicar a Nicki no meu dia de anos. Como pode tudo ter fugido?
Ve nasıl bitti diye düşünüyorum, nasıl kaybettik?
Acho que por a minha irmã Nicki ter ficado gravida aos quinze.
Bilmiyorum. Sanırım ablam Nicki yüzünden... O 15 yaşında doğum yaptı.
- Vou sair com a Nicki.
- Nicki'yle randevum var.
- Esta é a Nicki.
- Bu Nicki.
George, lembras-te de eu te ter dito que a Nicki consegue sempre o que quer?
Sana Nicki'nin her istediğini aldığını söylemiştim, hatırladın mı?
Fomos ao cinema, ontem à noite. Estava esgotado. A Nicki vai falar com o gerente e estamos lá dentro.
Dün akşam sinemadayız, bilet bitti Nicki gitti ve yöneticiyle konuştu... ve top içerde.
- Nicki?
- Nicki?
- Já conheces a Nicki, não?
- Nicki'yi tanıyorsun değil mi?
Se não tivesse mandado a Nicki ter com o Todd, com estas coisas, eles nunca teriam ficado juntos.
Eğer Nicki'yi, bunlar için Todd'a göndermeseydim birlikte olmayacaklardı.
Prometi à Nicki que ia passear o cão dela.
Nicki'ye, köpeğini dışarı çıkaracağıma dair söz verdim.
Nicki, Donald, Suzette e Peter.
Nicki. Donald. Suzette ve Peter'de vardı.
- A minha assistente, Nikki,
Bu asistanım Nicki.
A Nicki vai vender café na escola e eu prometi ajudar.
Nicki okulda kahve satıyor, yardıma gideceğim.
Estava a falar com a Denise no outro dia e ela e o Steve levaram a Nicki a um terapêuta.
Baksana, geçen gün Denise'le konuşuyordum. Steve'le birlikte Nicki'yi terapiste götürmüşler.
Nicki, querida.
Nicki, bebeğim.
Essa cabeça não pára, não é, Nick?
- Kafan hep çalışıyor Nicki.
Fez agora 17 anos e julga-se o Nicki Lauda!
Yeni 17 olmuş, kendini Nicki Lauda sanıyor!
Que queres, Nicki?
Ne istiyorsun Nicki?
- Nicki.
- Nicki.
Eu e a Nicki falámos de não ter o bebé.
Nicki ve ben, bebeği aldırmaya karar vermiştik.
Nicki.
Merhaba Nicki.
Sou a Nicki.
Ben Nicki.
Nicki?
Nicki?