Translate.vc / Portugais → Turc / Nile
Nile traduction Turc
35 traduction parallèle
Havia muita água. É a margem do Nilo.
Nile yakınlıktan, suyumuz vardı.
Queres que entregue 11.000 hectares de terra, a um bêbado inveterado?
Nile Vadisi'ndeki 11.000 hektar verimli toprağı bir ayyaşa bırakmamı mı bekliyorsun?
- Medo? Não há ninguém mais valente que o Ernie Niles, deixe comigo.
Ernie Nile gördüğünüz en cesur adamıdır be!
No local faziam-se pesquisas para vacinas de virus como o West Nile, HIV e Ebola.
Burada Batı Nil, HIV ve Ebola gibi virüsler için aşı araştırması yapılıyordu.
Red Courier.
Kırmızı kurye ben Nile.
- Não, um amigo meu, Nile.
- Hayır bir arkadaşım, Nile.
Não, o meu amigo Nile já o fez.
Hayır, Nile yaptı..
Sou o Nile.
Simon, benim Nile.
Nile, maldito bastardo.
Nile, seni lanet herif!
Nile Perch, Mwanza-Fish...
Mwanza Balığı...
Estamos muito unidos à'Nile Perch', que é quase uma empresa irmã.
Uzun zamandır Nil Levreği ile çalışıyoruz.
Não tem vírus do Nilo Ocidental.
West Nile virüsü yok.
O condado preocupava-se com o Nilo Ocidental e puseram etilparatião junto à rota do autocarro.
Belediye West Nile'dan endişelendiği için otobüs güzergâhının yakınlarında etil-parathion sıkmış.
Chama-se negação ( denial = the nile ).
Buna inkâr deniyor.
Já exclui gonorreia, hepatite viral, sífilis, estafilococo, pneumonia atípica, meningite, infecção cardíaca, influenza, gripe do Nilo, e SARS.
Bel soğukluğu, viral hepatit, sifilis, atipik zatürre, menenjit, endokardit, grip, west nile ve sars'ı eledim.
A ataxia e a anemia podem ser virais. Talvez West Nile?
Ataksi ve aneminin nedeni viral olabilir.
Isso é mais parecido com "West Nile Insepolidis".
Ki burası Batı Nil de değil
Há uma revolta em Heliópolis, ao norte do delta do Nilo.
Heliopolis'te isyan çıkmış. Nile bölgesinin kuzeyin'de.
De volta ao Pioneer of the Nile.
Arkadan Pioneerof the Nile geliyor.
Logo a seguir temos o Terrain, atrás o Pioneer of the Nile e, em último, o Mine That Bird.
Arkasından Terrain ve Pioneerof the Nile geliyor ve son sırada Mine That Bird var.
É o Baffert e a mulher com o Pioneer of the Nile.
Onlar da Baffert ve karısı at da Pioneerof the Nile.
E o próximo cavalo é o Pioneer of the Nile.
Sıradaki at Pioneerof the Nile.
Número 16, posição de partida Número 16 para o Pioneer of the Nile.
16 numara. Pioneerof the Nile 16 numara.
- PIONEEROF THE NILE
- PIONEEROF THE NILE
Sabemos que está entusiasmadíssimo com o seu poldro, o Pioneer of the Nile, porquê?
Bu Derbide atın Pioneerof the Nile için çok heyecanlısın. Neden?
Dunkirk, a segunda opção, com 5 contra 1, e o Pioneer of the Nile do Bob Baffert é a terceira escolha com 6 contra 1.
Dunkirk, 5'e 1 ikinci sırada. Bob Baffert'ın Pioneerof the Nile'ı 6'ya 1 üçüncü sırada.
Pioneer of the Nile segue logo atrás.
Pioneerof the Nile arkalarında.
Por fora, Pioneer of the Nile.
Dış kulvarda Pioneerof the Nile.
Regal Ransom pressiona e lá vai o Pioneer of the Nile.
Regal Ransom bastırıyor, Pioneerof the Nile atağa geçti.
Pioneer of the Nile tenta avançar na...
Pioneerof the Nile atakta...
Regal Ransom e Pioneer of the Nile atacam a liderança junto ao oitavo marco.
Regal Ransom ve Pioneerof the Nile son düzlükte atağa geçtiler.
Tudo bem? Saí agora de uma entrevista com o Nile Rodgers.
Ben Nile Rodgers röportaj var.
O Nile Rodgers... ele é Deus!
Nile Rodgers. Bir Tanrım!
Há muita água, estamos nas margens do Nilo, mas foi lá que as pessoas morreram...
Nile yakınlıktan, suyumuz vardı.
Este foi realmente usado em The Jewel Of The Nile.
Bu aslında "Nil Mücevheri" filminde kullanılmıştı.