Translate.vc / Portugais → Turc / Nog
Nog traduction Turc
219 traduction parallèle
Vê lá se não começam a levar egg-nog ao piloto.
Pilota içki vermediklerinden emin ol.
Nog?
Nog?
Para ser sincero, já nem sei bem.
Nog. Benim adım Nog.
Soubemos que tentam angariar capital para reconstruirem os exércitos.
Ferengili çocuk Nog'du. Jake'in yapacak hiçbir işi yok artık.
Desculpe, eu estava na casa do Nog.
Üzgünüm. Nog'daydım.
O Nog.
Peki kim anlattı sana?
Eu e o Nog estávamos a preparar um rotor de iões para a escola. O Nog é mais velho do que tu, Jake.
Nog ve ben okul için reaktif iyon sürücüsü yapıyoruz.
Nunca tivemos problemas até o Nog aparecer.
Nog gelene kadar hiç sorunumuz yoktu.
Eu e o Nog íamos ver os passageiros bajorianos a subir a bordo.
Nog ve ben gemiye gelen Bajoryalı yolcuları izleyecektik.
O Nog fê-la para mim.
Nog benim için bir tane yaptı.
Vá lá Nog, é a tua vez.
Haydi, Nog, Senin sıran.
- Tens a certeza Nog?
- Nog, emin misin?
Nog, és um bom rapaz.
Nog... sen iyi bir çocuksun.
- Nós somos o Nog e o consórcio Noh-Jay, e temos parafusos auto-selantes.
- Biz Nog ve... Noh-Jay Ortaklığı, ve biraz kilidimiz var.
- Nog, estou à espera.
- Nog, bekliyorum.
Nog!
Nog!
Não é mentira, Nog.
Bu yalan sayılmaz.
- Nog! Onde vais?
- Nog, nereye gidiyorsun?
Tenho de ir!
Nog!
Nog! Sabes que não se pode correr na Promenade.
Gezinti güvertesinde koşulmayacağını biliyorsun.
- Isso é verdade, Nog?
- Bu doğru mu, Nog?
Nog, andaste a causar sarilhos outra vez?
Nog, yine yaramazlık mı yaptın?
- Sinais? - Aqueles de que o Nog me falou.
- Nog'un bana söylediği.
Andaste outra vez a falar com o Nog sobre mulheres?
Yine Nog ile kadınlar hakkında mı konuştunuz?
- Eu e o Nog temos planos para amanhã. - Que tipo de planos?
- Nog ve benim yarın için planlarımız var.
Preferes passar tempo com o Nog do que visitar as cavernas de fogo bajorianas comigo?
Nog'la dolaşmayı yaşlı adamla Bajorya ateş mağaralarını ziyaret etmeye tercih mi ediyorsun?
O Nog é meu amigo.
Nog benim arkadaşım.
Vamos começar pelo... Nog.
Kimle başlayım...
Se ele fosse meu filho, arranjava-lhe outro amigo que não o Nog.
Eğer benim oğlum olsaydı, ona Nog'dan başka bir arkadaş bulurdum.
Eu arranjaria forma de os separar, senhor. O Nog é uma má influência.
Onları ayırmanın bir yolunu bulacağım, efendim.
Agradeço o conselho, Chefe, mas confio no meu filho.
Bu Nog'un kötü bir etkisi var. Tavsiyen için teşekkür ederim, ama oğluma güveniyorum.
Além disso, se me puser no meio deles, passo a ser eu contra o Nog. Não forçarei o Jake a escolher entre nós.
Ayrıca bu, bana karşı Nog haline gelebilir ve Jake'i seçmesi için zorlayamam.
Nog, não quero que voltes a pôr lá os pés!
Nog, bir daha oraya gitmeni asla istemiyorum!
Nog.
Hey, Nog.
- É o Nog.
- Sorun Nog.
O Nog nem sabe ler.
Nog okuyamıyor bile.
O Nog vai à vida dele e eu à minha?
Öyleyse Nog kendi yoluna, ben de kendiminkine mi gideceğim?
- Com o Nog.
- Nog'la.
- Onde mais? Com o Nog.
- Nerede olabilir?
É uma promessa. Senhor Sisko, Nog.
Söz veriyorum.
Nog, estamos aqui sentados, vamos antes jogar na câmara holográfica.
Nog, haydi gidip sanal odada biraz top oynayalım.
Sr. Sisko, Nog, já tinha dito para não estarem por cima da Promenade.
Bay Sisko, Nog, size söylediğimi sanıyorum, güverteden sarkmak yok.
Ele é o Nog.
O Nog.
Obrigada, Nog. Boa!
Teşekkür ederim, Nog.
Receio que ele e o Nog me estivessem a tentar impressionar.
O ve Nog sadece beni etkilemeye çalışıyorlardı.
Também o Nog, à sua maneira.
Nog da... kendi çapında.
Fica acordado até mais tarde.
Nog senden daha büyük, Jake. Senden daha geç saatte yatıyor.
Não há muitos amigos por onde escolher por aqui, entendes o que quero dizer? Nog.
Daha sonra uğrayacağım.
- Vais jogar ou não, nog?
- Eğleniyor musun?
Nog.
Nog.
- Nog!
- Nog!