Translate.vc / Portugais → Turc / O2
O2 traduction Turc
154 traduction parallèle
O O2 líquido está a verter no espaço.
Sıvı oksijen uzaya akıyor.
- Os 2 tanques de O2 podem estar estragados.
Her iki oksijen tankı da hasarlı mı bilmiyoruz.
EECOM, vamos agitar... ambos os tanques de H2 e O2, correcto?
Elektronik Kumanda, karıştırma işlemi hem hidrojen, hem de oksijen tankında yapılacak, değil mi?
- O tanque de O2 não mostra pressão.
- 2 numaralı oksijen tankı boşalmış.
Fluxo de O2 alto.
Oksijen akışı yüksek.
Verifica o O2 no tanque um.
1 numaralı oksijen tankına bakın.
Tanque dois de O2 continua a zero.
2 numaralı tank 0 psi.
Houston, o O2 no um ainda está a baixar.
Houston, 1 numaralı tankın oksijen seviyesi düşmeye devam ediyor.
Ventiladores de O2 desligados.
Oksijen fanları, tank 2 kapandı.
Pressão de O2 é 70 em ambiente fechado, ventilação alta.
Oda sıcaklığında kan oksijeni 70, solunumu hızlı.
O2 por via nasal, 10 litros.
10 litre oksijen, burundan verildi.
Oxigênio ok.
- O2 akıyor.
15 litros de O2, quatro de SM, nitroglicerina intravenosa.
15 litre oksijen, dört MS. Nitrogliserin titre edin.
Saturação de O2 a 100.
- Oksijen satürasyonu 100.
O2 saturado, 90. Pediram sangue?
- Oksijen satürasyonu 90.
O2, três litros.
Oksijen, üç litre.
Administramos O2. Dez litros.
Oksijen verelim. 10 litre.
Reduzi-lhe o O2.
Oksijenini azalttım.
O problema é que há muito O2 puro aqui agora... para acendê-lo.
Problem şu ki... şu anda burada alev alabilecek fazlasıyla saf oksijen var.
- Muito O2 puro.
- Çok fazla saf oksijen.
NITROGÉNIO : 78 % OXIGÉNIO : 20 %
NTR % 78 O2 % 20
Como pode haver agora mais ar do que antes, sem haver algas para o criar?
Daha öncesine göre burada nasıl daha çok O2 olur hem de algler yokken?
Pronto! Comecem com 15 litros de O2.
Peki. 15 litre oksijen vermeye başlayalım.
Administrem-lhe O2 e declarem emergência.
Oksijen vermek gerekiyor.
O2 está a 18 por cento.
Oksijen yüzde 12.
Segunda doente com alto fluxo de O2 com 500 cc de solução salina normal.
2 Numaralı hastaya oxygen ve yüksek akışlı tuzlu 500cc lik serum verildi
Precisa de dois litros de salina e de O2 a jorro.
iki litre serum ile oxygen verin.
Certo, vamos lhe dar um pouco de O2.
Ah,... pekala, sana biraz Oksijen bulalım.
Algumas mais novas limitam-se a deter-nos, e então os sucateiros ultrapassam as comportas de ar, puxam o O2, ou simplesmente enchem-nos de gás.
Yeni modelleri durdurmaya yarar... ardından hurdacılar hava-kilitlerini açıp... oksijensiz bırakır ya da gaz verirler.
Não gosto das células de O2 dele.
Oksijen hücrelerinden hoşlanmadım.
Antes de sair, teve a amabilidade de furar um dos cilindros de O2.
Çıkarken oksijen tüplerinden birini delmiş.
- Aumenta o O2. Leva-os daqui.
Onları da çıkarın.
Baixa para 80 %, faz uma gasimetria daqui a meia hora.
Seviyeyi % 80'e düşürün. O2 durumunu yarım saatte bir kontrol edin.
Cuidado, Capitão. Quase acertava no reciclador de O2.
Dikkatli olun efendim, bu 02 geri dönüştürücüsüne çok yakındı.
Paciente precisa de O2, de oximetria de pulso e de radiografia.
Solunum güçlüğü oksijen gerek, Nabız ox, Göğüs röntgeni ve olası bir tüp.
Porra, os níveis de O2 estão a baixar.
Yoldan çekil tatlım, haydi!
Os sensores de O2 estão calibrados?
Oksijen sensörleri ayarlandı mı?
O O2 está em 1800.
Oksijen sayacı, 1800 okuyor.
Forçando o ar para dentro, seu sangue pode absorver mais O2.
Havayı alır ve verir, bu yüzden kanı daha fazla oksijen alabilir.
Têm cobertura para IVs, colares cervicais e O2.
Damar yolu, omurilik ve oksijeni hazır tutun.
TAC Espiral, scan V / Q, administrar O2, dose com heparina e consultar um filtro IVC.
Spiral CT, V / Q taraması. Oksijen takviyesi. Heparinle birlikte.
Continuem a administrar O2.
Yüksek akışlı oksijene devam edin.
Está a baixar, mesmo ministrando O2.
Oksijen alımı yavaşlıyor.
Fechem o O2.
Oksijeni kesin.
O nível de saturação de O2 está em 89.
Oksijen seviyesi 89.
- Os níveis de O2 estão nos...
- Oksijen istatistikleri....
Buck, que tem níveis de O2 baixos, e sons crepitantes nos pulmões.
"Buck" diyelim, Buck'ın düşük oksijeni ve hışırtılı akciğer sesi var.
- Estamos a perdê-lo.
O2, 6.75... iyi değil. Onu kaybediyoruz.
- O2 ligado. - Computador ligado?
Bilgisayar açık.
- Que aconteceu? - Dêem-lhe 100 por cento de O2.
- Göğüs tübünde büyük bir çatlak var.
Sim, chamam-me O2.
Evet, bana O2 derler.