English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Operá

Operá traduction Turc

1,551 traduction parallèle
Temos de operá-lo.
Ameliyata almamız gerek. Onu al.
É uma rotura de ligamento, não é necessário operá-lo.
Sadece kopma var, ameliyata gerek yok.
- Operá-la não servirá de nada.
O razı olsa bile ben ameliyatın fayda edeceğini sanmıyorum.
Kimber, detesto ser eu a dizer-te, mas nenhum cirurgião plástico opera após as 18 : 00, num dia da semana.
Kimber, bunu söyleyen olmaktan nefret ediyorum ama hiçbir cerrah, iş günlerinde 6 : 00'dan sonra ameliyat yapmaz.
Lamento ter-te construido aquela opera.
Üst Meclisi buna pişman edeceğim.
Sou cenógrafo da Ópera Lírica de Los Angeles.
Los Angeles Lirik Opera'da sahne tasarımcısıyım.
Ele só quer desenhar um cenário e montar uma iluminação especial.
Opera mı? Sadece set hazırlamak ve özel ışıklar koymak istiyor.
- Por uma porra de uma ópera?
- Bir opera için mi?
A prima da Vanessa ganhou bilhetes para a ópera, uma vez, e deu-nos os bilhetes.
Vanessa'nın kuzeni KUSC'den opera bileti kazanmış, bize vermişti.
O cenógrafo da Ópera Lírica de LA criou isto para o funeral do amante.
Los Angeles Lirik Opera'nın sahne tasarımcısı, sevgilisi için böyle bir cenaze töreni hazırladı.
Só um gay construiria um cenário de ópera para o funeral do amante.
Sadece eşcinsel bir adam sevgilisinin cenaze töreni için opera seti hazırlar.
Cada Senhor do Sistema Goa'uid opera frotas inteiras destas naves.
Her Goa'uld Düzen Efendisi bunlardan kurulu bir filoyu yönetiyor.
Eu teria escolhido uma ópera.
Ben daha çok opera tarzı bir şey seçerdim.
Uma rapariga da ópera.
Bir opera kızı.
A mãe dela era uma rapariga da ópera, no coro de Montmartre!
Güvenilir kaynaktan öğrendim. Annesi "Montmartre" korosunda bir opera kızıymış.
Posso dizer-vos serem verdadeiros e apresentar com muito prazer os dois senhores agora proprietários da Ópera Populaire, Monsieur Richard Firmin e Monsieur Gilles André.
Artık söyleyebilirim, hepsi doğru ve size tanıtacağım bu iki beyefendi Opera Popüler'in yeni sahipleri Richard Firmin ve Gilles Andre.
Os meus pais e eu sentimo-nos honrados por apoiar as artes e especialmente a mundialmente afamada Ópera Populaire.
Ailem ve ben sanatı desteklemekten onur duyuyoruz. Özellikle de dünyaca ünlü Opera Popüler'i.
Ópera!
Opera!
Fantasma da Ópera!
Opera hayaleti.
"Os seus dias na Ópera Populaire estão terminados."
" Opera Popüler'deki günlerin sayılı.
Ou seja, Numa ópera perfeita
Aslında kusursuz bir opera.
Está cá, o Fantasma da Ópera. É ele...
O burada, opera hayaleti.
O Fantasma não existe
Opera hayaleti yok.
O Fantasma da Ópera Não existe
Opera hayaleti diye bir şey yok.
Amaldiçoarão o dia Em que não fizeram Tudo o que o Fantasma
Lanetleyeceksin yapmadığın günü opera hayaletinin senden istediği şeyi.
Compus-lhes uma ópera!
Size bir opera yazdım.
Vivendo nos dormitórios da Ópera.
Opera yatakhanesinde yaşıyorduk.
E desde então não conhece mais nada da vida, tirando esta Ópera.
O zamandan beri opera binası dışında bir yaşam tanımadı.
Sparavalo, da Opera de Sarajevo.
Sarayova Operası'ndan Sparavalo.
Eu sou cantora de ópera.
Ben opera sanatçısıyım.
Ficas alterada, agressiva, casas-te. Ninguém no escritório pode saber... Tenho que pesquisar seja que sistema legal... opera o Registo Civil.
Ofisteki hiç kimse bilmiyor, bu yüzden Clare şehrinin yasal sistemini... araştırmalıyım.
É aquela coisa de ópera que tanto admiro?
O benim bayıldığım opera mı?
Pelos vistos, amanhã vou voltar a fazer o Fantasma da Ópera no meu quarto.
Sanırım yarın yatakhanede Opera'daki Hayalet'i oynarım.
Não me diga que agora a Pan Am opera a partir do Cocoanut Grove?
Pan-AM Cocoanut Grove'dan mı çalışıyor artık? - Merhaba Jack.
Não, o que me parece é que uma companhia opera melhor sem concorrência.
Yo, yo, yo. Tek bir havayolunun, rekabet olmadan, bunu daha iyi yapabileceğini düşünüyorum.
Este clube há muito que opera nos terrenos da Universidade sem nunca ter sido confrontado com a sua política tendenciosa.
Bu özel grubun kampus içinde çalışmasına çok uzun bir süredir izin veriliyor. Üstelik okulun politikasıyla uyum göstermedikleri halde.
Depois do choque inicial de que o dinheiro vai para o cão, o resto para o jardineiro, tem-se a sensação de que finalmente as coisas estão claras.
Köpeğe bırakılan para veya bahçıvana bırakılan opera biletlerinin, şoku atlatıldıktan sonra, nihayet her şeyin ortaya çıktığı duygusu hakim olur.
Como antiga aluna estou ciente do que é necessário para se chegar ao topo.
Opera eğitimi almış birisi olarak... zirveye çıkmak için nelerin gerekli olduğunun tamamen farkındayım.
Ópera?
Opera, ha?
Bilhetes para a Opera.
Opera bileti olan.
Vou fazer por o merecer. É assim que a Polícia opera.
Evet, polisler böyle yapar.
Alguém me tire daqui!
10'a 1 bahse girerim ki bunlar opera için değil.
Isto diz que o Hannigan opera como um residente do Mónaco.
Hannigan'ın Monaco'da kaldığı yazılı.
Acho que a minha hipótese principal é a de que uma mulher que opera num meio dominado pelos homens sente a necessidade de compensar em demasiado sendo assim exponencialmente mais implacável e diabólica do que os já estabelecidos colegas masculinos.
Ana hipotezim erkek egemen bir ortamda kadın olarak varsın ve erkek meslektaşlarından daha acımasız ve kötü olarak bu gerçeği kapatmaya çalışıyorsun.
Integro uma unidade que opera na sombra.
Bir gölge birimdenim.
a opera é amanha a noite
Yarın gece opera var....
a opera é amanha a noite
Opera bu gece!
na opera.
Operada.
eu tenho os bilhetes para a opera... uma pequenita coisa chamada..
Opera için bilet almam gerek- - Küçük birşey beni çağırıyor...
No Grand Cafe, perto da Opera, às 10 horas.
Gran Cafe. Opera yakınında. Saat 10'da.
Esta noite, há ópera.
Bu akşam opera var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]