English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Parecia

Parecia traduction Turc

14,325 traduction parallèle
Como se chama, o calibre, parecia maior.
Ne deniyordu ona kalibre mi? Büyük görünüyordu.
Parecia uma daquelas que os soldados usam ou talvez das que se usam para caçar...
Askerlerin kullanacağı tarzda. Ya da avlanırken kullanılan türden.
Parecia mesmo morta.
- Ölü görünüyordu.
Quando estávamos em Devon, filmando, você parecia tão... Cheia de vida.
Devon'da çekim yaparken hep canlıydı.
Parecia uma águia.
Orada kartal gibiydin.
Só ouvi pedaços da conversa, mas ela... falou sobre um tipo coberto de tinta vermelha, que parecia o pau do diabo.
Sadece ufak tefek şeyler duydum ama kız şeytan siki gibi kırmızı boyaya bulanmış herifin tekinden bahsedip durdu.
- Bem me parecia que a conhecia.
- Bir yerden gözüm ısırıyordu.
Parecia que tinha algo mais a dizer na reunião.
Söyleyecek başka şeylerin de var gibi geldi.
Parecia um presente caído do céu.
Sihirli mermi buydu işte.
Aquilo parecia um museu.
Mekan, müze gibiydi.
Parecia uma onda.
Dalga gibi geldiler.
- Ela parecia maior na fotografia.
Fotoğrafta daha büyük görünüyor.
Oh querida, o dia de hoje foi tão estranho, e ontem, tudo parecia ir tão normal.
Ah canım, bugün ne kadar garip bir şey. Ve dün her şeyi her zamanki gibi gitmek gibiydi.
Quando eles me encontraram, parecia uma sina, entendem?
Beni bulmaları yazgı gibiydi. Demek istediğimi anlıyor musunuz?
Parecia tão humano.
Tıpkı insan gibi.
Mas o vício, parecia que era à prova da Depressão.
Ama ahlaksızlık, depresyon geçirmez gibi görünüyordu.
Parecia-me muito bêbada.
Çok sarhoş görünüyordu.
O motorista do autocarro parecia-te sóbrio, querido?
O şoför sarhoş muydu sence?
- E o que parecia dantes? - Alheado.
Daha önce neye benziyordum?
Como é que ele parecia?
Nasıl biri?
Bem, parecia porreiro.
Fena değil.
Entre as armas, o dinheiro e o perigo constante de violência, parecia um verdadeiro sonho.
Silah, para ve şiddetin bol olduğu. Tam bir hayal gibiydi.
Bem me parecia.
Ben de öyle düşünmüştüm.
Disse que não se parecia com o tipo da pastelaria.
- Evet. Restorandaki adama benzemediğini söyledi.
De um dia para o outro, parecia que uma nova era nascera, um mundo sem medo de infeções, doenças ou declínio.
Bir gecede yeni bir çağ başlamıştı sanki enfeksiyon, hastalık ya da yaşlanmanın olmadığı bir dünya.
Esta manhã, quando a vi, ela parecia muito doente.
Bu sabah gördüğümde de hasta görünüyordu.
Parecia ser uma punição apropriada no momento.
O zaman bana çok uygun bir ceza gibi gelmişti.
Parecia que eu era o pai e ela a filha.
Sanki büyük olan benim, çocuk olan da oydu.
Se o universo é realmente infinito... Tudo o que me parecia tão claro há dois anos parece-me agora tão distante.
Evren gerçekten sonsuzsa iki yıl önce çok net olan yanıt, şimdi çok uzak görünüyor.
E parecia que a própria Morte se aproximava e me tocava no ombro.
Ve sanki bizzat ÖIüm'ün ta kendi elini uzatıp omzuma dokundu.
Parecia-me mais feliz.
Daha mutlu görünüyor sanıyordum.
Parecia que... Queria caminhar em direção a ela.
Sanki doğrudan ona yürümek istiyormuş gibi hissettim.
Primeiro, aquilo parecia normal.
Başta bu normal gelmişti.
Desta vez, parecia muito grave.
Annesinden. Bu kez çok ciddi gibi görünüyordu.
Eu sei que parece maluquice, mas queria ver se ele parecia um homem que pudesse ter assassinado a mulher.
Kulağa çılgınca geldiğini biliyorum ama karısını öldürebilecek biri gibi mi görünüyordu onu görmek istedim.
Parecia magia.
Sihir gibiydi.
Parecia que o Dave nem estava aqui e que eu estava num bar com o Liam Neeson.
Sanki Dave burada değildi de... barda Liam Neeson'la beraberdim.
Aparentemente, parecia tão sensata...
Yüzeyde, çok düzenli bir hayat sürdüren ünlü yıldız...
Não parecia tão solitário.
Yalnız olduğunu düşünmemiştim.
Parecia bom.
Güzel gelmişti.
Parecia muito simpática e eu quero uma refeição caseira e uma casa de banho sem roedores.
Bana iyi biri gibi göründü ve ben ev yemeği ve içinde fare olmayan bir banyo istiyorum.
" ele lutava e parecia que o amor ia perder,
Savaşıyordu. Ve sevgi kaybetmek üzereydi.
Não parecia que a maioria das raparigas que vimos estavam a mudar-se para os dormitórios da universidade?
Bugün gördüğümüz tüm o kızlar, hepsi yurtlara mı yerleşiyordu?
Este dia parecia não acabar.
Bugün çabuk sona ermeyecekti.
A morte do Matty não me parecia bater certo.
Matty'nin ölümü planıma hiç uymuyordu.
Eles conseguiam construir as nossas bicicletas muito mais barato e muito mais rápido... - e parecia uma boa ideia na altura.
Çok daha ucuza çok daha hızlı bisikletler yapıyorlardı en başta iyi bir fikir gibi gelmişti.
Sim, parecia muito feliz.
Evet, çok mutlu görünüyordu.
Tudo parecia estar a correr bem, até a Sienna Brooks o levar.
Bayan Brooks sizi çalana kadar her şey düzgün gidiyordu.
Ela parecia uma completa Vernon.
Vernon yumuşakbaşlılığına sahip gibi görünüyordu.
Quando veio, parecia surpreso com o silêncio, e parecia meio desconfiado, meio que a desejar ser suavizado pelo que eu poderia dizer.
Geldiğine sakinliğime şaşırmış görünüyordu. Ağzımdan çıkacaklardan yarı korkmuş, yarı ikna edilmiş olmak ister gibi görünüyordu.
Parecia que ele ainda estava lá.
- Hala orada olduğunu hissediyordum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]