Translate.vc / Portugais → Turc / Pareçe
Pareçe traduction Turc
162,736 traduction parallèle
Parece que afinal não éramos todos o teu povo.
I guess we weren't all your people after all.
Parece-me um problema de cinco anos.
5 yıllık sorun gibi geldi bana.
Parece uma relação séria. Já lhe disseste que a amas?
Bayağı ciddi görünüyorsunuz, onu hala seviyor musun?
Só lhe trouxe dor, angústia e pesar, algo de que parece totalmente alheado e impotente para corrigir.
Tamamen dikkatsiz ve olayları düzeltmek için şaşırtıcı derecede zayıf kalarak, ona acı, üzüntü ve pişmanlıktan başka hiç birşey vermedin.
Parece que desligaram o sistema por volta das 21 horas.
Bütün sistem saat 9 civarında kapanmış gibi görünüyor.
Não sei, o que te parece?
Bilemiyorum. Teröristlere destek olan insanlar için cehennemde özel bir bölüm var. Sen ne düşünüyorsun?
É só uma impressão, mas a negação parece genuína.
Sadece bir gözlem. Çok başarılı inkar ediyor.
Então, parece que é você que nunca vai sair daqui.
O halde, bu odayı asla terketmeyecek olan tek kişi sensin.
Parece correcto ela voar para qualquer lado deste modo.
İstediği zaman istediği yere uçmaya hakkı var.
Sei que o pensamento de abrir mão de qualquer parte dele, parece... impossível.
Oğlunun bir parçasının bile gitmesine izin vermek imkansız geliyor.
Parece que ela teria mais hipóteses se a levasses para o Grey Sloan.
Grey Sloan'a götürebilseydik şansı daha yüksek olurdu.
A minha mãe é uma óptima avó, e parece um tipo decente.
Annem harika bir büyükanne.
Não, mas parece feliz ao teu colo.
- Hayır. Ama kollarında mutlu görünüyor.
Parece muito bom.
Sesi gayet iyi.
Parece uma laceração esplénica de grau 2.
İşte burası. İkinci derece dalak yırtığı.
Parece uma boa oportunidade - para a Murphy.
Murphy'in kendini denemesi için mükemmel bir fırsat.
Parece que o nosso se afundou.
Bizimki hapse girmiş gibi görünüyor.
A bebé parece cianótica.
Bebek biraz siyanotik görünüyor.
- A TAC parece limpa, mas olhe.
- Tomografi temizdi ama bunu gördüm. - Neyi kastettiğini anladım.
Parece que ele é muito bom nisso.
Bu konuda oldukça başarılı.
Parece alguém que não conquistou ninguém.
Kalpleri ya da beyinleri kazanmış birinin sözlerine benzemiyor.
E parece que a Shepherd também, porque ela desapareceu.
Sanırım Shepherd da. Çünkü o da ortada yok.
A Grey parece intocável.
Grey dokunulmaz gibi görünüyordu.
Ele parece tão gentil quanto disseste.
Söylediğin kadar hoş birine benziyor.
Não é o que parece.
Öyle gibi hissetmiyorum.
A área parece limpa.
Bütün alan temiz görünüyor.
Sabes o que isto parece, não sabes?
Nasıl göründüğünün farkında mısın?
Ainda temos de fazer alguns exames, mas parece que está livre do cancro.
Birkaç tahlil yapmamız gerekecek ama kanserin gittiğini söyleyebilirim.
Parece que escapei.
Bunu yapmaktan kurtuldum sanırım.
- É o que parece.
Hayır!
Parece que os residentes estão a ir bem, sem problemas.
Asistanlar böbreği sorunsuz almış gibi görünüyor.
Parece que ela está a responder à medicação.
İlaçlara yanıt veriyor gibi görünüyor.
Parece que conseguiram a menina deles de volta.
Küçük kızlarına kavuştular.
Não é o que parece.
Öyle görünmüyor ama.
Parece que a fístula colovesical se fechou sozinha.
Kolovesikal fistül kendi kendine kapanmış gibi görünüyor.
Parece que sim.
- Ünvanım alındı.
- Parece bom, o que é?
İyi bir fikir.
- Parece-me bem.
Tamam, bana uyar.
Já fiz, parece aborrecido, mas é fascinante.
Ben gitmiştim. Sıkıcı gibi geliyor ama gerçekten büyüleyici.
Parece que estás na maior, não é verdade?
Mutluluktan uçuyor gibi görünüyorsun.
Parece que sim.
Evet, sanırım ediyorum.
- Parece que te chateei.
- Anlaşılan canını sıktım.
Parece que um pedaço de cobre se rompeu - com a velocidade e a fricção.
Hız ve sürtünme nedeniyle bir bakır parçası kopmuş gibi görünüyor.
Parece bom e pegajoso.
- Güzel ve yapışkan görünüyor.
Parece que pai cobra está aqui comigo.
Amanın görünüşe göre baba yılan benim yanımdaymış.
- Parece meio caído.
- Pekâlâ, biraz mavileşmiş sanki.
Parece esparguete frio.
- Soğuk spagettiye benziyor.
Bem... Parece que a tua boleia chegou.
Pekâlâ görünüşe göre aracın geldi.
Isso parece uma mentira.
- Sanki yalan gibi geldi.
O fósforo parece bom no início, mas cola quando seca.
Fosfor ilk başta iyi gözükür ama kuruyunca yapışkanlaşır.
Parece que está a funcionar!
Çalışıyor gibi.