Translate.vc / Portugais → Turc / Patronum
Patronum traduction Turc
2,209 traduction parallèle
Seria legal ser minha própria chefe.
Kendi patronum olmak güzel olurdu.
- O meu chefe ainda lá ficou.
- Patronum hala orada, şikayet etmiyorum.
Porque o meu chefe pediu-me.
- Niye buradasın ki sen? Patronum istediği için.
Sou Sofie. Era como os meus patrões na Alemanha me chamavam.
benimki de Sofie, Almanya'daki patronum bana böyle hitap ederdi.
O meu chefe pensa que o Stiles possa ter pessoas dentro da lei, o que explicaria o porquê de nós não estarmos a chegar a nenhum lugar com a investigação.
Patronum, Stiles'ın emniyetin içinde adamları olduğunu bu yüzden de soruşturmada bir adım bile ilerleyemediğimizi düşünüyor.
O meu patrão viu-os e agora quere-os para o vestíbulo que estamos a remodelar.
Patronum onları görmüş ve yeniden tasarladığımız bir antre için mutlaka bunları kullanmak istiyor.
Ouça, desculpe, mas se for de mãos a abanar, o meu chefe irá matar-me.
Dinle, özür dilerim ama elim boş dönersem patronum beni öldürür.
Não, o meu patrão é que é.
Hayır, patronum öyle.
Ele vai adorá-los.
Patronum bunlara bayılacak.
É a minha última oportunidade, se o meu chefe descobrir que estou aqui, amanhã serei expulsa, mas sei... que passa-se mais qualquer coisa, e preciso que... sejam sinceros comigo.
Bu son şansımdı. Eğer patronum burada olduğumu öğrenirse yarın beni kapıya koyarlar, ama başka bir şeylerin olduğunu biliyorum ve tek ihtiyacım olan birisinin bana karşı dürüst olması.
Meu chefe me ofereceu uma grande oportunidade de trabalhar em um caso grande da firma em Londres, por seis meses.
Jamie, patronum firma adına büyük bir davada çalışmak için bana gerçekten harika bir fırsat sundu Londra'da altı aylığına.
Meu, aquele engravatadinho que empurraste é o meu chefe.
Kanka bu herif patronum olsa boğardım.
o meu chefe mantém-me a coleira apertada.
Tıpkı Katie gibi, patronum da beni sıkı kontrol altında tutuyor.
E o Jason, o meu chefe.
Jason, benim patronum.
O meu sai todas as manhãs da casa de banho com o robe aberto.
Patronum banyodan çıktığında bornozunun önü açıktı,
- É para o meu chefe!
- Bunlar patronum için.
Sim, eles, eles puseram-no como meu chefe.
Evet, o adamın patronum olmasına izin veriyorlar.
Expecto Patronum!
Expecto Patronum!
Sim, a minha esposa deixou-me... o meu patrão quer me despedir... e à dois dias quase incendiei a minha casa.
Evet, karım benden ayrıldı patronum beni kovmak istiyor, ve iki gün önce, neredeyse evimi yakıyordum.
- O meu chefe ficou todo lixado.
- Patronum bunu öğrendi ve...
- Excepto para o Robert... o meu patrão.
- Robert dışında. Patronum.
Expecto Patronum.
Expecto Patronum.
Como vai o meu velho patrão?
Eski patronum nasıl?
Se quer ter a certeza de quem sou, fale com o meu chefe no Circus, Peter Guillam.
Kim olduğumu teyit etmek isterseniz, Sirk'teki patronum Peter Guillam'la görüşebilirsiniz.
Este emprego paga-nos a comida.
O benim patronum. Bu işle karnın doyuyor.
O meu chefe está de férias e pediu-me para tomar conta da casa dele.
Patronum birkaç haftalığına tatile çıktı ve evine bakmamı istedi.
Meu empregado grava tudo.
Patronum her şeyi kaydeder.
Meu patrão é um homem de negócios.
Patronum bir iş adamı.
O meu chefe? Não, ele nunca está.
Patronum hiç gelmez.
O chefe ligou-me há uma hora e disse que tenho que ir a Londres amanhã e ficar lá um mês.
Bir saat önce patronum beni çağırıp dedi ki, Yarın Londra'ya gidip orada 1 ay kalacaksın.
Olhe, o meu chefe está a ter um ataque cardíaco.
Patronum bir kalp krizi geçirdi.
O meu patrão, o Bill Krogstad, disse-me que ligaste à Joyce Armbruster
Patronum Bill Krogstad, senin Joyce Armbruster'ı arayıp
É o meu patrão.
Patronum.
Naquela noite, estavas muito mal.
Buraya sırf patronum istedi diye geldim.
Jack Pellitt, o meu chefe.
Jack Pellit. Patronum.
Os nossos chefes têm de morrer.
Patronum. Patronlarımız ölmeli.
O meu chefe, que planeamos matar, estava a morrer à tua frente e tu salvaste-o?
Öldürmeyi planladığımız patronum önünde ölürken hayatını mı kurtardın?
Assassinaram o meu chefe?
Patronum mu öldürüldü?
- Ele é o meu chefe.
- Benim patronum.
Pois, o que acontece é que o meu novo chefe é um velho de merda pervertido.
Evet. Meğerse yeni patronum pislik herifin tekiymiş.
- Ele não é meu chefe.
O benim patronum değil.
O meu chefe fartou-se de me prometer uma promoção e, depois, deu-a a outro tipo.
Patronum terfi edeceğime neredeyse söz vermişti ama sonra yeni biri terfi etti.
O meu chefe, o Fred Gates.
Patronum Fred Gates.
- Sou um bom chefe, não sou?
- İyi bir patronum, değil mi? - Harika bir patronsunuz!
- O meu patrão...
- Patronum.
Sim. O meu chefe recebeu outro disco de Cole Porter.
Çünkü patronum Cole Porter'ın başka bir albümünü daha aldı.
Ela é a força.
Bo benim patronum değil.
É o meu chefe.
Patronum arıyor.
- És o quê?
Patronum falan mısın?
Vamos.
Patronum.
Ele não é o meu patrão.
O benim patronum değil.