English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Penses

Penses traduction Turc

5,997 traduction parallèle
Nem penses.
İmkanı yok.
Espero que não penses em compartilhar esse sentimento com mais ninguém.
Umarım bu düşünceni başkalarıyla paylaşmayı düşünmüyorsun.
E, caso penses em fazer uma viagem, a segurança na instituição para deficientes não é grande coisa.
Ve eğer bir gezintiye çıkma fikri aklına gelirse sakatlar evindeki güvenlik pek sağlam değil.
Agora, preciso que penses.
Şimdi çok iyi düşünmeni istiyorum.
- Não penses nisso agora.
- Şimdi onu düşünme.
Esse tipo, o Collins... quer que te questiones, e penses que fizeste a coisa errada,
O Collins denen adam... Yanlış bir şey yapmışsın gibi sana kendini sorgulatmaya çalışıyor ama yapmadın.
Então, sugiro que penses nisto como num bom movimento e leves o teu trabalho a sério para que o teu chefe não te mate.
O zaman bu anı patronunun seni öldürmemesi için aptallığı kesip işini ciddiye almaya başladığın bir sahne olarak düşün.
Não penses que não estou agradecido.
Minnettar olmadığımı düşünme.
Quer penses que estamos prontos ou não.
Hazır olduğumuzu düşünsen de düşünmesen de.
Nem penses. O quê?
aklından bile geçirme ne?
Talvez penses que ele não precisa de ti.
Belki sen de onun sana ihtiyacı olmadığını düşünüyor olabilirsin.
Eu disse à minha mãe : "Mãe. Nem penses que nos vamos mudar."
"Hayır anne, taşınamayız" dedim.
Nem penses nisso.
Aklının ucundan geçirme.
Não penses nisso.
Lafı bile olmaz.
Não penses sempre com a tua pila.
Aklı uçkurundalık yapma.
Nem penses...
Sakın.
Nem penses que vou fazer isto.
Bunu hayatta yapmam.
Não penses que não posso fazer o necessário.
Gereken şeyi yapamayacağımı hiç düşünme.
- Nem penses levá-lo para a esquadra.
Merkeze götürecek hâlimiz yok herhâlde.
Espero que penses um pouco a respeito disso.
Umarım düşünmek için süre istemişsindir.
Então, não penses como um favor, e sim como um trabalho.
O zaman bunu iyilikten ziyade iş olarak düşün.
Não penses que não me lembro o que fizeste.
Bir dakika olsun sus ne yaptığını hatırlamıyorum.
Nem penses.
Hayatta. Siksen olmaz.
E não penses que não rezaram a todas as estrelinhas todos os dias para que ele seja normal.
Bebekleri normal biri olarak doğduğu için her gün Tanrı'ya dua etmediklerini mi sanıyorsun?
Nem sequer penses.
Cesedimi çiğnemen lazım.
Nem penses, Max.
Olmaz Max.
Nunca mais quero que penses que temos medo de ti.
Bir an bile olsun senden korktuğumuzu düşünmeni istemiyorum. - Endişelenme.
Nunca penses que és normal só porque não tens magia... ou garras ou... calções roxos às riscas.
Sihrin yok diye asla sıradan olduğunu düşünmedim. Ya da pençelerin yok diye... Ya da mor şortun...
Nem penses nisso.
Aklından bile geçirme serseri.
Não penses nisso.
Aklından bile geçirme.
Não penses dessa maneira. Apenas fecha os olhos. E pensa na família, na casa...
Gözlerini kapat evini ve aileni düşün.
Espero que não penses que vou facilitar a vida à sua administração. "
Sanırım yönetimine bu kadar kolay girebileceğimi düşünmediğini umuyorum.
Então, não penses que estou a sacrificar alguma coisa.
Ve sakın benim bir şeyleri kurban ettiğimi düşünme.
Nem penses em deixares de ir comigo. De maneira nenhuma, amigo.
Bender kurtulabileceğini aklının ucundan bile geçirme.
Eu devia estar lisonjeado que penses, que consigo manipular eventos dessa maneira.
Sanırım o derece detaylı olayları etkileyebileceğimi düşündüğün için teşekkür etmeliyim.
Mas, Ems... nem penses em transformar o meu clube no teu campo de batalha.
Ama Ems, sakın kulübümü savaş alanına çevirmeyi düşünme.
Nem penses, cachinhos dourados.
Hayatta olmaz sarışın.
Não penses que isso apaga a época em que tentaste matar-me.
Bu düşünme telafi eder beni öldürmeye çalıştığın zamanı.
- Nem penses, Wendell, não achas que o Magrinho já passou por muito?
- Haydi ama Wendell,.. ... sence Sıska, yeterince eziyet çekmedi mi?
Não penses em mim.
Beni boş ver.
"Só porque sou loira, não penses que sou burra, porque esta loira burra não é estúpida nenhuma."
Sırf sarışınım diye aptal olduğumu sanma. Bu sarışın kimseye kanmaz.
Nem penses. Somos uma equipa, Brian, quer tu gostes ou não.
Bunu sevsen de sevmesen de biz bir takımız Brian.
- Não penses, cala-te.
Düşünme, sadece sus.
Não quero que penses que vim para dormir contigo ou algo assim.
Buraya sırf seninle sevişmek için geldiğimi falan düşünme.
Não penses demasiado nisso.
- Bu kadar kafanı yorma.
Nem penses nisso.
Sakın aklına bile getirme.
O que quer que penses de mim, não encontrarás uma parteira melhor.
Hakkımda ne düşünürsen düşün ama benden iyi ebe bulamazsın.
Uma decisão a ser tomada, tudo o que estiver a acontecer, é só ligares. Quero que penses como eu.
Verilmesi gereken her türlü kararda, anlık gelişen her durumda bana ulaşamazsan, benim gibi düşünmen lazım.
Nem penses nisso.
Aklından bile geçirme.
Não penses que não vou fazer.
- Senin götünü bile keserim.
Nem penses.
Hayatta olmaz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]