English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Perrier

Perrier traduction Turc

76 traduction parallèle
- E que tal a gaseificada?
- Perrier'iniz nasıl?
Sou Monsieur Milo Perrier.
Ben Mösyö Milo Perrier.
Inspector Perrier.
Dedektif Perrier.
Convite para jantar e assassínio finalmente claro para Wang...
Wang sonunda yemek ve cinayet davetini anladï Mösyö Perrier'nin gelisiyle.
Ou você, Mr. Perrier...
Ya da siz Bay Perrier.
Simplesmente jogos, Monsieur Perrier.
Yalnïzca oyun Mösyö Perrier.
Perrier e Wang, investigar.
Marble, Bay Perrier ve Wang, arastïracak.
Que lhe parece, Perrier?
Sence bu ne, Perrier?
Diamond, é o Perrier.
Diamond, benim, Perrier.
Precisa de pistas, Mr. Perrier?
Ipucu lazïm mï Bay Perrier?
Por favor, fechar porta, Mr. Perrier.
Kapï kapatïn Bay Perrier.
Estou preocupada com o Mr. Perrier.
Bay Perrier için çok endiseliyim.
Um, Monsieur Perrier?
Bir mi Mösyö Perrier?
Täo facilmente como você, Monsieur Perrier.
Rahatlïkla. Sizin gibi Mösyö Perrier.
Dá-me só uma Perrier.
- Merhaba. Bir Perrier alayım.
- Uma Perrier com limão.
- Limon aromalı maden suyu.
Não têm Perrier?
Etrafta Perrier var mı?
Tem Perrier no bar lateral.
Yan gözde Perrier var.
Tenho Southern Comfort. Ou Michelob, Kirin, Becks, Dos Equis, Perrier, Anchor Steam, Doctor Brown...
Elimde Southern Comfort var, Michelob var, sonra Kirin, Becks, Dos Equis...
Porque só temos Perrier para beber?
Neden sodadan başka bir şey içmiyoruz?
Vão querer é uma água, certo?
Martini yok. Perrier suyu alın.
Empregado, uma Perrier e uma soda?
Barmen, bir Perrier ve soda alabilir miyim?
Bom dia, sr. Perrier, por favor.
İyi günler. Bir Perrier lütfen.
Perrier, claro.
Bir Perrier, emredersiniz.
- Perrier.
- Bir Perrier.
- Água. - Traz-lhe uma Perrier.
- Ona peppier getir.
Acho que o pior que me podia acontecer, era tropeçar numa garrafa de Perrier. Whoa, whoa, whoa.
Burada başıma gelebilecek en kötü şey... bir soda şişesine takılıp düşmek herhalde.
Não tem senão champanhe e caviar.
Sadece şampanya ve havyar. Perrier-Jouet, ha?
Três Martel-Perriers e um saquê.
Trois Martel-Perrier ve bir pirinç şarabı.
- Que tal uma Perrier em garrafa?
- En iyisi bir Perrier ver, şişede.
Acabou-se o Perrier.
Hiç Perrier'imiz kalmadı.
Tem perrier?
- Perrier var mı?
- Perrier com limão, sem gelo.
- Limonlu, buzsuz Perrier.
Mais Perrier, por favor.
Biraz daha Perrier lütfen.
Terá por acaso uma Perrier? - Uma quê?
- Şey, acaba maden şeysi falan var mı?
Sangue, suor e Perrier.
Kan, ter ve soda.
- Uma Perrier.
- Soda.
- Uma água Perrier.
Bir şişe Perrier maden suyu.
E o Perrier-Jouët devia estar fresco.
Perrier Jouet sakinleştirilmeli. Anlıyor musun?
Evian?
Perrier?
Perrier? Le Crystal Geyser?
Le Crystal Geyser?
O whisky, com Perrier?
- Viski sodalı mı olsun?
Temos Perrier.
- Hayır, teşekkür ederim.
Tenho Perrier.
Perrier var.
Temos Perrier.
Perrier var.
Ele julga-a na cama digerindo um pouco de Perrier Jouet a mais.
Kocan senin... yatağında uyuduğunu sanıyor
Quero uma água gaseificada morna.
Bana ılık bir Perrier getirin.
- E uma fotocopiadora?
Perrier, Anchor Steam, Doctor Brown... Ya fotokopi makinesi?
Antes uma Perrier.
Sadece Perrier.
A menos que tenha Perrier?
- Elbette.
Não.
Bizde Perrier var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]