Translate.vc / Portugais → Turc / Petrus
Petrus traduction Turc
171 traduction parallèle
Lembras-te do Simão, chamado Pedro?
Petrus dedikleri Simon'ı hatırlıyor musun?
Vamos comer qualquer coisa. Depois levo-te a casa. Aqui perto de São Pedro há um restaurante.
Hemen köşede Aziz Petrus'un yanında çok iyi bir restoran var.
Bendito sejas, Pedro... porque não aprendeste deste homem mortal... mas do meu pai, que está no céu.
Ne mutlu sana Petrus. Çünkü sen bunu sen ölümlü insanlardan değil, göklerdeki Babam'dan öğrendin.
Tu, Pedro... és a pedra... sobre a qual construirei a minha igreja.
Sen, Petrus... kilisemi üzerine kuracağım kaya sensin.
- Pedro?
- Petrus?
Era eu, Pedro.
Benim, Petrus.
Morrerias, Pedro?
Yapar mısın Petrus?
Ah, Pedro, Pedro.
Oh, Petrus, Petrus.
Dormes, Pedro?
Petrus uyuyor musun?
- Não, Pedro!
- Petrus, hayır!
E nenhum papa, desde S. Pedro, deve interferir com o meu dever!
İsterse Petrus gelsin, hiçbir papa vazifemle arama giremez!
É, e também é o descendente de S. Pedro, a nossa ligação a Cristo.
Evet. Ayrıca Aziz Petrus'un soyundan, İsa ile tek bağımız.
Isto foi confirmado... pela boca... do nosso Salvador, o próprio Cristo, a São Pedro e aos bispos de Roma enquanto viveu... e esteve pessoalmente presente... aqui na Terra.
Bu yetki... bizzat... kurtarıcımız Isa tarafından... henüz kendisi yaşarken, dünyada şahsen varolduğu sırada... Aziz Petrus'a ve Roma piskoposlarına... verilmişti.
É o sedimento normal de uma boa garrafa de Chateau Petrus.
Chateau Petrus'un şişesinde o tortu her zaman olur.
- O Pedro quer deitar-se.
- Petrus da yatacak.
É isso que eu gosto em ti, Pedro.
İşte bu yanını çok seviyorum Petrus.
Pedro? És tu?
Petrus, sen misin?
Peter s. Pedro, näo me faças isso.
Aziz Petrus, yapma bunu bana.
Al Amigo, daqui Pete s. Pedro.
Kabasakal Al, ben Aziz Petrus.
Tal como Pedro a Jesus antes do galo cantar.
Petrus da İsa'ya aynısını yapmıştı. Üçtane yalan söylemişti.
Petrus, 1 97 1.
Petrus, 1971
Sei que não estou em posição de fazer exigências, mas para que conste, sinto-me mais à vontade a falar com um copo de Château Pétrus.
Bir şey talep edebilecek bir durumda olmadığımı biliyorum ama bir kadeh Chateau Petrus içerken daha rahat konuşan bir insanımdır.
Padres...
Petrus, taş.
Chateau Petrus, de 1982.
Chateau Petrus. 1982.
- Château Pétrus Bordeaux, de 1952. - Está bem.
- 1952, Chateau Petrus Bordeaux.
Simão, o Cananeu, não me deixes pendurado.
Simon Petrus! Beni bekletme.
- Foi o Simão Pedro que disse.
Simon Petrus öyle söyledi.
É um Petrus da minha colecção.
Koleksiyonumdan bir "Petrus".
Isto é um Petrus de 82 da minha colecção privada.
Bu özel koleksiyonumdan'82 Petrus.
Pedro!
Petrus!
Pedro...
Petrus...
Tu és o Pedro! Um dos discípulos de Jesus.
Sen İsa'nın havarilerinden Petrus'sun.
Pedro?
Petrus?
Escolhi a 1 carta de Pedro, capítulo primeiro, versículo sétimo.
Petrus, 1. Bölüm 7. ayeti seçmiştim.
Quando Pedro inquiriu Jesus : " Senhor, quantas vezes devo perdoar?
Aziz Petrus, İsa'ya... " Kardeşimi kaç kez affetmeliyim?
Mas Jesus disse a Pedro :
Ama İsa, Petrus'a...
S. Pedro diz : "Entre!" E leva o Papa a uma espelunca, onde irá viver, e dá-lhe uma côdea de pão.
Aziz Petrus "Girin!" demiş. Sonra da Papa'ya berbat bir ev göstermiş. Yaşayacağı yer orasıymış.
S. Pedro diz : " Vossa Santidade, temos cá centenas de papas.
Aziz Petrus da der ki : " Kutsal Papa,.. ... burada yüzlerce Papa var.
Não Lhe pouparam a vida, hei, Pedro?
Onun hayatını bağışlamadılar, değil mi Petrus?
Meu irmão Pedro, em que podes estar a pensar?
Kardeşim Petrus, neler düşünüyorsun böyle?
Pedro, sempre tiveste um temperamento quente, e agora vemos-te a repudiar uma mulher tal como os nossos adversários fazem.
Petrus, sen hep ateşlisindir. Şimdi de tıpkı bize karşı çıkanlar gibi inkâr ediyorsun bu kadını.
Nestes outros textos existe frequentemente uma batalha a decorrer entre Maria e Pedro.
Diğer metinlerde ise, Petrus ile Meryem arasında bir çatışma vardır.
Ao estar ali a morrer ao sol, rodeado pelas areias do deserto, Petrus falou para a rocha, não com os lábios, mas com a mente.
Orada uzanmış, güneşin altında ölürken çölün bütün kumları onu sarmalamışken, Petris kayayla konuştu.
"Château Petrus" de 1961.
Chateau Petrus, 1961.
Petrus, o meu pai.
Petrus. Babamla tanış.
O Petrus ajuda-me e é também co-proprietário.
Petrus bana yardımcı oluyor. Ayrıca araziye müşterek sahip.
Como é com o Petrus, entra e sai quantas vezes lhe apetece?
Bu Petrus'un durumu nedir? Canı istediğinde gelip burada takılabiliyor mu?
Dar eu uma ajuda ao Petrus?
Petrus'a yardım mı? Hoşuma gitti.
Devo admitir, não estava a falar a sério quando pedi o Pétrus.
İtiraf etmeliyim ki, şarabı istediğimde pek ciddi değildim.
- o problema de Pedro com Maria - Le problème de Pierre avec Marie. - C'est quoi comme problème?
Petrus'un Meryem'le yaşadığı sorun onun bir kadın olarak bu sözleri söylemesi yüzünden miydi yoksa, kendini bir numaralı havari pozisyonuna sokmasından mıydı?
Petrus!
Petrus!