Pg traduction Turc

Falei com o PG, e ele está disposto a alinhar.

Bölge savcısı ile görüştüm, ve o da aynı fikirde.

Mas tal não se comparava ao meu coração a sangrar ", pg. 245.

sayfa 245.

Quando falares com ela, meu, não sejas o tipo dos filmes para maiores de 13 por quem todos torcem!

Bak, onunla konuşmak için oraya gittiğinde, dostum, - Şu PG - 13 filminde ki gibi herkesin onu yapacağını ummasını istedikleri adam olmanı istemiyorum.

E o que é PU?

Peki şu PG nedir?

"Weird Science", onde uma doida que quer uma queca... mas não o faz porque é proibido a menores de 13 anos.

Fıstığın birinin soyunduğu s.ktiğimin WeirdScience filmi... Ama, oh, hayır, o yapmaz. Çünkü bu bir PG filmi...

Os três bandidos saíram do estúdio para o mundo real e Minnie seguiu para o gabinete do manda-chuva da Phony Pictures.

Üç haydut stüdyodan çıkıp gerçek hayatın içine doğru yürüdüler. Minnie ise Phony Film'in Başkanı PG Büyükçekim'in ofisine.

Aceita ter uma relação bem ingênua?

Bir PG-13 ilişkisine hazır mısın?

Todos os meus vizinhos estão doidos.

Bütün PG komşularım delirmek üzere.

Pag-13.

PG-13. ( 13 yaş üstü filmler )

Porque é que o filme é para Maiores de 13 anos?

Bu film neden PG-13 olarak sınıflandırılmış?

Há quanto tempo a tua irmã está no gabinete da PG?

- Kız kardeşin ne kadar zamandır PD ofisinde çalışıyor?

Tinha-te dito que o filme seria PG-13?

Ama film 13 yaş sınırlı olacak. Vay be!

O laboratório, para onde mandou as análises ontem, disse que a ACTH estava a 64 pg / ml.

Dün laboratuara gönderdiğin örneklerde ACTH oranı milimetrede 64 gramdı.

Este não é nenhum "PG-filme" não, este é "speargun" não.

Filmi izleyemezsin hayırı değil, zıpkınla oynayamazsın hayırı bu. Bak baba.

Está tudo classificado PG-1.

Hepsi PG-1 kalitesinde.

G, PG, PG-13, R e NC-17, os antigos X.

Ki bunlar : G, PG-13, R ve NC-17 ya da eski ismiyle X.

Dêem-me a estrutura legal : como passamos exactamente de PG para R?

Bana fiziksel bir tablo ver, tam olarak neresi PG iken neresi R oluyor?

PG significa Supervisão dos Pais.

"PG", "Ebeveyn rehberliğinde" anlamına gelir.

PG-13 ( não aconselhável a menores de 13 ) : os pais são extremamente cuidadosos como " Olha, mãe!

"PG-13". "Ebeveynler şiddetle uyarılır"

Parece retrógrado que mostrar a sexualidade humana em quase todas as formas seja estar a entrar no território dos independentes. Enquanto podemos matar quantos quisermos, desde que não haja sangue.

İnsan cinselliğini herhangi bir biçimde göstermek sanat bölümüne girerken ; kan olmadığı müddetçe istediğin kadar insan vurursan bu PG-13 alıyor.

( "O Resgate do Soldado Ryan" ) Mas se mostrarmos violência com sangue isso seria PG-13 para que as pessoas possam de facto tomar consciência do que na verdade acontece.

Ama eğer kanlı şiddet gösterirsen, bu PG-13 almalı ki böylece insanlar, gerçekten ne olduğunun farkına varabilsinler.

Aqui tem PG-13.

Burada yazdığına göre PG-13 alıyor.

- E isso tem PG?

- Ve bu PG mi almış?

- Tem PG-13.

- PG-13 almış!

"De modo algum pode ser PG-13."

"PG-13 almanızın imkanı yok."

Ela também salientou que se classificarem um filme como o nosso com PG-13 que iriam ouvir de grupos de pressão.

Ayrıca belirtti ki eğer bizimki gibi bir filme PG-13 verirlerse lobilerden baskı görürlermiş.

Mas quando os Americanos libertaram Buchenwald ( campo de concentração ) e viram estas imagens destes amontoados de pessoas. É PG, é PG-13, é R?

Ama Amerikalılar Buchenwald Toplama Kampındakileri kurtardığında ve o resimleri gördüklerinde, o insan yığınlarını onlar PG miydi, PG-13, yoksa R miydi?

É PG, é PG-13?

PG mi almalı, PG-13 mi almalı?

Tenho uma tia no condado de PG.

P.G. County'de teyzem var.

O Neil da PNG disse que, se Kennedy está disposto a comprar as eleições, deve estar disposto a jogar connosco.

- PG'den Neil'in söyledigine göre, Kennedy, secimi satin alacak biriyse, bizimle oyun oynamis olurmus.

Também fui ver um filme para maiores de 13.

Ayrıca PG-13 filmine gittim.

Eu estava a pensar numa mini saia de camurça da pg 23 do catálogo do barney

Süet mini düşünüyorum, barney's katalogu, sayfa 23.

Parece muito PG.

Bu biraz ebeveyn baskısı gibi gözüküyor.

Está bem, mas mantenham-se para todos os públicos.

- Tamam, PG de tutun.

Para maiores de 13 anos.

PG-13

Um jornalista quer a tua opinião numa uma história do Dobey, em Washington, querer derrotar-te nas primárias do Partido Democrata.

Oradaki muhabir PG'den Dobey hakkında yazacağı haber için yorumunuzu istiyor. Seçimde karşına çıkmaya hazırlanıyormuş.

Podemos ficar com uma insurreição em Washington nas mãos.

Yakında PG isyanı bile patlak verebilir.

Quando foste a Washington no mês passado, estiveste com quem?

Geçen ay PG'ye çağrıldığında kimleri görmüştün?

Vou ver o que pensam os rapazes do partido aqui da região esta noite.

Bu akşam PG County çocuklarının ne düşündüğünü öğrenirim.

O PG não vai oferecer um acordo até ter mais provas que liguem o Rollins ao Kyle.

Savcı daha fazla kanıt olmadan anlaşma önermeyecektir.

Desde que me diga a verdade, eu digo ao PG que você cooperou.

Doğruyu söylersen savcıya işbirliği yaptığını söylerim.

Não vou entrar até que me tragas uma chávena de PG Tips com um pingo de leite, e bem quentinho.

Bana acilen içine biraz süt katılmış ve fokur fokur kaynayan bir PG getirene kadar oraya çıkmam.

PG o quê?

PG de ne be?

Porque o juiz a descartou como prova e a PG não processou o caso.

Çünkü yargıç silahı kanıt olarak kabul etmedi ve bölge savcılığı soruşturmayı reddetti. - Peter böyle mi anlatıyor?

Um aviso para si e o PG.

Size ve Eyalet Savcısına benden bir tavsiye :

A PG diz que não têm provas suficientes contra o meu irmão.

Savcının elinde kardeşimin aleyhinde kanıt yok.

Um amigo meu no escritório da PG, um gajo com quem namorei durante 20 minutos, procurou a empregada onde foste preso.

Yirmi dakika flört ettiğim savcılıktan bir arkadaşım tutuklandığın yerde çalışan garsonu arayı bulmuş.

1h37, Bobby Mann'PG!

01 : 37, Bobby Mann K.K, biraz önce Broadway 57.

- PG?

- K.K?

Olá, PG, vou enviar-te uma fotografia de uma tatuagem.

P.G., sana bir dövme resmi yolluyorum.

A Helene não merecia ver como choravas pelo cadáver.

Helene, onun için ağlayıpğ sızladığını görmemeli.