Pill traduction Turc

Esta manhã, o Harry perguntou-me tudo sobre ti. Disse que penteaste a Pink para o teledisco de Bitter Pill... e ele ficou doido.

Yani, ayrıldıktan sonra, Harry hep seni sordu ve ben ona dedim ki Pink'in sahte şahinini onun "Bitter Pill"

Pill Hill.

Pill Hill'den.

Achas que consegues conquistar uma miúda de Pill Hill?

PH'de yaşayan bir kızla nasıl başa çıkacaksın?

- Jagged Little Pill da Alanis Morissette?

- Peki Alanis Morissette'den Jagged Little Pill?

Quero começar a tomar pílulas.

"The Pill"'e gitmek istiyorum.

# Sandcastles may be cute I'm on the pill now. #

# Kumdan kaleler şirin olabilir... # # Artık doğum kontrol hapları kullanıyorum. #

Apenas leve o gelado e um chill pill.

Sadece dondurmayı alın ve keyfinize bakın.

Jagged Little Pill da Alanis Morissette? Não.

- Alanis Morissette's Jagged Little Pill?

Todas as interacções estão guardadas na memória do Pill-O-Matix.

Her işlem İlaçmatik'in hafızasında tutulur.

A Pill-O-Matix é uma máquina superior.

İlaçmatik en iyisidir.

Levei a Alexis para ver a banda dela, The Blue Pill, no ano passado.

Alexis'i geçen yıl, kızın grubu "Blue Pill" in konserine götürmüştüm.

"Here, Kitty, Kitty", dos The Blue Pill.

Blue Pill'den "Here Kitty Kitty" Şarkılarından biri...

Nós demos fama ao nome Blue Pill, mas o nome era dela.

"Blue Pill" ismini ünlendiren bizdik. Ama o sahiplendi.

- Sim. Conheceste mesmo o resto dos The Blue Pill?

Cidden Blue Pill'in diğer üyeleriyle tanıştın mı?

É o sítio da Internet oficial dos Blue Pill.

Blue Pill'in resmi internet sayfası...

"Os Blue Pill vão seguramente voltar a juntar-se."

Blue Pill kesinlikle yeniden toplanıyor. "

Estava aqui a dizer à Zoey que a taxa de falta do nosso Pill-O-Matix chegou aos ouvidos do Estado.

Zoey'e ilaçmatik'teki fire oranının eyaletin dikkatini çektiğini söylüyordum.

O Eddie passou-se quando o Pill-O-Matix veio.

- İlaçmatik geldiğinde Eddie kendini kaybetmişti resmen.

A partir deste momento, o Miguel, dos recursos humanos, vais estar na Pill-O-Matix.

Güvenlik görevlisi Miguel, bir süreliğine ilaçmatik başında görev alacak.

Quando se é enfermeira, se dizes uma coisa numa parte do hospital, vai sempre chegar à base. Portanto, o Pill-O-Matix é um monte de merda?

İlaçmatik bir boka yaramıyor demek?

Esta decisão afecta directamente os enfermeiros. O Eddie passou-se quando o Pill-O-Matix veio.

İlaçmatik geldiğinde Eddie kendini kaybetmişti resmen.

Não tem a ver com o Pill-o-matix, pois não?

Bunun İlaçmatik'le bir ilgisi yok, değil mi?

- Ei, Pill.

- Hey Pill.

Observem-no.

Pill'i izleyin.

Não te esqueças de ligar ao Pill, oj?

Pill'i aramayı unutma.

- Rasga isso, Pill.

- Ortadan yar, Pill.

Vais ter com o Phil amanhã e vais falar com ele.

Yarın Pill ile buluşup onu bekleyeceksin.

E o Pill anda com gás-pimenta e com uma lámina.

Pill de yanında biber gazı ve bıçak taşır.

Kang Hyuk-pill!

KANG Hyuk-pill!

- O que vês, Pill-Pill?

Ne görüyorsun Pill-Pill?

Estamos a instalar um "pill-o-matix", enquanto nos reorganizamos.

Hap matik kurucaz. İşleri ayarlayana kadar.

É pill bug o cheiro que está a sentir.

Tespih böceği kokluyorsun.

Uma Pill.

Hoparlör.

Peço desculpa, Sr. Pill.

Üzgünüm Bay Pill.

Eu sei disso, Sr. Pill.

Bunun farkındayım Bay Pill.

Viste que o Howard Pill ligou?

Howard Pill'in aradığını gördünüz mü?

O Howard Pill ligou para confirmar que estaremos na estação amanhã.

Yarın radyoya gideceğimizden emin olmak için Howard Pill aradı.

Se Kreshenko morrer, com sorte pill-naja-bura não nos afasta do funeral.

Kreshenko ölürse umarım bir pill-naja-bura bizi cenazesinden alıkoymaz.

O sujeito de Bielo-Rússia sussurrou as palavras "pill-naja-bura".

Belaruslu adam pill-naja-bura diye bir laf etti.

Alanis Morrisette cantou canções do "Jagged Little Pill".

Alanis Morissette, kafa yapan haplarla ilgili şarkılar söylemişti.