English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Polícias

Polícias traduction Turc

8,692 traduction parallèle
Que tipo de polícias vocês são?
Ne biçim polissiniz siz?
Ela disse que ia esconder-me, mas mentiu, ia entregar-me aos polícias.
- Ona güvendim. Beni saklayabileceğini söyledi ama yalanmış. Beni polislere verecekti.
Não jogo com polícias.
Ben polislerle oyun oynamam.
Ainda não falo com polícias, mesmo os patéticos.
Ama yine de polislerle konuşmam. Acınası durumda olanlarla bile.
Há polícias no andar dele.
Bulundugu katin planina baktim.
E não disparei contra os polícias.
O polisleri de ben vurmadim.
Disse-me que o Fisk estava por trás dos atentados e da morte dos polícias, que é dono de metade da polícia e que eles o ajudaram a acabar com os russos.
Bana bu bombalamaların ve polis ölümlerinin arkasında Fisk olduğunu polisin yarısını elinde tuttuğunu Rusları yenmelerinde yardım ettiğini söyledi.
Se foi mesmo o Fisk que mandou a cidade pelos ares, matou aqueles polícias e foi atrás de ti, então, sou o primeiro a querer vê-lo pagar por isso.
Eğer Fisk şehrimi havaya uçuran adamsa polisleri vurup senin peşinden geldiyse kimse onun götünün tekmelenmesini benden çok isteyemez.
... de atentados, de homicídios de polícias.
... bombalı saldırı korkusu, polis öldürmelerin korkusu.
Mataste aqueles polícias?
Polisleri vuran sen miydin?
Ainda bem que não somos polícias comuns.
İyi olansa biz normal polisler değiliz.
Os estúpidos dos polícias não me apanharam.
Salak polisler beni yakalayamadılar.
Com polícias sem preparação para verificar um grupo de terroristas a ir para o trabalho.
Başında paralı güvenlik duruyor ama işe gelen teröristlerin alet kutusuna bakmamış mı?
Ataques a polícias e estadia na cadeia sugerem um padrão de comportamento violento.
Polise saldırın ve Bölge Hapishanesi'ndeki vakaların şiddet davranışlarına eğilimli olduğunu gösteriyor.
Um homem matou, pelo menos, dez civis e dois polícias.
Adamın biri yaklaşık 10 sivili 2 polisi öldürmüştü.
Quero todos os polícias, todos os detectives à procura agora mesmo.
Bütün birimlerin, bütün üniformalıların bütün dedektiflerin hemen o bölgeyi aramasını istiyorum.
Parece que um dos teus detetives alvejou dois dos teus polícias, e estão ambos agora a lutar pelas suas vidas.
Hayatlarını ortaya koyan iki polisini vuran dedektifine benziyor.
Todos na Polícia estão a dizer que o Eddie alvejou dois polícias.
CCPN'deki herkes Eddie'nin iki polisi vurduğunu söylüyor.
- Então... Entrei na conta do meu pai na Polícia de Central City e estive a ver o vídeo do Eddie a disparar contra aqueles polícias.
- Ben de babamın CCPD hesabının şifresini kırdım ve Eddie'nin polisleri vurduğu güvenlik görüntülerine ulaştım.
Polícias são inconvenientes agora ou daqui a cem anos.
Polisler çetin insanlar. Yüzlerce yıl sonra da öyle olmaya devam edecekler.
O Joe e os polícias não são oponentes para o Homem de Amarelo, Iris.
Joe ve polis, Sarı Kostümlü Adam'ın dengi değiller.
Ele matou polícias. Ele matou o Mason Bridge.
- Polisleri öldürdü.
Coloca polícias na área.
Etrafı polislerle kuşatın.
Pensei que tinham acertado tudo com os polícias.
Burada tadilat olduğunu sanıyordum.
Com trabalho para antigos polícias abatidos?
Hırpalanmış eski polislere iyi gelebilir mi?
És inteligente, respeitada por todos os outros polícias.
- Hayır, ciddiyim Tess.
Não gosto de polícias.
Polisleri sevmem.
Num centro recreativo sem álcool e cheio de polícias?
İçkinin olmadığı ve dibimizde polislerin olduğu eğlence merkezinde mi?
Olha quem os polícias prenderam.
Bakın polisler kimi içeri almış. Merhaba Lizzie.
Os polícias a carregá-lo para fora como se fosse lixo.
Zavallı piçin rozeti adam sanki bir çöpmüş gibi taşınıyor.
Não há polícias bons aqui.
Burada iyi bir polis yok.
Os polícias também as detestam, porque são contra a lei.
Polisler de nefret eder çünkü kanunlara aykırı.
Aquela sala cheia de polícias que apontaram as armas às cabeças?
Bir oda dolusu polisin kendi Glock'larını kafalarına doğrultmalarını mı diyorsun?
O que eu vi na esquadra foi um grupo de polícias corajosos que podem ser expulsos devido ao risco de suicídio se isto for divulgado.
Ben, bu olay duyulursa intihar riski nedeniyle teşkilattan atılacak bir grup cesur polis gördüm.
Mas os polícias não são. Vão magoar-se.
Ama polislerin yok, kendilerine zarar verirler.
Os polícias estão enganados. Ele é um bom homem.
Polisler yanlış anladı, iyi biri o.
Depois, nas docas, algumas pessoas enlouqueceram, incluindo os polícias.
Sonra rıhtımdakiler delirdi, polisler de dahil olmak üzere.
Diga isso aos polícias que dispararam contra a minha cliente.
Onu müvekkilime ateş açan polis memurlarına söyleyin.
Se for, não fará nada a três polícias.
Eğer oysa, üç polise karşı hamle yapmaz.
Desculpe. Não falamos com polícias.
Polislerle konuşmayız.
- Deixe-me adivinhar... ele não fala com polícias?
- Tahmin edeyim. Polislerle konuşmazmış.
Polícias.
Polisler.
"O justiceiro EVO, El Vengador, " matou três polícias.
"Kanunsuz Evo, El Vengador, 3 polis memurunu öldürdü."
Uma planta com fotos de polícias... Depois do 13 de Junho... o teu irmão construiu uma rede subterrânea para humanos evoluídos.
13 Haziran'dan sonra kardeşin evrim geçirenler için bir yer altı tüneli yapımına başladı.
Se vocês são polícias, então são corruptos, portanto, ou me prendem, ou me matam.
Siz gerçekten polisseniz pis işlere bulaşmışsınız demektir. Şimdi ya beni merkeze götürün ya da öldürün.
Acham que ele é um assassino de polícias que anda fugido há 6 semanas.
Onun, 6 haftadır saklanan bir polis katili olduğunu sanıyorlar.
Só é preciso quatro polícias mortos para haver bebidas grátis.
Beleş içki için dört polisin ölmesi gerekti.
Querem saber o que Olympia realmente pensava dos polícias?
Olympia'nın polislerle ilgili asıl düşüncesini öğrenmek ister misin?
Ele pensava que todos os polícias do LAPD eram os seus ajudantes pessoais.
Emniyetteki her polisi uşağı zannederdi.
Irmãos polícias machistas, também.
Hayır. Tess'in kardeşlerinden.
Porque não computadores polícias? Carregue num botão...
Neden bilgisayar polislerimiz olmasın?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]