Translate.vc / Portugais → Turc / Posts
Posts traduction Turc
54 traduction parallèle
Tem havido alguma tagarelice, muitos posts, sobre ti.
Tamam, bazı dedikodular, senin hakkında bir deste ileti.
- Quantos posts até agora?
Kaç mesaj geldi şimdiye kadar?
E eu quase que parei de ler os novos posts.
Ve neredeyse yeni bir mesaj yok.
Leio os posts dele no blogue minuto a minuto e envio-lhe um SMS todos os dias.
Blog iletilerini dakika dakika izliyorum ve ona her gün mesaj çekiyorum.
E se virem os últimos posts delas, dizem a mesma coisa... vou sair da cidade, vou numa viagem de negócios.
Ve en son gönderilerine bakarsanız da hepsi benzer şeyleri söylüyor. Şehir dışına çıktım, iş gezisine gidiyorum, tatile çıkıyorum.
Só hoje, consegui colocar três posts.
Sadece bugün bile dört tane yazı yazdım.
Não são posts, são comentários.
Onlar yazı değil, sadece "yorum".
Vários posts a auto-promover-se. Das suas aventuras caça-relíquias.
Tarihi eser avcılığı maceralarıyla ilgili çok sayıda reklam yazısı var.
Este tipo, o Adam do Apocalipse, coloca muitos posts no blogue do Gellar.
Kıyamet Güncü Adam. Gellar'ın bloguna mesaj atıp duruyor.
Sabe que o seu marido anda a colocar posts no blogue de um tal Professor Gellar?
Eşinizin Profesör Gellar'ın bloguna mesaj attığından haberiniz var mı?
muito movimentada, mas percebi que os seus posts são entre 2h e 6h, e só há uma pessoa na loja nessa hora.
... ama farkettim ki tüm gönderileri sabah 2 : 00 ila 6 : 00 arasındaydı ve o saatte mağazada görevli tek bir kişi var.
Nenhum desses "posts" é escrito pela Ashley.
Yani o gönderilerin hiçbirini aslında Ashley yazmıyor.
Fique em hotéis rascas, vá a reuniões da Legião Americana, coloque cartazes com os veteranos de guerra, beba umas cervejas... e divirta-se.
Kötü otellerde kalıp, Amerikan lejyonu yapalım v.F.W. Posts, bi kaç bira alıp ve keyfini çıkaralım.
Isso inclui rumores na "Page Six" ou posts na Gossip Girl.
Buna "6.Sayfa" da okunaksız haber olması veya "Dedikoducu Kız" iletileri de dâhil.
Ele achou alguns posts muito bizarros.
Platformdaki bazı şeylerin karıştığını düşünüyordu.
Metade dos posts no / b / são especificamente, para que as pessoas não queiram voltar lá.
Gönderilerin yarısı insanların / b /'ye tekrar gelmemeleri için yollanıyordu.
Nesse espaço de tempo, vimos o governo da Tunísia, não só censurando a Internet, mas, também fazendo um tipo de truque para roubar a senha do facebook da população, apagar as suas mensagens ( posts ) e ver quem está digitar o quê,
Bu süreçte, Tunus hükümetinin sadece interneti sansürlemediğini yada interneti filtrelemediğini, teknik bir kaç hile ile insanların facebook şifrelerini de çaldıklarını gördük. Gönderilerini siliyor, kim ne paylaşıyor ona bakıyorlardı.
mensagens ( posts ) falsos, coisas do género.
Sahte gönderiler, bunun gibi şeyler.
Nas últimas seis semanas, há 22 posts de um tipo chamado Allen Arabesque.
Son 6 haftadır Allen Arabesque adında birinden 22 ileti var.
Cruzámos os cartões de ponto de todos com os posts.
Yazıların yazılma zamanları ile çalışanların giriş saatlerini karşılaştırdık.
Somos da carrinha cujas rodas bloquearam perto de Blue Posts.
Mavi direğin yanında tekerleğini kilitlediğiniz minibüsteyiz.
Na cabeça do suspeito, os posts criaram uma ligação a ele, que o levou à perseguição inicial.
Zanlı zihninde onların yazdıklarıyla ilişki kuruyor bu da onları takip etmeye götürüyor.
Os'posts'sobre a Nikita... a maioria vem de'smartphones'.
Bu görüntüler çoğu akıllı telefonlardan geliyor olmalı.
Se achas que o FBI não está a localizar os teus "posts", então, és ingénuo.
FBI'ın yazdıklarını takip etmediğini sanıyorsan yanılıyorsun.
É, tem um monte de posts que são do "Time Debbie".
- Senden yana olan mesajlar da var.
- Não sei. O tipo respondeu secretamente aos meus posts.
İletilerimden birine özel bir cevap yazdı.
Para que possa servir chá? Enquanto fazes "posts", num "blog" que ninguém lê?
Sen kimsenin okumadığı blog yazılarını yazarken ben de çay servis edeyim diye mi?
Tenho recolhido posts na internet sobre avistamentos do Clarão e a escrever sobre eles.
İnternette Şimşek'in yakalanan görüntülerini toplayıp onun hakkında bir şeyler yazıyorum.
Li os posts da tua amiga Iris sobre o Flash e visitei todos os locais de crime onde lutaste.
Arkadaşın Iris'in Flash blogunu okudum ve kavga ettiğin her suç mahalline gittim.
Tenho visto posts na internet sobre avistamentos do Clarão.
Şimşek'in görülmesiyle ilgili yazıları topluyordum. Bebeğim, Şimşek falan yok.
Encontrei posts espalhados sobre um tipo que é fogo, só que não arde.
Ateşler içinde olup yanmayan bir adamın görüntülerini buldum.
O Simon disse que os "posts" dos seus fãs prometem matar em nome do "Soul Slasher".
Simon Soul Slasher için hayranları birilerini öldürebileceğini sözünü vermiş.
A de Laurie e a Annie têm poucos posts.
Laurie ve Annie'nin eviyle ilgili de aslında birkaç gönderi var.
Todos as mensagens de texto, fotografias, "posts".
Mesajları, fotoğrafları, gönderileri.
Ontem, subitamente deixou de colocar posts.
Dünden itibaren mesajlaşmayı kesti.
Um dos primeiros posts naquela página foi uma conversa entre a Zoey e outra rapariga.
0 sayfadaki ilk gonderilerden biri. Zoey ve baska bir kiz arasindaydi.
Acabei de localizar a origem dos posts da Zoey no Togglefly.
ToggleFly'daki Zoey'nin paylaşimina baktim.
A Zoey não foi quem enviou estes posts
0 paylasimlan yapan Zoey degildi.
Acedi ao Facebook da Julie, ao Instagram, ao Twitter, ao Instachat, ao Snapchat, ao A.I.M., só posts sobre Rush e "50 Sombras de Grey".
Julie'nin Facebook, Instagram, Twitter Instachat, Snapchat, A.I.M hesaplarında Rush ve Fifty Shades of Grey'den başka bir şey yok.
É um detective, sei pelos seus posts.
Siz bir dedektifsiniz. Gönderilerinizden bunu anlıyorum.
Olha os posts no Twitter.
Twitter haberlerine baksana.
Estas são as mensagens do ofensor, e estes são os posts públicos da'Emmanuelle'.
Bunlar zorbamızdan gelen mesajlar ve bunlar da Emmanuelle'nın herkese açık gönderileri.
Tweets anti militares, posts ameaçadores, telefonemas.
Askeriye karşıtı tweet atıp, mesajla ve telefonla tehdit ediyorlar.
Ele está aqui, e vamos fazer o stitch nele, Linus, porque os posts dele chegaram consistentemente um pouco demasiado próximos da verdade, porque ninguém foi capaz de determinar as fontes dele e porque ele deixou arrepiada a sopa de letras das agências de governo.
Burada ve onu ilmekleyeceğiz Linus. Çünkü paylaşımları gerçeğe daima biraz fazla yaklaşmış. Çünkü kimse kaynaklarını saptayamamış.
Os seus posts nas redes sociais são tipo...
Sosyal medya iletileri de...
Isolem todos os posts feitos em rede sociais a partir da praça.
Meydandaki tüm sosyal medya iletilerini engelleyin. Peki efendim.
Então o suspeito pode tê-los seguido pelos posts, viu-os mais perto e pessoal, e depois seguiram-no naquela noite.
Şüpheli onları iletileri yoluyla izlemiş olabilir, daha yakından gördü ve sonra da peşlerine takıldı.
O blog do Bobby Freeman tinha posts que estavam a ser usados por sites maiores em todo o mundo.
Bobby Freeman'ın yazıları dünya çapında büyük siteler tarafından alınıyormuş.
A minha aplicação iria prever as reais consequências dos vossos posts online antes de clicarem em enviar, protegendo as pessoas de cometerem erros de que se irão arrepender para sempre.
- Ooh. Uygulamam online gönderileri göndermeden önce, sonuçlarını önceden öngörebilir ve sizi sonsuza kadar pişman olacağınız şeyler yapmaktan koruyabilir.
Não há e-mails, não há posts.
E-posta ya da gönderi yok.
Mas estou a tentar saber quantos passageiros estavam no comboio verificando os antecedentes nos posts das redes sociais.
Ama sosyal medya iletilerinden trende kaç kişinin olduğunu bulmaya çalışıyorum.