Translate.vc / Portugais → Turc / Precede
Precede traduction Turc
205 traduction parallèle
Então deve ser a dança que precede a cerimónia do amanhecer para uma rapariga.
Bir kız için yapılan gündoğumu töreninden önceki dans olmalı.
Cada divisäo parece registar exactamente 10 vezes mais amperes que o que o precede.
Her bölme kendisinden öncekinden 10 kat daha fazla akım kaydediyor.
O que precede, como o relatei, foi, exatamente, como a minha esposa mo disse.
Daha önce söylediklerim, tıpkı anlattığım gibi, tamı tamına karımın bana anlatıklarının aynı.
A sua reputação precede-o.
Şöhretiniz sizi aştı Bay Dancer.
Para esta que é a calmaria que precede a tormenta.
Bu fırtına öncesi sessizlikte.
GÁS DE NERVOS AÉREO PRECEDE ATAQUE AO AMANHECER...
ŞAFAK SALDIRISINDA SİNİR GAZI...
Ide depressa e dizei aos discípulos... que Ele ressuscitou dos mortos e vos precede na Galiléia.
Öğrencilerine deyin ki, onu Celile'de göreceksiniz.
A sua reputação precede-o.
Ününüz sizden önce geliyor.
Parece sempre que ela me precede.
Her yere benden önce gidiyor sanki.
Encare isso, a sua reputação precede-o.
Ününüz sizden önde gidiyor.
A causa precede o efeito.
Herkes için. Sebep, sonuçtan önce gelir.
E, às vezes, sua fama o precede.
Ve bazen namın peşini bırakmaz.
- A minha reputação precede-me.
- Şöhretim benden önde gidiyor.
A sua reputação precede-a.
Ününüz sizi aşmış durumda.
O sonho de ser amado mesmo que por uma feia me está impedido por este nariz, que me precede um quarto de hora em todos os lugares. Quem amo eu?
Hayali bile yasak bana, çirkin bir kadın bile... her yere benden çeyrek saat önce varan böyle bir burunu beğenmez.
Para o estado que precede à infância. Quando não tínhamos fôlego. Nem luz.
Nefessiz ve ışıksız kalındığında... çocukluğu öne çıkaran durumlar için.
A fama de seu regimento precede-o.
Alayınızın ünü sizden önce geldi.
Sr. Earp, sua reputação precede-o.
Bay Earp, ününüz sizden önde gidiyor.
Porque para onde quer que vamos, a nossa reputação precede-nos. Uma reputação manchada pelas mentiras dos nossos concorrentes, que maliciosamente espalham a ideia errada de que não somos de confiança.
Çünkü nereye gidersek gidelim şöhretimiz bizden önce gidiyor - rakiplerimizin bizim güvenilmez olduğumuz intibasını yayan yalanları tarafından lekelenmiş bir şöhret.
Sentes na tua vagina, Celestina, a umidade que precede o amor?
Aşkın habercisi olan ıslaklığı vajinanda hissediyor musun, Celestina? Dur lütfen.
Quando um bemol precede uma nota como esta... isso indica que a nota deve ser tocada meio tom abaixo.
Notanın önünde bir bemol varsa, burada olduğu gibi, o nota yarım ton aşağı çalınacak demektir.
Ao contrário de sua convicção, minha reputação como um vendedor precede-me.
Senin arkadaşın olduğumu bilmiyorlardı, değil mi?
A sua reputação precede-lhe... Uma guerreira com as suas habilidades... É muito conhecida de onde eu venho.
Mümkün olabilir tek açıklama var- - ve şu anda düşünebildiğim tek şey- - bilinmeyen yabancı bir varlığın onların beynini kontrol ettiğidir.
Sra. Elton... não perguntei sobre música, pois sua reputação a precede.
Bayan Elton, müzikle uğraşıp uğraşmadığınızı sormadım. Çünkü bu konudaki ününüz sizden önce geldi.
Sua reputação a precede, Capitã.
Ününüz sizi aşmış durumda, Kaptan.
Entretanto, um dia sua intuição falhará e finalmente entenderá que a lógica precede os demais.
Ne var ki bir gün içgüdüleriniz yanılacak, ve mantığın herşeyin üstünde olduğunu anlayacaksınız.
Que as trevas são mais essenciais que a luz... que a crueldade precede a bondade... o mal é mais primário que o bem... sendo merecido... a sua existência.
Karanlık, ışıktan daha esastır, acımasızlık merhametten, şeytanlık, iyilikten... daha fazla hak ediyor, var olmayı.
Não muito bem, mas a sua reputação precede-o.
Hiçte yakından değil, ama onun ününü biliyorum.
Mais uma vez a nossa, reputação precede-nos.
Birkez daha, namımız bizden önce gelmiş.
A imagem do grande vencedor a emergir do caos que precede a aurora... num casino bafiento de Las Vegas.
Şu bayat Vegas kumarhanesinde bir şekilde şafaktan önce son dakikada para kazanan biri olmayı düşlüyorlar.
Bem-vindo abordo, sua reputação precede-lhe.
Gemiye hoşgeldiniz. Şöhrediniz sizden önce geliyor.
Sua reputação o precede.
Ününüz önden geldi.
Sr. Dev, a sua reputação precede-o.
Dev bey, namin heryere senden önce gidiyor.
Cada letra é tão importante como a que a precede.
Her bir harf bir önceki gelen harf kadar önemlidir.
- a tua reputação precede-te.
- Ünün senden önce geldi.
- a tua reputação precede-te.
- Sizin ününüzde sizden önce geldi.
E Sr. Truman, a minha reputação precede a tua.
Ve Bay Truman, benim ünümde sizden önce geldi.
A minha fama precede-me, ou fui muito rápido?
Ünüm benden önde gidiyor olabilir mi, yoksa çok mu acele ettim?
Memphis Raines, sua fama o precede.
Memphis Raines. Çok büyük bir adın var.
Precede-a a sua extraordinária reputação como uma das melhores.
Darcy'nin alanında edindiği ün malum.
- A nossa reputação precede-nos.
Şöhretimiz bizden önce gelmiş.
Quero dizer, o conceito de zeros... Bem, precede a Cristo.
Sıfır rakamı İsa'dan sonra çıkmıştır.
- Esse precede a cultura americana, e não concede desejos, faz pactos.
Şeytan Amerikan kültüründen eskidir... ve dilekleri yerine getirmez, onunla anlaşma yapılır.
Tyr, a sua reputação precede-o.
Tyr, namın senden önde gidiyor.
És uma Encantada, a tua reputação precede-te.
Bir Charmed biriz, itibar sen önce gelir.
A sua reputação precede-o.
Ününüz sizi aşıyor.
A idade precede a beleza.
Eskisi gibi.
Precede-nos a reputação dos comerciantes de escravos.
Bizden önce yayılan ünümüz köle tacirleri olduğumuz.
Ele precede o Coração de Leão.
Aslanyürek'in önünde geliyor.
A sua reputação escolar precede-o, sir. Ouvi que escreveu um livro.
Baylar.
A vossa folha de serviços precede-vos, Febo.
Hizmetlerinizin kayıtları sizden önce geldi, Phoebus.