English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Program

Program traduction Turc

17,399 traduction parallèle
Adoro este programa!
Programına bayılıyorum.
Bem-vindos ao meu novo programa, em direto de Miami,
Selam millet. Miami'deki yeni programıma hoşgeldiniz...
O Gruden também te ensinou a perder a cabeça no programa do Jay Glazer?
Gruden sana Jay Glazer'in programında maymunluk yap da dedi mi?
Ele não consegue ver que o programa de pequenos-almoços magoa as crianças, porque as crianças que ela está a afectar são hispânicas.
Kahvaltı programının çocuklara verdiği zararı göremiyor çünkü zarar verdiği bu çocuklar İspanyol.
Sou o Upton French, gestor de programas do Canal Isento de Glúten...
Ben Upton French, Glütensiz Kanal program müdürüyüm.
GESTOR DE PROGRAMAS, CANAL ISENTO DE GLÚTEN... que faz parte do pacote básico de televisão por cabo disponível em duas cidades a nível nacional.
PROGRAM MÜDÜRÜ, GLÜTENSİZ KANAL Ülke çapında iki şehirde bulunan temel kablo paketindeyiz.
Este canal pertence à Panorama Datacom e já fiz imensos programas para eles, começando pelas estações de navegação à vela, a SN1 e 2.
Kanalın sahibi Panorama Datacom, onlar için bir dizi program yaptım. Yelkencilik kanalları SN1 ve 2 ile başladım.
Consegui audiências elevadas num programa especial, chamado As Minhas Pernas Parecem Waffles?
Harika numaralar çektiğim özel programın adı Bacaklarımın Arkası Waffle Gibi Mi?
Há uma orientação este fim de semana.
Hafta sonu oryantasyon programı varmış.
Adorava, mas aqui a Florence pode confirmar que a minha agenda está muito preenchida.
Çok isterim ancak Florence şimdi size programımın çok sıkışık olduğunu söyleyecektir.
O FBI revirou a casa onde estava sob proteção em Dayton, Ohio, hoje.
FBI dedektifleri tanık koruma programında yerleştirildiği Dayton, Ohio'daki evini araştırdı.
O Departamento de Justiça era responsável pela segurança do Goodwin.
- Ben istedim. Goodwin'in Tanık Koruma Programı, Adalet Bakanlığı'nın sorumluluğundaydı.
Como se não quisesse que se soubesse que violou um acordo de proteção, arriscou a segurança da dita testemunha e ordenou que atirassem a matar contra o Castle.
Birileri tanık koruma programı anlaşmasını ihlal ettiğinizi bahsi geçen şahsın güvenliğini tehlikeye attığınızı ve Castle'ı öldürme emri verdiğinizin ortaya çıkmasını istemiyor sanki.
Sou voluntário no programa de divulgação da Fundação.
Vakfın sosyal yardım programına gönüllü olarak katıldım.
Interrompemos este programa com notícias de última hora.
Flaş haber için programı bölüyoruz.
Na verdade, ainda não posso divulgar muita coisa, mas em breve teremos um novo programa educacional empolgante.
Aslında, şu an size pek bir şey söyleyemem ama yakında ilan edilecek yeni bir eğitim programımız var.
Vão reabrir o programa de educação?
Sınav programını geri mi getireceksiniz?
No Ministério R e R não poderíamos estar mais orgulhosos do nosso programa de reabilitação com base na fé, utilizando histórias do Novo Testamento para ajudar os reclusos a estabelecerem uma fundação moral sólida.
Diyanetteki bizler ve Diyanet İşleri, sizlere mahkumlarda ahlaki temel oluşturabilmek için Yeni Ahit hikayeleri'ni kullanan inanç bazlı rehabilitasyon programını sunmaktan gurur duyuyoruz.
Tinhas razão, o programa cria consciência.
Haklıydın. Program kendine bilinç yaratıyor.
O programa de regresso ao trabalho subsidiado.
İş deneyim programına geri dönülmüş, hepsi finanse edilmiş.
Enviou-me emails a pedir uma consulta não marcada dois dias seguidos.
İki gün üst üste program dışı seans yapmak için e-posta attın.
Encontram os horários e convites nas vossas mochilas.
Program zamanlarınızı ve davetiyenizi çantalarınızda bulacaksınız.
Quando comecei, o meu programa passava no Charlotte Cable Access e imaginei que seria divertido fazer um segmento para as crianças.
İlk başladığım zamanlarda, Charlotte kablolu yayınında programım vardı. Çocuklara bir bölüm ayırmanın iyi olacağını düşünmüştüm.
Estás aqui o programa das parceiras?
Vekillik programı için mi buradasınız?
Também será obrigado a frequentar os Alcoólicos Anónimos.
Ayrıca zorunlu AA programını da tamamlayacaksınız.
Deve ser uma testemunha protegida. E então o James está tramado, porque ele já deve estar a caminho do Arizona.
Büyük ihtimalle tanık koruma programındadır ve senin iş yatar çünkü şimdiye Arizona'ya giden yolu yarılamıştır.
Arranjei um esquema.
Kendime bir sigorta programı aldım.
Esquema?
Sigorta programı demek.
Eu costumava estar à mercê dos horários das outra pessoas, até que... conseguimos consolidar aqueles poços de petróleo em Tyler e, depois...
- Ben de diğer insanların programının insafına kalıyordum eskiden ta ki Tyler ile işleri pekiştirene kadar.
É o meu projecto para entrar no curso de engenharia da UCC.
Bu, CCU mühendislik programına girmek için yazdığım makale.
Concluiu o ensino secundário.
Genel öğrenim programını bitirdi.
Quanto mais rápido conseguirmos localizá-lo, mais rápido conseguiremos conter esta epidemia.
Temas izleme programını ne kadar hızlı başlatırsak salgını o kadar hızlı durdururuz.
Acreditamos que localizamos e isolamos todas as pessoas que estão infectadas pelo vírus e graças a Deus, todas estão controladas. Pronto.
Temas izleme programı virüsü taşıyan herkesi tespit etti ve şükürler olsun ki, o insanların hepsi kordunun içinde.
E porque é que não alteraram isso no cronograma de atribuição?
O zaman neden vardiya programını değiştirmediniz?
- Da próxima vez, altera o cronograma.
Bir dahaki sefere, programı da değiştirin.
É o nome do programa americano favorito dos meus pais na Suécia.
Amerikan yarışma programında görüp bu ismi koymuşlar.
Ela tem que perder quatro quilos.
Dört kilo fazlası var. Onun diyet programını değiştirin.
Senhor ela fez uma dieta mas não sei porque não emagreceu.
Efendim, diyet programı yazmıştım ona. Nasıl kilo vermedi, anlamadım.
Sim. É bom que passe em horário nobre. E não a meio da manhã.
Evet, umarım bir öğle programı değil de prime time ayarlarsınız artık.
Ela nem está no programa.
Kız programın parçası bile değil ki.
Temos um programa de vigilância doméstica.
Bizim de yurtiçi gözetim programımız var.
Isto é um programa sensível.
Program çok hassas.
Temos um calendário.
- Bir programımız var.
Vão expandir o programa dele, mas sem ele no comando.
Başında o olmadan programını genişletiyorlar.
Utilizadores aqui, aqui e aqui, uma rede, remota, programa, hub, filtros RSA um, dois, três.
Kullanıcılar burada, burada ve burada. Ağ, Uzaktan kontrol, Program, Dağıtım merkezi, RSA filtreleri 1, 2, 3.
Estão a falar de mim no "Somos Powers"
Büyük Power'lar programında benimle ilgili konuşuyorlar.
Os motores estão atrasados. Não estão prontos para competir com o motor padronizado do ramo, o russo RD-180.
Motorlar programın gerisinde ve endüstride standartlaşmış dünya üzerindeki ağır roketlerin tamamının gücünü sağlayan
Obrigado pelo acesso ao reconhecimento facial.
Yüz tanıma programının şifresi için tekrar teşekkürler.
Talvez reconsidere a sua opinião sobre o nosso programa?
Belki şimdi programımızdaki yerini bir daha düşünürsün?
- Programa de Proteção de Testemunhas.
Tanık koruma programı.
Para me poderes ligar, por causa do programa.
Beni program için arayabilirsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]