Translate.vc / Portugais → Turc / Prós
Prós traduction Turc
263 traduction parallèle
Temos de considerar todos os prós e os contras.
Bütün artıları ve eksileri değerlendirmek gerekir.
Pesei os prós e os contras Antes de vos encontrar
Ölçüp tarttım size gelmeden
Sento-me e escrevo os prós e os contras de um assunto.
Oturup, konuyla ilgili tüm artı ve eksileri yazarım.
Mesmo se Sua Majestade ignorasse todos os prós e contras continuaria o compromisso para com os milhões de muçulmanos, que são uma minoria neste país.
Majesteleri tüm diğer hususlardan feragat etse bile bu ülkede azınlık olan milyonlarca Müslüman tebaasına karşı sorumluluğu var.
PRÓS E CONTRAS
LEHTE VE ALEYHTEKİLER
Calculemos todos os prós e contras, como fazem os caminhos-de-ferro mexicanos.
Gelin tahmin yürütelim. Mesela Meksika Demiryolları.
Há prós e contras em todo o lado, não achas?
Her yerde iyiler ve kötüler yok mudur?
É que pesámos os prós e os contras, e decidimos que não era um uso razoável do tempo e recursos.
Artısını eksisini ölçtük biçtik ve zamanımızın ve kaynaklarımızın kullanılması açısından makul olmadığına karar verdik.
eu vou querer... aquele é o preto que estava falando merda prós nossos parceiros pipocas e cerejas
Bana... Bu soydaşları önünde o saçmalıkları söyleyen herif. Patlamış mısır ve jujube.
"Rachel e Julie : Prós e Contras."
"Rachel ve Julie'nin Artıları ve Eksileri"
Só quero ler-te a tua lista de "Prós".
Sadece sana senin "Artılar Liste" ni okumak istiyorum.
Vamos discutir calmamente os prós e os contras do teu plano polémico, está bem?
Şimdi sakince, senin şu tartışmalı planının artılarını ve eksilerini konuşalım, ne dersin?
Temos de pensar os prós e os contras.
İyi ve kötü yanlarını düşünmek lâzım. Bunu siz öğretmiştiniz, Bay Herny.
Podemos falar sobre o preço do peixe a situação no Terceiro Mundo os prós e os contras dos sistemas de aspiração e por que a tua pássara tem um porta-chaves da direcção.
Balık fiyatlarından Üçüncü Dünya ülkelerinden serbest piyasa ekonomisinden ve sevgilinin anahtarlığında niye Hükümet amblemi olduğunu konuşuruz.
Normalmente faço uma lista de prós e contras.
Avantajlarını ve dezavantajlarını sıralarım ben.
Eles debateram os prós e os contras e ganharam um entendimento da história inteira da rebelião política.
Politik baş kaldırış hakkında sıkıcı olmayan bir tartışma ortamı meydana geldi.
Um brinde prós bêbados.
Ayyaşlara içelim.
Prós bêbados.
Ayyaşlara.
Certo... fiz uma lista de prós e contras.
Pekala... şimdi lehte ve aleyhte olanların bir listesini yaptım.
... disseram prós e contras em caso de invasão extraterrestre.
Uzaylı saldırısında ne yapacağız, yaz, dediler.
Sempre a pesar os prós e contras! [contras... contras... contras...]
Her zaman lehte ve aleyhte şeyleri aklında tartıyorsun!
Por isso, fui ao Festival Porno de Cannes para discutir os prós e os contras da pornografia e também pra falar com umas meninas que já acasalaram mais vezes que qualquer outra pessoa.
İşte bunun için Cannes Porno Festivaline geldim pornografinin ustaları ile inceliklerini konuşmak için ve bazı kızlarla da konuşabilmek için onlarda dünyadaki herkesten daha geniş organlar var. Saygı.
Pesa os prós e os contras da vossa relação.
Kızın iyi ve kötü taraflarını tart.
É como se pudesse estar a vida toda a discuti-lo vezes sem fim, a pesar os prós e os contras, e no fim, ainda não teria qualquer prova, por isso...
Bu şey gibi, bütün hayatımı bunu tekrar tekrar tartışarak geçirebilirim ve sonunda hala bir kanıt bulamayacağım.
- Ser princesa tem prós e contras.
Prenses olmanın avantajları vardır.
Os prós representarão o Parlamento, que pensavam que tinham a soberania.
Evet diyenler, egemenliğin kendilerine ait olduğunu savunan parlamentoyu temsil edecek.
Ir para casa e falar com a tua mãe, fazer uma lista de prós e contras?
Önce eve gidip bunu annenle mi konuşacaksın? Artıları, eksileri mi değerlendireceksiniz?
Hei Bambi, porque é que estás aqui com estes "prós" do Bisturi?
Bambi, senin bunlarla ne işin var?
Os estagiários de cirurgia é só "cortar" e são os "prós".
Cerrahi stajyerlerin hepsi "kesin", "biçin" der gibi.
Há muitos prós e contras a considerar.
Her zaman düşüneceğin olumlu ve olumsuz yorumlar olacaktır.
Mas não podemos ir prós copos.
İçki içmeye gidemeyiz.
- Olha prós meus pés.
- Ayaklarıma bak.
Prós ou contra?
Lehte mi aleyhte mi?
- Fizeste uma lista dos prós e dos contras.
- Artıları eksileri bir liste yaptın.
Não ofereces algumas tabletes prós meus amigos?
Kazansaydım sadece bu torbayı alacaktım.
A simpatia tem os seus prós.
Tatlı biriydi. Tatlı iyidir.
A comunicação social tens os seus prós e contras.
Bilgi akışı artıyor, bazen iyi bazen kötü.
Vê só os prós e contras de se ser morto.
Öldürülmek de teferruatlı iş.
Os prós e os contras de um ataque aéreo sobre uma lateral mais fraca em longas ou em terceira?
Üçüncü ve uzun süren durumlarda, zayıf tarafa saldırmanın avantajları ve dezavantajları nedir?
Talvez devas avaliar os prós e os contras.
Belki de bunun iyi ve kötü taraflarını ayırmalısın.
Com os prós e os contras de voltar para a Judith.
- Biliyor musun? Bir liste çıkarmam gerekecek.
" Prós : Estar sempre com o Jake.
Jake'i sürekli göreceksin.
Os EUA têm prós e contras, mas é lá que temos tudo.
Birleşmiş Devletler'in ihtişamı ve revüsü var, ama, en önemlisi, bütün eşyalarımızın bulunduğu yer.
Esquece. Pró diabo não. Prós poços de petróleo com ele!
o burada değil ki avusturalya da tatilde baba!
- Negro, ainda nem ganhei prós gastos! Este é muito giro.
Kulübün komisyonunu bile çıkaramadım daha!
Prós, não sei de nenhum.
İyileri bilemiyorum.
Tem os seus prós e contras.
Burası tatsız ve kazık.
- E especialmente prós surdos!
Ve özellikle sağırlar!
Os prós e os contras? Eu penso que a oferta é real.
Bence bu teklif samimi.
Prós e contras de continuares a tua relação com o Bill.
Anne?
" Prós :
Artı :