Translate.vc / Portugais → Turc / Quero
Quero traduction Turc
285,040 traduction parallèle
Tenho algo que quero dizer-te.
Sana söylemek istediğim bir şey var.
- Shaw, quero-te nos fundos.
- Shaw, sen arkada olacaksın.
Não quero interromper, mas é o Dev de Confronto de Queques?
Pardon, rahatsız etmek istemiyorum ama Clash of the Cupcakes'teki Dev sen misin?
Só quero fazer o que o Joseph faz.
Sadece joseph ne yaptıysa onu yapmak istiyorum. Lütfen.
Porque não quero um mundo sem a Alice.
Alicesiz bir dünya istemiyorum.
Quero saber com quem estou a fazer um acordo.
Anlaşmayı kiminle yaptığımı bilmek istiyorum.
Já não se trata daquilo que eu quero.
Önemli olan benim ne istediğim değil.
Quando tiver filhos, quero que seja com alguém que eu ame!
Sevdiğim birinden çocuğum olsun istiyorum!
Quando for com alguém que me ame. Quero uma família a sério!
Beni seven biriyle gerçek bir aile kurmak istiyorum!
Não quero falar sobre isso, Colt.
Bunu konuşmak istemiyorum, Colt.
Não, eu quero que ela o tenha.
Hayır, doğurmasını istiyorum.
- Não quero falar sobre isso.
- Anlatmak istemiyorum.
Maggie, quero apresentar-te a minha namorada, a Shirley.
Maggie, seni kız arkadaşım Shirley ile tanıştırayım.
Achas que quero saber de como pareço atrás?
Arkasının nasıl göründüğünden bana ne?
E se entrar num salão de ioga, quero sair de lá com uma carcaça ao ombro.
Yoga stüdyosuna gidersem de sırtımda bir leşle çıkarım.
Quero acabar de fumar este...
Bunu bitirmem lazım.
Quero acabar de fumar este.
Şimdi de bunu bitirmem lazım.
Eu amo-te e quero estar contigo, mas entendo como isto é complicado.
Seni seviyorum, seninle olmak istiyorum ve berbat bir durum olduğunun farkındayım.
A única coisa que quero levar à pendura é a minha espingarda.
Yolcu koltuğunda görmeyi en sevdiğim şey, tüfeğim.
Não só quero fazer sexo nesta carrinha, também quero fazer sexo com esta carrinha.
Sadece bu kamyonette sevişmek değil, bu kamyonetle sevişmek istiyorum.
Quero que se saiba tudo.
Her şeyin ortada olmasını istiyorum.
Não me quero meter.
Karışmak istemiyorum.
"Não me quero meter." Tu eras fixe.
"Karışmak istemiyorum." Eskiden kafa adamdın.
- Não quero!
- İstemiyorum!
Não quero que te esqueças.
Bunu unutmanı istemiyorum.
Só me quero ir embora!
Sadece gitmek istiyorum!
- Quero a relação assente na honestidade.
- İlişkimiz dürüstlüğe dayansın istiyorum.
Não quero acabar sozinho, na cabana da minha mãe, a atirar ratos às pessoas.
Annemin kulübesinde yalnız yaşayıp millete sıçan fırlatmak istemiyorum.
O que eu quero é que saias da minha cabana de caça.
Av kulübemden defolmanı istiyorum.
Quero o bife que queimaste.
Yaktığın o bifteği istiyorum.
Quero o rolinho-primavera.
Ben şu börekten istiyorum.
Olha... É provável que nunca estejamos de acordo em relação a isto mas quero apoiar-te.
Bak muhtemelen bu konuda hiçbir zaman anlaşamayacağız
Sinceramente, Colt, não quero passar 30 minutos num carro com alguém que não acredita no que estou a fazer.
Bak, doğrusunu istersen Colt, Yaptığım şeye inanmayan biriyle 30 dakika arabada oturmak istemiyorum.
Sim, quero.
Evet, isterim.
Quero ter a certeza de que é isso que queres.
Senin bunu istediğinden emin olmak istiyorum.
Só quero dizer que tinhas razão em relação a este emprego.
Bu arada, iş konusunda haklıydın.
Só tenho de decidir se quero estar do lado de dentro ou de fora quando acender o fósforo.
Bana da kibriti yaktığımda içeride mi, dışarıda mı olacağıma karar vermek düşüyor galiba.
Esquece o incêndio. Quero fazê-lo explodir.
Burayı yakmayı bırak, havaya uçurmak istedim şimdi.
Ouve, nem sempre será fácil, mas... Quero estar presente para ti e para o bebé.
Bak, her zaman kolay olmayacak ama sana ve bebeğe destek olmak istiyorum.
Adivinha o que quero que me digas.
Şimdi bana ne demeni istediğimi tahmin et.
Adivinha o que te quero dizer.
Şimdi sana ne demek istediğimi tahmin et.
Não contrato o veterinário que quero.
İstediğim veterineri işe aldırmıyorlar.
Não quero conselhos de um falhado.
Andavalın tekinden tavsiye alacak değilim.
Não quero alinhar nos jogos empresariais estúpidos deles.
Onların o aptalca kurumsal oyunlarını oynamak istemiyorum.
Não é assim que quero ser encontrado morto.
Bu şekilde ölü bulunmak istemem.
Não lhes quero dar ideias.
Akıllarını çelmek istemem.
Não quero que acabe quando estiver a ver TV.
Televizyon izlerken biterse kötü oluyor.
Mas, mais uma vez, não quero falar sobre isso.
Ama dediğim gibi, bu konuda konuşmak istemiyorum.
- Quero dar-te o bar.
- Sana barı vermek istiyorum.
Quero falar sobre isso.
Konuşmak istiyorum.
Não quero estragar isso.
Bunu bozmayı hiç istemem.