Translate.vc / Portugais → Turc / Rafael
Rafael traduction Turc
693 traduction parallèle
Olá, Rafael.
Selam, Rafael.
- Até à vista, Rafael.
- Görüşürüz, Rafael.
Rafael.
Seninki?
Oh, vinho!
Rafael.
Eu também vi o Rafael.
Ben Rafael'i de gördüm.
Para San Rafael, por favor.
San Rafael lütfen.
Pintava uma mão perfeita, enquanto Rafael desenhava uma garra disforme.
Raphael pençe gibi biçimsiz el çizerken, o kusursuz el çizerdi.
Mas a Rafael encantava-lhe o seu trabalho.
Ama Raphael işine aşıktı.
Também Raphael era, monsieur.
- Rafael de öyleydi Mösyö.
Ninguém. Apenas o ladrão, o meu amigo, Rafael.
Bir tek kişi, hırsız, arkadaşım Rafael.
Apresento-lhes o meu amiguinho, Rafael.
Küçük dostum Rafael'i tanıştırabilir miyim?
Por isso, com base nesse facto, a minha brilhante dedução levou-me a investigar o beco onde o Rafael encontrou o vosso carro abandonado.
Şimdi buna bağlı olarak, benim berrak çıkarımım sokağı araştırmama yol açtı. Sizin terk edilmiş arabanızı Rafael orada bulmuştu.
- Não sei!
Belki Rafael'dedir.
Seja gentil. Pare de frequentar o bordel.
Rafael'de kadın avlamayı bırak.
E o Sr. Mackey foi embora pra São Rafael ou outro lugar... eu não sei.
Ve Bay McKay gitti. San Rafael'e ya da başka bir yere. Bilemiyorum.
E está assinado Rafael, veja.
Ayrıca Raphael tarafından yapılmıştır.
Ah, mas, Rafael di Santis... Mas por mil liras o que quer? Um Rafael verdadeiro?
Evet ama Raphael de Santis tarafından... 1000 lira'ya ne alacağını sanıyordun gerçek bir Raphael mi?
Rafael.
Rafael.
Como o Rafael?
Rafael gibi mi?
Vindos de San Rafael. É o suficiente?
San Rafael'den geliyoruz.
Rafael?
Rafael?
Imitando o talento do divino Rafael
# Muhteşem Raphael gibi yeteneği ilahi #
Manuel, Enrique, Rafael.
Manuel, Enrique, Rafael.
- Dom Rafael, como está?
- Don Raphael! Nasılsınız?
- Não podes estar a falar a sério, Rafael!
Yapmayın Raphael, anlamıyor musunuz?
O Rafael sabe que um dry martini deve beber-se como champanhe.
Raphael iyi bilir, sek martini şampanya gibi içilir.
- Vamos embora daqui, Rafael.
- Burada durmayalım Raphael.
Também passei por aqui para transmitir o convite ao Rafael.
Ben de Raphael'e Senechal'in davetini haber verecektim.
Deixe-me apresentar-lhe Don Rafael Acosta, embaixador da República de Miranda.
Sizi tanıştırayım, Don Raphael Acosta, Miranda Cumhuriyeti Büyükelçisi...
- Então, Rafael, faz-nos a honra?
- O zaman siz alın Raphael.
O que é que acha, Rafael?
- Nasıl buldunuz Raphael?
Depois, que tínhamos sido convidados para a casa do Coronel e que ele tinha discutido com o Rafael...
Sonra Albay'ın evinde yemekteydik. Raphael'le tartıştılar. Evet, tartıştılar.
Rafael, corre o rumor que você foi nomeado ministro.
Bakan olacağınız söyleniyor. Bu doğru mu?
- Rafael Acosta?
- Raphael Acosta?
Olá, Rafael, é um prazer.
- Merhaba Raphael.
O Rafael aqui.
Raphael buraya...
Diga-me, Rafael, quando é que nasceu?
Söyler misiniz Raphael, ne zaman doğdunuz?
Passa-me o prato do Rafael.
- Raphael'in tabağını uzatır mısınız?
- Rafael? - Com prazer.
Memnuniyetle.
Gosta de participar largamente na vida, Rafael.
Hayatın içinde olmayı seviyorsunuz Raphael.
Mas, se quiser recusar os preconceitos, tem de os substituir por um código moral pessoal, Rafael.
Eğer sürekli olarak yerleşik görüşleri reddetme amacındaysanız, onların yerine kişisel bir ahlak getirmelisiniz Raphael.
- Mais um bocado de cordeiro, Rafael?
- Biraz daha et Raphael.
Chamando Rafael. Aqui é o Pato chamando.
Relais Raphael'i arıyorum.
Rafael estão chamando.
Relais Raphael.
Mohammed Yafi, Rafael Saldaña, Miroslav Jakovic, Liu Chan Tao.
Mohammed Yafi, Rafael Saldaña Miroslav Jakovic, Liu Chan Tao.
Quando Rafael o observou pela primeira vez, desmaiou.
Raphael, o tavanı ilk gördüğünde bayılmış. Biliyor musunuz?
Rafael.
Rafael mi?
Comandante Rafael.
Kumandan Rafael.
Rafael, pode chegar aqui por um momento.
Raphael, bir saniye gelebilir misiniz?
- À tua, Rafael.
Sağlığına Raphael!
- Quem é o Rafael?
- Rafael kim?