Translate.vc / Portugais → Turc / Rock
Rock traduction Turc
5,638 traduction parallèle
Devíamos comprar à Hope uma t-shirt de todos os bares de rock and roll que visitarmos.
Gittiğimiz her rock roll barından Hope'a tişört almalıyız.
Rock and roll!
Rock roll.
Mais uma estrela rock desaparecida antes do tempo.
Başka bir rock yıldızı zamansız ayrılıyor.
Obrigado por nos proporcionares uma experiência rock and roll, Smokey.
Bize rock roll deneyimi kazandırdığın için teşekkürler, Dumanaltı.
Ao que parece, o Burt e a Virginia não queriam mesmo o estilo de vida rock and roll tanto quanto pensavam.
Burt ve Virginia'nın, rock roll yaşam tarzını sandıkları kadar istemedikleri anlaşıldı.
- Muito bem. Queres que o J-Rock vá aí cuspir-te sabedoria fixe, no ouvido.
J-Rock'tan oraya gelip sana engin bilgilerini saçmasını istiyorsun.
Ele foi morto em Rock Bond, na Falls Road, por assassinos legalistas.
The Falls Road'daki Rock Bond'ın dışında vurucu tim tarafından ele geçirildi.
É tempo de rock'n'roll!
Rock'n'"Roll" zamanı.
Relaxa, Rock, estamos preparados... para os soldadinhos da Rainha Abelha.
- Sakin Rock. Kraliçe Bee'nin askerleri için hazırız.
Parece um quarto de uma estrela de rock.
Tam rock yıldızlarının aşırı dozdan öldüğü odalardan.
Era uma banda de rock.
Rock grubuydu.
Não, é só mais uma estrela do rock, não é?
Sadece yakışıklı bir rock yıldızı değilmiş demek.
Um corpo encontrado num carro no parque Rock Creek foi identificado como sendo o de Osborne.
CIA'den şu âna dek bir açıklama gelmedi.
Mas no papel ele é uma estrela do rock.
Kâğıt üzerinde mükemmel görünüyor.
"O Diabo na TV, no rock roll... e no teu coração".
Televizyonda, Rock and Roll'da ve kalbinde.
Nunca a usei em combate, mas livrou-me de ver um espectáculo organizado pela USO com a banda de rock do Gary Sinise.
Hiçbir çatışmada taklit yapmadım ama Gary Sinise'nin rock grubunun çıktığı ordu şovlarından kovulmama yardım etti.
Como aquele concerto do Kid Rock.
Kid Rock konseri gibi.
E este foi um bom rock and roll trazido até vós...
İşte gerçek Rock'N'Roll budur.
Está aqui o cheiro dos espectáculos de rock.
Burası berbat kokuyor.
Então senhor artista você pretende desperdiçar o seu talento por aqui?
Eveeeet, Bay Rock Yıldızı... Hâlâ yeteneğini buralarda çürütmeye niyetli misin?
Ouça senhor artista se você continuar a cantar assim muito em breve você estará em revistas mas seu álbum não vai ver a luz do dia.
Dinle Bay Rock Yıldızı, Eğer böyle şarkı söylemeye devam edersen... yüzünde çıkacak kırışıklıklardan sonra, albümün gün yüzü görmeyecek.
Que pena do Rock Hudson. O quê?
- Rock Hudson'a yazık.
Chegou o J-Rock!
- Tak tak, saat olmuş J-Rock!
Truz, truz! J-Rock está...
Tak tak, J-Rock gel...
Tu és uma estrela.
Sense bir rock yıldızısın.
Agora está na Jailhouse Rock, e as ancas a abanar têm 6 m de largura nos ecrãs de cinema.
Şimdi Jailhouse Rock'ta kıvırdığı kalçası Amerika'nın tüm büyük ekranlarında gösteriliyor.
Pode ir a uma Rockstore qualquer domingo e ver um mostruário demográfico, toda classe de pessoas...
Pazarları Rock Store'a gidebilir ve toplumun her kesiminden insanı birarada görebilirsiniz.
Você ouviu falar sobre o rock star gay?
Eşcinsel rock müzik yıldızını duydunuz mu?
O meu nome é Hank ou Rock, ou algo assim.
Benim adım muhtemelen Hank ya da Rock.
Diz-me "Da-rock".
- Darach o.
Tim tocou teclado numa banda de rock durante alguns anos e aprendeu sozinho a arranjar qualquer aparelho eletrônico que avariasse.
Tim birkaç yıl bir rock grubunda klavye çaldı ve kendi kendine elektronik eşyaları tamir etmeyi öğrendi.
Tal como disse Paul Simon, o rockeiro delinquente : " Eu sou uma rocha.
Rock and Roll'un kötü çocuğu Paul Simon'ın dediği gibi...
Chamas a isso de rock clássico?
Buna klasik rock mı diyorsun?
Quero ser uma estrela de rock mas... Também gosto muito de carros.
Bir Rock yıldızı olmak istiyorum ama arabalardan da hoşlanıyorum.
Bem, como podes ver não parti para ser uma estrela do Rock.
Gördüğün gibi Rock yıldızı olmak için gitmedim.
Pareces bastante rock para mim, Dean Winchester.
Bana oldukça sağlam biri gözüktün Dean Winchester.
Queres ligar para alguém, ou queres ser o máximo?
Birini çağırmak mı istersin yoksa rock yıldızı olmak mı?
- Não querias ser o máximo?
- Bunu yapamayız. - Rock yıldızı olmak istediğini sanıyordum.
Sou o máximo.
Ben bir rock yıldızıyım.
És o máximo.
Sen bir rock yıldızısın.
Nós somos o máximo.
Biz rock yıldızlarıyız.
Não somos. Somos tubarões.
- Rock yıldızı değiliz.
Vamos ao rock and roll!
Hadi yıkalım ortalığı.
É rock and roll.
Hadi yıkalım ortalığı.
Sabias que se não fossem os afro-americanos o Rock Roll não existia?
Biliyor muydun? Eğer siyahiler olmasaydı Rock and Roll olmazdı
Foi como a Pompeia do Pop Rock.
Şekerden Pompeii gibiydi.
Vi os turistas vindos de todo o lado a desenharem cruzes nos tijolos e a pedirem desejos aos ossos de Marie Laveau.
Little Rock'tan Hackensack'a kadar bin bir yerden gelen şişko turistlerin tuğlalara haç çizip, Marie Laveau'nun kemiklerinden dileklerinin gerçekleşmesini dilediklerini gördüm.
O meu ex-marido tentou enriquecer vendendo blusas falsas.
Eski kocam rock roll tişörtleri satarak zengin olmaya çalıştı.
Blues da antiga Chicago, um pouco de jazz, rock'n'roll.
Eski zaman Şikago blues biraz jazz ve ilk zamanların rock'n'roll müziği.
Fraggle Rock!
Kuklaya döndük.
- Episódio 04 - = Rock a My Soul = -
Covert Affairs : 4x4 Çeviri :