Translate.vc / Portugais → Turc / Roda
Roda traduction Turc
2,623 traduction parallèle
- Roda-o!
- Evet!
- Roda-o mais depressa, Nate!
- Daha hızlı! Daha hızlı döndür Nate!
"Chave sob a roda dianteira, lado do motorista."
Anahtar, sürücü tarafındaki ön tekere bantlı
- Roda.
- Döndür şunu.
Eu bati com a roda de trás em algo. Eu estou bem. Chamei reforços.
Benim de kahve desteğine ihtiyacım vardı
A roda dentada!
Çarklar!
Roda para apanhar a flecha.
Oku sıkı tutmak için çevir.
Existe algo fascinante nesta forma de ver a vida : à medida que este planeta roda, de acordo com a lei da gravidade, de um princípio tão simpes, surgem intermináveis e maníficas formas de vida, evoluiram, e continuam a evoluir.
Hayatın güzelliği bu gezegen bir döngü içindeyken yer çekimi yasası kuralları içerisinde, çok basit bir başlangıç formundan sonsuz formlar oluşabilmesi, en güzel ve en harika şey evrim geçirmiş ve geçiriyor olmamız.
- Roda-o.
- Döndür onu.
Roda-o.
Döndür.
Roda-o de novo.
Tekrar döndür.
Ela conhece um gajo que roda como um pião em cima da pila!
O, aletinin üstünde dönebilen bir adam tanıyor.
Quando aquela roda gigante estiver pronta... vai trazer toda a gente de volta, e depois podemos fazer uma viagem de circo pelo mundo.
Dönme dolap bitince, herkes buraya akın edecek ve o zaman "gezici sirk" kelimesinden "gezici" kelimesini çıkarabiliriz.
A roda saiu.
Tekerlek çıktı.
Corta! Roda.
Greg, uzak plana hazır ol.
Pára de tentar reinventar a roda.
Kafadan uydurma, adamım.
Pareces um macaco acorrentado numa roda.
Araba kullanan al yanaklı maymun gibisin.
Foi uma roda de 12 metros de altura.
Yanlamasına 20 metre atlayanı PauI Bunyan'a vermeliyim.
Mete-lhes a cabeça à roda
Baş döndüren cinsten
Vem dali, da roda
İşte, tekerleğin yanında.
Tinha a cabeça à roda, e...
Başım dönüyordu ve...
Eu penso que as rodas andam por causa desta corrente que roda.
Sanırım şu arkadaki tekerlekler, bu zincir döndüğü için hareket ediyor.
É de loucos, parece uma roda gigante a girar...
Dönme dolap gibi.
- Roda o pulso.
- Bileğini kullanarak yuvarla.
Lembraste quando fomos até Bethany Beach e tu não querias entrar na roda gigante?
Bethany Beach'e gittiğimiz ve senin bir türlü dönme dolaba binemediğin zamanı hatırlıyor musun?
Tipo uma roda, a girar.
Dönen bir tekerlek gibiydi.
- Uma roda? Onde?
- Tekerlek mi?
Roda arco-íris?
Gökkuşağı çarkı!
Vamos lá, roda arco-íris!
Hadi, gökkuşağı çarkı!
É só conduzir em direcção a oeste e sair na velha roda da carroça.
Batıya sür yeter. Old Wagon Wheel çıkışında.
Você é tão deslumbrante que tenho a cabeça a andar à roda.
O kadar güzelsin ki başım dönüyor.
Porque és a terceira roda.
Çünkü sen istedin
O cão grande roda 360 graus!
Köpek 360 derece döndü!
Mexe os pés, roda.
Oynat ayaklarını, devam et.
Agora roda, nas pontas dos teus pés se conseguires.
Ayaklarını durdurma. Hatta uçlarında durmayı dene.
Estamos a refazer "a roda louca", a forma inventada pela tua avó.
Sonunda eski formata kalmayalım.
A roda louca.
"Düdük makarna"
O Nicola e eu usamo-la para fazer a nossa própria roda com isso.
Nicola ile benim kullandığımız kalıp buydu.
Roda mais o tronco, confere-lhe mais emoção.
Üst bedenin daha iyi çalışsın. Daha dramatik olsun.
Muito bem, agora roda.
Güzel. Şimdi dön.
Roda-o.
İt öyleyse.
O ouro financia as nossas conquistas em lugares distantes e assim gira a grande roda do comércio.
Altın, uzak diyarlardaki fetihlerimiz için maddi kaynaktır ve böylece büyük ticaret çarkı dönmeye başlar.
Estou... com a cabeça à roda, literalmente...
Sırılsıklam âşık olmuş durumdayım.
Pouco mais, roda à direita.
Biraz daha, çevir şimdi.
Roda Rei.
Teker Kral.
Mata a Turquesa e ajuda-me a terminar com o Roda Rei!
Turkuvaz'ı öldür ve Teker Kral'ın işini bitirmeme yardım et!
É uma roda.
Bir çark.
E, depois, vou ligar essa roda a um sistema que estamos a construir, um sistema que canaliza a água e a luz.
Sonra bu çarkı yaptığımız sisteme ekleyeceğim. Suyu ve ışığı birbirine bağlayan bir sistem.
É preciso rodá-lo.
Döndüreceksin.
Toma, aposto que se levar dois ou três e atá-los todos, poderia fazer uma roda bem forte! Ainda bem que estávamos andar ou então nunca teríamos visto isto.
İyi ki yürüyoruz, yoksa bunları hiç görmeyebilirdik.
A minha cabeça ainda está à roda.
- Başım hala dönüyor.