Rosebud traduction Turc

Rosebud.

Rosebud.

Sim, "Rosebud".

Evet, "Rosebud." Sadece bu sözcük.

Era um homem que quase foi presidente... que foi mais amado, odiado e falado que qualquer outro... mas, ao morrer, só pensa em algo chamado Rosebud.

Başkan olabilecek bir adam... ... zamanımızdaki herhangi birisi kadar sevildi, nefret edildi, çok konuşuldu, ama ölürken zihnindeki bir şey Rosebud'ı çağırdı. - Bunun anlamı nedir?

- Ótimo. Rosebud, morta ou viva.

Rosebud, ölü ya da diri.

Nem sobre Rosebud nem nada.

Ne Rosebud ne de herhangi bir şey.

Quando ela falava do Sr. Kane, chegou a mencionar Rosebud?

Bay Kane hakkında konuşurken hiç Rosebud'dan bahsetti mi?

Rosebud?

Rosebud?

- Você não é Rosebud, é?

- Rosebud siz değilsiniz, değil mi?

Rosebud. E seu nome é Jennings, não?

Rosebud, ve adınız da gerçekten Jennings, değil mi?

Aquela "Rosebud"?

- Şu "Rosebud" mı?

Sobre Rosebud, Sr. Bernstein... se puder me dizer qualquer coisa sobre o Sr. Kane que lembre.

Bay Bernstein, Rosebud konusunda... Acaba Bay Kane ile ilgili herhangi birşey hatırlıyor musunuz?

Sabe, Sr. Thompson, estive pensando... essa Rosebud que você tenta descobrir... pode ter sido algo que ele perdeu.

Biliyor musunuz Bay Thompson, düşünüyordum da Şu sırrını çözmeye çalıştığınız "Rosebud"... Evet? Belki de kaybettiği bir şeydi.

- O senhor ia falar sobre Rosebud.

Rosebud tan bahsediyordunuz.

- O que sabe sobre Rosebud?

- "Rosebud" hakkında ne biliyorsunuz? - "Rosebud"?

- Rosebud? Sua palavra final.

Son sözleri :

Vou te falar de Rosebud.

Size Rosebud'ı anlatırım.

Rosebud.

- Rosebud.

E isso é o que você sabe sobre Rosebud?

Rosebud hakkında bütün bildiğiniz bu mu?

Ele apenas disse "Rosebud"... aí soltou a bola de vidro, que se espatifou no chão.

Sadece dedi ki : Rosebud. Elindeki cam küre düştü ve kırıldı.

- Ou Rosebud.

- Ya da Rosebud.

- O que é Rosebud?

Rosebud nedir?

Se descobrisse o que é Rosebud, talvez achasse uma explicação.

Rosebud'ın ne olduğunu bulsaydın bu bahse girerim herşeyi açıklardı.

Talvez Rosebud fosse algo que não conseguiu, ou perdeu.

Rosebud, belki de hiç ele geçiremediği ya da kaybettiği birşey.

Não, acho que Rosebud é só uma peça de um quebra-cabeça.

Hayır. Sanıyorum Rosebud yapbozun bir parçasıydı.

Está em Rosebud Ridge, acima de Little Bighorn.

Little Bighorn Irmağı yakınlarında Rosebud sırtındasın.

Ôo, Rosebud.

Dur, Rosebud.

- Um Rosebud, por favor.

- Bir Rosebud verir misin?

Devia tê-lo avisado sobre o Rosebud.

Seni Rosebud konusunda uyarmalıydım.

Quando era pequeno tinha um taco chamado Rosebud.

Küçükken adı Rosebud olan bir sopası varmış.

Porque não vais.. a um cinema que esteja a dar o Citizen Kane... e gritas bem alto "Rosebud é um trenó"?

Neden "Yurttaş Kane" gösteren bir sinemaya gidip, Herkesin ortasında avazın çıktığı kadar "Rosebud kızağın adı" diye bağırmıyorsun?

Rosebud, Morton's, Johnny D's?

Rosebud, Morton's, Johnny D's?

No Rosebud.

Rosebud'a gideriz.

Este amiguinho chama-se Pete Rosebud.

Bu küçük adamın adı Pete Rosebud.

Não, Rosebud, meu filho. Precisas é de mim.

Hayir yok, bana ihtiyacin var.

É todo teu, Rosebud, meu filho.

Hepsi senindir, Rosebud, eski evlat.

- Calma, Rosebud.

- Sakin ol, Rosebud.

E o Rosebud?

Peki ya Rosebud?

Acampamento de Sitting Bull Rosebud Creek Território de Montana

Oturan Boğa'nın Kampı Rosebud Deresi, Montana Bölgesi

Quero que tu, Reno e Benteen para seguir a sua pista até Rosebud.

Reno ve Benteen'le birlikte, Rosebud'da onların izini süreceksin.

A Rosebud é uma ralação.

Rosebud'sa karın ağrısı.

Chamo-me Rosebud.

Adım Rosebud.

Rosebud...

Rosebud.

Era assim que preparavam no Ritz... quando eu fazia parte das Belas Saltitantes da Srta.

Bayan Rosebud'un Zıpzıp Bebekleri'nde yer aldığım zamanlara Ritz'de içkiler böyle karıştırılırdı.

- "Rosebud".

Rosebud.

- Rosebud.

Rosebud.

Descubram sobre Rosebud!

Rosebud'ı öğren.

Ela nunca ouviu falar em Rosebud.

Rosebud'ı hiç duymamış.

A Srta. Emily Norton não foi um "botão de rosa".

Bayan Emily Norton "Rosebud" değildi.

Rosebud...

Welles, kendi sihrinin büyüsüne kapılmış genç bir sihirbaz gibiydi.

Welles utilizou todas as técnicas narrativas e todos os expedientes técnicos profundidade de campo, picados e contra-picados, grandes angulares, e disse :

Rosebud.

E o Rosebud era só um transporte.

Yurttaş Kane'in sonundaki kızağın adının Rosebud çıkması gibi oldu.