Rosso traduction Turc

Tio Giovanni, um lugar ao remo na tripulação do Rosso.

Giovanni dayı, Rosso tayfasında kürekçilik.

- O que há com os nossos? - Não sei, desculpe, não sei.

Lo Rosso, sus da anlamaya çalışayım.

É a história dum porco heróico, que enfrentou os piratas do céu, e lutou por amor, orgulho e dinheiro.

Filmimiz gurur, aşk ve para uğruna korsanlara karşı savaşan cesur bir domuzun hikayesini anlatmaktadır. Hikayemizdeki kahramanın adı, Porco Rosso'dur.

O PORQUINHO VOADOR

PORCO ROSSO

Sr. Rosso, tem uma missão.

- Porco Rosso!

- Porco Rosso!

Hey, bu bir domuz!

Adoro-te, Porco Rosso!

Hey, domuzcuk! Ne kadar da şirin! Buraya baksana!

MAIS UM TRIUNFO DO PORCO ROSSO

PORCO ROSSO'DAN YENİ BİR ZAFER DAHA.

Parabéns por ter derrotado outra vez o Gangue da Mamã Aiuto.

Bay Porco Rosso? Ben "The Neptune" muhabiriyim. İyi iş başardınız!

Aqueles piratas disseram-me que tens uma reputação temível.

Duyduğuma göre'Porco Rosso'adında çok ünlü biri varmış.

Invejo-o, Sr. Rosso. Quem me dera ganhar tanto dinheiro.

Keşke benim de bu kadar param olsaydı.

Olá, Sr. Rosso.

Merhaba, Porco Rosso!

Vamos apanhar-te, Porco Rosso!

Sırada sen varsın.

"Vamos apanhar-te, Porco Rosso."

Sırada sen varsın. Gel de yakala, domuz! "

PORCO ROSSO ESTÁ VIVO OU MORTO?

PORCO ROSSO ÖLDÜ MÜ YOKSA YAŞIYOR MU?

Escutem todos. Vai ser um duelo pela honra entre Porco Rosso e Donald Curtis.

"Porco Rosso ile Donald Curtiss arasındaki hesaplaşma başlamak üzere!"

Nos tempos em que era jovem e rebelde, quando parecia ter o mundo inteiro contra ele, juntou-se a uma sociedade, il Cerchio Rosso, o Círculo Vermelho.

Tüm dünyanın ona karşıymış gibi göründüğü delikanlılık, gençlik zamanlarında bir kardeşliğe katılmıştı El Chicaroso

"O Sr. Rosso não percebe. Se eu não beber, não vou ser fixe."

"Mr Rosso, anlamıyorsunuz, eğer içmezsem, havalı gözükmem"

O Sr. Rosso disse que tu não te inscreveste.

Bay Rosso başvurunu teslim etmediğini söyledi.

Sr. Rosso, não há nada a dizer. Confie em mim. Está bem.

Bay Rosso anlatılacak hiç birşey yok.

A partir de agora, não sou o Sr. Rosso, conselheiro escolar.

Bundan sonra ben senin Rehberlikçin Bay Rosso değilim.

Talvez devesse chamar-me Sr. Rosso outra vez.

Belki bana yeniden Bay Rosso demeye başlamalısın.

Sr. Rosso, importa-se de não me humilhar em frente de toda a escola?

Bay Rosso, beni tüm okulun önünde aşağılamaz mısınız?

Pessoal, o Sr. Rosso toca mesmo bem guitarra.

Çocuklar, Bay Rosso gitarla gerçekten iyi.

Sr. Rosso, porque é que não me deixa em paz?

Bay Rosso, neden beni yalnız bırakmıyorsunuz?

Sr. Rosso, já lhe disse.

Bay Rosso, söyledim size.

Parece que ele estava com problemas, e o Sr. Rosso achou que uma passagem por aqui poderia ajudá-lo a superá-los.

Sanırım ufak bir sorun yaşıyor ve Bay Rosso videoda olmasının davranışlarını düzeltmesine yardımı olacağını düşünmüş.

Porque é que o Sr. Rosso nos fez isto?

Evet, Bay Rosso bunu bize neden yaptı ki?

Agora, se já acabou o interrogatório, Sr. Rosso, importa-se de me dar um dólar para eu ir comprar uns bolinhos?

Beni kemirmeyi bitirdiyseniz, Bay Rosso biraz Sno-Ball almam için neden bir dolar vermiyorsunuz?

Sr. Rosso... preciso que me levem a casa.

Bay Rosso... eve gitmeliyim.

Sr. Rosso, eu vesti-me assim só para impressionar a Cindy Sanders.

Bay Rosso, Cindy Sanders'ı etkilemek için böyle giyindim.

Foi isso que o Sr. Rosso disse.

Evet, Bay Rosso böyle söyledi.

Ouça, Sr. Rosso, peço desculpa por ter falado demais na aula.

Bakın Bay Rosso, sınıfta boşboğazlık ettiğim için çok özür dilerim.

A sério Sr. Rosso, está tudo bem.

Gerçekten Bay Rosso, her şey yolunda.

Lindsay, o velho Jeff Rosso vai-te fazer ganhar o dia.

Lindsay, ihtiyar Jeff Rosso seni sevindirmek üzere.

Sr. Rosso, eu não...

- Bay Rosso, ben...

Pronto, Sr. Rosso.

Tamam, Bay Rosso.

- Senhor Rosso?

Bay Rosso?

Não, malta, a sério, o Rosso é porreiro.

Hayır çocuklar, gerçekten. Rosso havalı bir adam.

Sr. Rosso, está muito bonito.

Bay Rosso, çok iyi görünüyorsunuz.

- Jeffery Theodore Rosso?

- Jeffrey Theodore Rosso? - Evet.

Sr. Rosso, muito obrigada por proporcionar esta oportunidade à Lindsay.

Bay Rosso, Lindsay'e bu şansı verdiğiniz için çok teşekkür ederim.

Sr. Rosso, por favor.

Bay Rosso, lütfen.

Robert Rosso foi demitido por não fazer seu trabalho.

Aslında ben eşcinsel olduğunu bile bilmiyordum. Ben de öyle.

Só por não ser mulher não é motivo.

Hey tatlım, bu kadar sohbet yeter. Rosso hakkında ne biliyor?

Preciso ir. Ligo depois.

Trent, ne Rosso ne de dava hakkında hiçbir şey bilmiyor.

O Sr. Rosso é um génio.

Bay Rosso bir çeşit dahi.

Olá, chamo-me Rosso e estou na vossa lista.

Merhaba, ben Rosso.

Sr. Rosso, o que é que se passa?

Hey Bay Rosso, neler oluyor?

Trent não sabe nada de Rosso ou o processo.

nasıl bir aptal bu?

- Nunca tivemos preconceito.

Sadece Rosso'nun suçlamalarına bakıp destekleyecek herhangi bir kanıt olup olmadığını görmeliyiz.