Translate.vc / Portugais → Turc / Runt
Runt traduction Turc
37 traduction parallèle
O Capelão da Condessa, Sr. Runt... era também o preceptor do filho, o jovem Visconde Bullingdon... um rapazinho melancólico, muito agarrado à mãe.
Leydi Hazretlerinin papazı Bay Runt... annesine aşırı düşkün, hüzünlü küçük Vikont Bullingdon'ın... eğitimiyle ilgileniyordu.
O que acontece foi ter-me o vosso Capelão apresentado à Condessa... para me aconselhar em religião, de que é conhecedora.
Aslında, papazınız Bay Runt beni Leydinizle tanıştırdı. Kendisine uzman olduğu dini bir meseleyi danışacaktım.
Numa cerimónia presidida pelo Reverendo Runt, Capelão da noiva.
Tören, Leydi Hazretlerinin papazı Peder Runt tarafından gerçekleştirildi.
Reverendo Runt... não será preciso dizer-vos que a recente tragédia desta família... tornou desnecessários os serviços dum preceptor.
Peder Runt... herhalde söylememe gerek yok, ailenin yaşadığı son trajediden sonra... burada bir öğretmenin hizmetlerine artık gerek kalmadı.
Reverendo Runt... ela não está em condições de dar ordens a ninguém.
Peder Runt... Leydi Hazretleri kimseye talimat verecek durumda değil.
Reverendo Runt... está encerrada a questão!
Peder Runt... bu mesele burada kapanmıştır.
Põe-te daqui daqui para fora, garanhão rascóide e deixa a tua pila de pobre, longe das minhas filhas.
Şimdi buradan defol, you runt stud ve küçük s. kini kızımdan uzak tut.
E o sacana diz : "Quando a tua unidade der lucro."
Runt şerefsizi dedi ki, "Ekibin para kazanınca."
fica aí quietinho, seu runt.
Hareketsiz bir şekilde dur.
adeus, runt!
Çok uzun, evlat!
Senhor Runt of the Litter.
Dökülen Domuz?
Calma, Runt! Apenas...
Sakin ol, Korkak.
Sim... Runt! O Chicken Little deveria ter uma conversa com o pai dele e esclarecer as coisas ou continuar a procurar soluções temporárias e nunca lidar com o problema?
Domuzcuk, Küçük Civciv'in babasıyla iyice konuşup problemini çözmeli mi yoksa sebep aramaya devam edip hiç bir zaman problemini çözmemeli mi?
- Runt, calado.
Korkak, sus!
- Runt.
Şişko!
- Não, Runt.
Bensiz devam edin.
- Está tudo bem. - Runt, onde está o teu saco?
- Domuzcuk, torban nerede?
Onde está o Runt? ! ?
Domuzcuk nerede?
Runt!
Domuzcuk!
Runt, já chega.
Yeter artık, Domuzcuk!
Runt.
- Domuzcuk.
Runt, eu realmente só quero ficar sozinho agora.
Domuzcuk, şu anda gerçekten yalnız olmak istiyorum.
Abby! Runt! Peixe!
Ebi, Domuzcuk, Balık!
Runt, não, não, não, dá a volta!
Hayır, hayır, hayır dön!
Runt, faz isto apenas, vai dar certo!
? - Domuzcuk, yap onu, olacak.
- Runt, estás aí?
Domuzcuk, beni duyuyor musun?
Runt, meu amigo, uma frota alienígena está prestes a invadir a Terra.
Domuzcuk, dostum, uzay filosu yolda Dünya'yı ele geçirmek için.
Acciona o teu escudo-porco, Runt!
Koruyucu kalkanı bırak, Domuzcuk.
Runt! Runt, estás bem?
Domuzcuk, iyi misin?
Eu sou o Runt, e venho do Tennessee, de Nashville.
Ben Runt, Nashville Tennessee'liyim.
- Pobrezinho do Runt.
- Zavallı küçük Runt.
Tu e o Runt podem ir cagar para outro quarto.
Sen ve Runt başkasının odasından ne bok alıyorsanız alın.
- Corey, Runt, seis. - Sim.
- Corey, Runt, altı.
Runt.
Runt.
Anda, Runt, vamos embora!
Hadi, Runt, Gidelim!
- Runt!
- Domuzcuk!
- Runt!
Korkak!