Translate.vc / Portugais → Turc / Sakê
Sakê traduction Turc
37 traduction parallèle
Bebendo... este sakê caro... é como punir-me a mim mesmo com veneno... pelo modo como eu vivi todos estes anos.
İçki içmek... bu pahalı sakeyi içmek... kendime, böylesine yaşanmış bir hayattan ötürü... zehirle karşılık vermek gibi.
Não, eu me aquecerei com sakê.
Oh, hayır, ben gidip ılık bir sake alacağım.
O sakê sabe melhor que nunca.
Sake'nin tadı hiç bu kadar güzel gelmemişti.
Velhote, por favor, serve às senhoras algum sakê.
Yaşlı adam, lütfen bu hanımlara biraz saki getir.
- Bebes Sakê?
Sake içer misin?
- Aceita esta oferta de sakê.
- İçki teklifimi kabul edin.
Ele serviu-me um pouco de sakê ontem à noite.
Geçen akşam bana biraz sake ikram etmişti.
Duas garrafas do pior sakê.
İki şişe değerinde ucuz sake.
Do pior sakê?
İki şişe?
- Trouxeste sakê?
- Saki getirdin mi?
- Duas, três garrafas de sakê, por favor.
- 2-3 şişe saki lütfen.
Traz o sakê.
Saki getir.
Põe três garrafas de sakê na conta.
Hesaba 3 şişe saki yaz.
Por favor, traz o sakê.
Lütfen saki getirin.
Não tens nenhum sakê?
Hiç saki var mı?
- Sakê?
- Saki mi?
Dá-me sakê!
Bana saki ver!
- Irmã, e o sakê?
- Bayan, sakiden ne haber?
Gosta do sakê japonês ou prefere vodka martini?
Japon Sakesini sever misiniz yoksa votka martini mi istersiniz.
Oh, Não. Gosto de sakê.
Oh hayır, sake severim.
Claro. Um sakê a sair.
Bir sake geliyor.
Num dia de muito vento, muito sol, muito sakê... e pouco peixe,
Bir gün, güçlü rüzgar, kızgın güneş, fazla sake varmış... ama balık yokmuş.
Posso pagar um sakê?
Sana bir sake ısmarlayabilir miyim?
Podia estar em casa agora, a beber sakê e a ver o "Jeopardy."
Şu anda evde olabilirdim. Sake içip "Jeopardy" izliyor olabilirdim.
Algumas vezes não. Quer um pouco de sakê?
Bazen hiç de öyle olmaz... saké den hoşlanırmısın?
Sakê mo todo, baby.
Saké beni, bebeğim.
Bebam um sakê.
Buyurun.
Bem, não vejo nenhum conhaque, ou sakê... Tequila... Slivovitsa...
Şey, ben konyak veya saki tekila... slivovitsa göremiyorum.
Podes beber sakê e dormir até ao meio-dia.
Sake içebilir ve öğlene kadar uyuyabilirsin.
Muito severo. Odeia festas... e sakê, só moderadamente.
Partilerden nefret eder, belli ölçüde sake içer.
Um alqueire de arroz, sakê e comida.
Bir fıçı pirinci kabul ediyoruz. Ancak içkiler ve yemekler sizden.
Coze-os em molho de soja e sakê.
Tek yapacağın soya sosu ve pirinç şarabıyla pişirmek.
A mesa 45 estava a beber sakê "Wataribune".
45 numaralı masa Wataribune Sake içiyordu.
Deram-lhes sakê. Como os soldados romanos deram vinagre ao Cristo moribundo.
Ölmekte olan İsa'ya şarap teklif eden Roma askeri gibi onlara sake veriyorlardı.
- Onde está o meu sakê?
- Sake nerede?
Aqui está o teu sakê.
İşte saken.
Quanto é uma garrafa do melhor sakê?
En iyi sakenin bir şişesi ne kadar?