Salvo traduction Turc

Estás salvo.

Kurtuldun.

- E eu preciso ser salvo?

Bir kez daha. Kurtarılmam gerektiğini söyleyen kim?

O que importa é que estás a salvo.

Mühim olan güvende olman.

Já me lembrei de te agradecer por me teres salvo a vida?

Hayatımı kurtardığın için teşekkür etmiş miydim?

A levar o meu filho para um sítio a salvo.

Oğlumu daha güvenli bir yere götürüyorum.

Não, quero dizer, obrigado por teres salvo o meu filho.

Hayır, yani oğlumu kurtardığınız için.

Ele ficaria a salvo.

Güvende olacağı bir yere.

Ao Olimpo, a salvo das setas da sorte. "

Olimpos'un tepesine. kaderden kaç. "

Podes ter salvo a vida da tua irmã.

Bu şekilde belki kardeşinin hayatını kurtarabilirsin.

Enquanto o fogo arder, Ele mantém-nos a salvo.

Ateş yandıkça, o bizi güvende tutar.

Nenhum de nós estará a salvo até que todos os anjos estejam mortos.

Melekler ölene kadar hiçbirimiz güvende olmayacağız.

Preciso que mantenhas Vega a salvo se eu não conseguir sair dali.

Anahtarı buradan çıkaramazsam Vega'yı güvende tutmamda sana ihtiyacım var.

Agora que ela está morta, estamos a salvo.

Artık o ölü, biz de güvendeyiz.

Depois o fogo acendeu-se novamente, e ficámos a salvo.

Sonra ateş tekrar yanar ve güvende olurduk.

Já lhe disse, parti para mantê-la a salvo.

Söyledim ya, onu güvende bıraktım.

Não estás a salvo aqui, amigo.

Burada güvende değilsin, dostum.

Não vamos descansar até estar em casa a salvo.

Sağ salim eve dönene dek durmayacağız.

Ele tem qualquer coisa formidável para mantê-los a salvo.

Onları güvende tutmaya yetecek kadar güçlü bir şeyi var.

Vêem, aqui está o vosso Petey. Sã e salvo.

Gördün mü, işte Peteciğin.

Mas ambos queremos que saia são e salvo de New Delphi.

İkimizde onun New Delphi'den güvenle çıkmasını istiyoruz.

Os lugares mais altos mantêm-te a salvo, permitem-te ver o que chega.

Yüksek yerler seni güvende tutar. Geleni görmene müsaade eder.

Os pontos mais elevados mantém-te a salvo, permitem-te ver o que se aproxima.

Yüksek yerler seni güvende tutar ve neyin geldiğini görmekte sana yardımcı olur.

Quando ouvia a voz dela, sabia que estava a salvo.

Sesini duyduğumda, güvende olduğumu bilirdim.

Com o Gabriel preso, Vega está a salvo.

Gabriel zincirde, Vega güvende.

Conheço o sistema e sei como manter o seu amigo a salvo dele.

Ah, sistem ve arkadaşın nasıl güvende tutulabilir.

E que, acha ter salvo a Trudy, ao convencer os japoneses deixarem-na ir

Ve Trudy'i kurtardığını düşünüyor. Japonları, Trudy'i Tarafsız Bölgeye göndermek için, ikna ettiğini sanıyor.

E tu estás a salvo aqui, comigo.

Ve sen de güvendesin... burada benimle.

Se o Condé tiver alguma coisa a ver com isto, nada o manterá a salvo.

Eğer Condé'nin bu işle bir ilgisi varsa, onu hiç birşey koruyamaz.

Estais a salvo.

Güvendesiniz.

Agora que as crianças estão a salvo, vou convocá-lo para interrogatório.

Çocuklar güvende olduğuna göre, onu sorgulamaya cağıracağım.

Luís, estás a salvo. "

Güvendesin.

Achei que precisava ser salvo.

Yardıma ihtiyacınız olduğunu düşündüm.

- Sara, estás a salvo nesta casa. Está bem?

Sarah, bu evde güvendesin, tamam mı?

Ainda bem que estás a salvo, Lizzy.

Güvende olduğuna sevindim, Lizzy.

Mantém-te a salvo 15 minutos e estás safa.

15 dakika daha dayan, sonra evdesin.

Estás a salvo?

Güvende misin?

E eu sou tua mãe e cabe-me a mim manter a salvo.

Ben de senin annenim ve seni korumak benim görevim.

Então não há maneira de manter o meu filho a salvo.

Oğlumu güvende tutabileceğim bir yol yok mu yani?

Tu podes ter salvo a vida da tua mãe.

Annenin hayatını kurtardın.

O rapaz está saudável e a salvo.

Çocuk sağ salim ve güvende.

Em contrapartida, permitirei aos humanos salvo conduto para encontrarem um novo lar.

Karşılığında, bütün insanların güvenli bir şekilde yeni bir ev bulmalarına izin vereceğim.

O Omec disse que estaríamos agora a salvo.

Omec artık güvende olduğumuzu söyledi.

Eu podia tê-lo salvo.

Onu kurtarabilirdim.

O perigo acabou por isso estás a salvo daquilo de que fugias.

Tehlike geçti o zaman? Kaçtığın şeyden güvendesin artık?

Sim, estou a salvo.

Evet güvendeyim.

Estamos a salvo.

Güvendeyiz.

Queria-me desculpar... Enquanto ainda está são e salvo.

Hala aklın yerindeyken özür dilemek istiyorum.

Por agora, aqui está a salvo.

Şu an burada güvende.

Estou a salvo.

Güvendeyim.

Salvo pelo gongo.

Cevaplamaktan kurtuldun.

Estás a salvo agora.

Artık güvendesiniz.