English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Sanderson

Sanderson traduction Turc

343 traduction parallèle
Não, Sanderson, o Sr. Murdock não está aqui.
Hayır, Sanderson, Bay Murdock burada değil.
Sanderson está com uma carta que escrevi.
Sanderson'da benim yazdığım bir mektup var.
Ele mandará Sanderson lhe entregar a carta.
Sanderson'a mektubu sana vermesini söylesin.
Vamos ver se o Dr. Sanderson tem agora tempo para si.
Bakalım, Dr. Sanderson size vakit ayırabilecek mi?
É o Sr. Sanderson que trata dos pacientes e não o Dr. Chumley.
Hastalara Dr. Sanderson değil, Dr. Chumley bakıyor.
Sou o Dr. Sanderson.
Ben Dr. Sanderson.
Dr. Sanderson...
Dr. Sanderson...
- Dr. Sanderson, nós não permitimos erros aqui.
- Korkarım ki, büyük bir yanlışlık oldu. - Dr. Sanderson, bizde yanlışlık olmaz.
Importa-se ir comigo para baixo ao escritório do Dr. Sanderson?
Lütfen, benimle, aşağıya Dr. Sanderson'a gelir misiniz?
O Sr. Sanderson explica-lhe tudo.
- Dr. Sanderson size her şeyi anlatacak.
Sou o Dr. Sanderson, o assistente do Dr. Chumley.
- Ben Dr. Sanderson, Dr.Chumley'in asistanı.
O Dr. Sanderson não teve culpa.
- Dr. Sanderson'un bir suçu yok.
Mas, a partir de agora, a sua função aqui terminou, Dr. Sanderson.
Ama böylece bizimle olan iş ilişkiniz anında bitmiştir Dr. Sanderson.
Sim, o Dr. Sanderson.
Evet, Dr. Sanderson.
Sr. Sanderson?
Dr. Sanderson?
Mas, o Dr. Sanderson gostaria muito de dançar com uma pessoa como você.
Ama Dr. Sanderson sizin gibi şirin bir insanla mutlaka dans etmek ister.
Dr. Sanderson.
- Dr. Sanderson'a devrettim.
Sr. Sandersom, não podíamos...
- Dr. Sanderson, yapabilir miydik...
O Sr. Sanderson disse que não dura muito tempo.
Dr. Sanderson uzun sürmeyeceğini söyledi.
- Deixe, o Sr Sanderson dá-lhe uma injecção.
- Bırakın, Dr. Sanderson ona iğne yapacak. - İğne yapılmasını istemiyorum.
Sou Burn Sanderson de San Antonio.
Ben Burn Sanderson. San Tone civarından.
Sim, Sr. Sanderson.
- Evet Bay Anderson?
Porque não desce, Sr. Sanderson.
- Buyurmaz mısınız Bay Sanderson?
Não, Sr. Sanderson. Se é seu cão é melhor levá-lo agora.
Hayır Bay Sanderson, eğer sizin köpeğinizse, onu şimdi alsanız daha iyi.
Fico feliz que gostou, Sr. Sanderson.
Beğendiğinize çok sevindim Bay Sanderson.
O Sr. Sanderson disse que quando cambaleiam... e babam já é certo.
Bay Sanderson, sendeleyip etrafa salya akıttıkları zaman emin olabileceğimi söylemişti.
Avise o Dr. Sanderson que estaremos no hospital de Arusha em 5 horas.
Dr Sanderson'a beş saat içinde Arusha hastanesinde olacağımızı söyle. Tamam.
Teno uma transmissão da parte do Dr. Sanderson.
Dr Sanderson'dan mesaj var.
O Sanderson está aí dentro!
Sanderson. Orada.
- As previsões estão correctas! - Sanderson!
Kehanetim doğruymuş!
Do motim? Todos sabemos que as unidades de terra, como a do Sanderson, passam por mais dificuldades do qualquer um de nós.
Sanderson'un çalıştığı Yüzey Keşif Ekipleri bizden daha dayanıklıdır.
A equipa do Sanderson sempre fez mais e ficou lá fora mais tempo... E as outras equipas estão a começar a mostrar sinais.
Sanderson'ın ekibi diğerlerinden daha fazla ve uzun kaldı, ve diğer ekiplerde de bazı belirtiler görülmeye başlandı.
Mantém o Sanderson e a sua equipa no gabinete médico...
Sanderson ve ekibini Revir'de müşahede altına al.
O planeta habitável do Sanderson.
Sanderson'un yaşanabilir gezegeni mi?
O Sanderson está a caminho do Centro de Controlo. Não conseguimos impedi-lo!
Sanderson Komuta Merkezine geliyor!
Sanderson, porque faria eu isso?
Sanderson, bunu neden yapayım?
- O que se passa contigo, Sanderson?
Senin derdin ne Sanderson?
Não há sinais do Sanderson.
Sanderson'dan iz yok. - Peki ya seviye A?
Quero que encontrem o Sanderson.
Sanderson'un bulunmasını istiyorum!
Enquanto estávamos concentrados em vocês, o Sanderson entrou aqui e sabotou o computador principal.
Size odaklandığımız sırada... Sanderson ana bilgisayarı sabote etti.
Sanderson, é urgente que me ouças.
Sanderson, beni dinle!
Sanderson, estamos na tua equipa de exploração desde o início.
En başından beri senin ekibindeydik.
- Ele diz o que ambos sentimos.
- İkimizin de hissettiğini Sanderson.
E o Sanderson e os outros?
- Sanderson ve diğerleri?
Sabes o risco que corres quando accionarmos os contentores nucleares.
Sanderson, nükleer atıkları patlattığımızda burada olmanın tehlikelerini biliyorsun.
Sanderson, ouve-me!
Sanderson, beni dinle!
Passaste dos limites, Sanderson!
Yasak bölgedesin Sanderson!
- Sanderson!
Sanderson!
- As previsões estão correctas!
Sanderson!
- Pare, Sanderson!
- Dur orada Sanderson.
Responde, Sanderson!
Yanıt ver Sanderson!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]