Translate.vc / Portugais → Turc / Saniye
Saniye traduction Turc
29,633 traduction parallèle
Espera, tu nunca...
Bir saniye, sen hiç...
Anda aqui um segundo.
Bir saniye gelir misin?
Não é por isso que estás aqui, pois não?
Bir saniye, sen de o yüzden gelmedin, değil mi?
Na verdade, preciso de falar contigo com urgência.
Aslında... Pardon, seninle... İki saniye bir şey konuşmamız lazım.
Nove violações diferentes das regras, e ele ganha uma reprimenda em 15 segundos?
- Dokuz farklı kural ihlali bildirdim. Karşılığında sadece 15 saniye azar mı yiyor?
Espera. Um segundo, Barry.
- Bana bir saniye izin ver Bar.
Espera ai, você não lhe contaram?
- Bir saniye, ona bahsetmediniz mi?
Espera um bocado, vou contigo.
Bekle bir saniye, ben de geliyorum.
Em posição. 10 segundos.
Yerime geçtim. 10 Saniye.
Só um segundo.
Bir saniye.
Podes ter passado em todos os testes e dito todas as coisas certas, mas não acredito que sejas Bratva.
Tüm sınavları geçip tüm doğru sözleri söylemiş olabilirsin ama bir saniye bile senin Bratva olduğuna inanmıyorum.
- Eu sei.
- Biliyorum. - Bir saniye lütfen.
Pode... Pode aguardar um instante?
Acaba... aa, siz... bir saniye bekleyebilir misiniz?
Espera um segundo.
Bekle bir saniye.
Não andámos a perder tempo.
Bir saniye bile başka yerde dolanmadık.
Toby, chegamos ai dentro de 30 segundos!
Toby, 30 saniye sonra sana ulaşmış olacağız.
Só estás a adiar o inevitável. Quanto mais tempo ficamos aqui, mais somos expostos a radiação.
Yani şu anda tek yaptığın kaçınılmazı geciktirmek ve burada geçirdiğimiz her saniye daha fazla radyasyon alıyoruz.
Malta, se tiver razão, faltam 8 segundos para a fusão!
Çocuklar, hesaplamalarım doğruysa erimeye sekiz saniye kaldı.
- Espera um minuto.
- Bir saniye bekle.
Senta-te.
Otur bir saniye.
Ele tem um atraso de 5s no sinal de transmissão.
... sakladığım bir sırrım var. - Yayın beş saniye geç geliyor.
- 17 segundos, mais ou menos.
- Aşağı yukarı 17 saniye.
Garanto-lhe que ele a irá entregar num segundo, se isso significar menos tempo de prisão para ele.
Hapishanede bir saniye az yatmak için bile sizi satacağından eminim.
Espere aí.
Bekle bir saniye.
- Dá-me um segundo.
Tamam, bir saniye.
Olha, só mais dez segundos.
Bakın sadece 10 saniye kaldı.
Mais dez segundos.
On saniye daha, hadi!
Só um segundo, está bem?
- Sadece bir saniye, tamam mı?
Esperem.
Bir saniye.
Isto vai mata-lo em 12 segundos.
Bu madde seni yaklaşık 12 saniye içinde öldürecek.
Espera aí, fazer contigo?
Bir saniye, sevişecek misiniz?
- Espera.
- Dur bir saniye.
Não podias ter esperado três segundos?
Üç saniye daha bekleyemez miydin?
- Pode recuar um pouco?
- Birkaç saniye geri gidebilir miyiz?
Prefiro ser comida por cabras selvagens do que passar mais um segundo com monstros como vocês?
Siz canavarlarla bir saniye daha geçirmektense, vahşi keçiler... -... tarafından yenmeyi yeğlerim.
Dá-me um segundo.
Bir saniye bekle.
Dê-me 10 segundos!
Bana on saniye ver!
Não preciso de os vigiar a todo o momento.
Her saniye izlemek zorunda değilim.
Queria fazer o parto, agora quer fazer um curativo?
Beş saniye önce doğurtmak istiyordunuz. Şimdi plazma yamasından emin misiniz?
Tens mais dez segundos para falares dele, depois chega de Kyle.
Onun hakkında 10 saniye daha konuşabilirsin. Sonra Kyle'dan bahsetmeyeceksin.
Daqui a um pouco já desaparece.
Vücudunun normale dönmesi bir saniye sürer.
Só um segundo.
Dur bir saniye.
- Dá-me um segundo.
- Bir saniye.
Espera um segundo.
Bir saniye bekle.
Carreguei no botão há 3 segundos.
Düğmeye üç saniye önce felan bastım.
Para referência futura, podes avaliar alguém para ter sexo nos primeiros cinco segundos que o conheceres.
İleride, tanıştıktan beş saniye sonra o kişiyle sevişebileceğini ölçeceksin.
Dá-me só um segundo.
Bana bir saniye tanı.
Deixa-me só...
Bir saniye...
Quatro anos?
Bekle bir saniye. 4 yıl mı?
- 35 segundos!
- 35 saniye!
- Espera aí.
- Bekle bir saniye.