Translate.vc / Portugais → Turc / Schrodinger
Schrodinger traduction Turc
102 traduction parallèle
Dia 26 de Setembro Ando a pensar em mandar o "Schrodinger" pelo portal.
26 Eylül, "Schrodinger" i göndermeyi düşünüyorum.
Até já, Schrodinger!
Görüşmek üzere Schrodinger!
Sou um fracasso, Schrodinger.
Başaramadım Schrodinger.
É como o gato de Schrodinger.
İçeriye mal mı sağlıyor? Hapishaneye mi?
As soluções da equação de Schrodinger nós temos...
... Schrodinger denkleminin çözeltileri kutunun sınırında kaybolmalı, böylece elimizde...
- É o gato de Schrödinger.
Schrodinger'in kedisi.
Tem o nome de "Experiência do Gato de Schrodinger".
Deney, "Schrodinger'in Kedisi Deneyi" olarak adlandırılır.
Erwin Schrodinger foi um dos pais fundadores da teoria atómica, e em meados da década de 1930, concebeu uma experiência teórica só para realçar o absurdo da Mecânica Quântica.
Erwin Schrodinger, atom teorisinin kurucu babalarından birisidir. 1930'ların ortalarında, kuantum mekaniğinin garabetine dikkat çekmek için bir düşünce deneyi tasarladı.
De seguida, pegamos no gato de Schrodinger, que neste caso é um belo gato norueguês da floresta, chamado Dawkins.
Sonra Schrodinger'in kedisini alıyorsunuz, ki bizim vak'amızda bu Dawkins adında şirin bir Norveç Orman Kedisi oluyor.
O paradoxo do "Gato de Schrodinger" e a natureza contraditória do problema da medição força-nos realmente a aceitar que os pequenos objectos à escala atómica obedecem ao seu próprio conjunto de regras profundamente estranhas.
Schrodinger'in kedisi paradoksu ve ölçüm sorununun çelişkili doğası bizi, gerçekten de altta, atom ölçeğinde, minik nesnelerin kendilerine ait temelden tuhaf kurallar dizisine riayet ettiklerini kabul etmeye zorlar.
Física Quântica, raptos alienígenas, mundos paralelos...
Kuantum fiziği, uzaylıların kaçırması, Schrodinger'in Kedisi. *
Walter, é o gato do Schrödinger.
- Yapma Walter, bu Schroedinger'in kedisi - Biliyorum, biliyorum.
Era o Dr... Schrödinger.
Dr. Schroedinger'dı.
Eu sei que parece estranho, mas já ouviste falar do paradoxo de Schrödinger?
Vahim geldiğinin farkındayım. Schrödingers Paradoksunu duydun mu hiç?
O paradoxo de Schrödinger, o gato meio vivo ou meio morto.
Schrödingers Paradoksu. Kedi, hem ölü hem diri olan.
A equação de Schrödinger.
- Fizik bu. Schrödinger denklemi.
Em 1925, então com 38 anos,
1925'te 38 yaşındaki Schrödinger kim olduğu hala bir sır olan yasak aşkı için
Schroedinger ficou alojado numa estância alpina de Arosa, na Suíça, para uma relação secreta com uma antiga namorada, cuja identidade ainda hoje permanece um mistério, mas a paixão deles provou ser o catalisador para o génio criativo de Schroedinger.
İsviçre'de bir Alp tatil yeri olan Arosa'daydı. Ama tutkuları, Schrödinger'in yaratıcı dehası için katalizördü.
Um físico disse sobre a semana de Física sexualmente inspirada de Schroedinger :
Başka bir fizikçi Schrödinger'in cinsellikten ilham alan fizik haftası için şöyle der :
Actualmente, chamamos à equação que ele desenvolveu "equação de onda de Schroedinger".
Ortaya attığı, bizim şimdi Schrödinger dalga denklemi dediğimiz denklemdi.
O que tem de tão singular é o facto de retratar uma nova quantidade chamada "função de onda", que Schroedinger afirmava descrever completamente o comportamento do mundo subatômico.
Böylesine eşsiz olmasının nedeni Schrödinger'in atom altı dünyanın davranışlarını tamamen açıkladığını iddia ettiği dalga fonksiyonu denen yeni niceliği karakterize etmesidir.
A equação de Schroedinger e a imagem que desenhava do átomo, criada durante umas férias sexualmente activas nos Alpes suíços, permitiu uma vez mais aos cientistas visualizarem o átomo em termos simples.
Schrödinger'in İsviçre Alplerinde cinsellik dolu bir tatilde yarattığı denklemi ve çizdiği atom resmi bilimadamlarının atomu daha basit şartlarda göz önünde canlandırmalarına olanak sağladı.
É difícil de estimar o alívio que a ideia de Schroedinger trouxe à comunidade da Física tradicional.
Schrödinger'in fikrinin geleneksel fizik topluluğuna getirdiği ferahlığı abartmak zor.
Mas ainda existia um problema profundo e incomodativo, um que os radicais sentiam que Schroedinger não conseguia resolver.
Ama hala derinde rahat vermeyen bir problem vardı, radikaller Schrödinger'in uzlaşıyı sağlayamadığını düşünüyorlardı.
Ele era extremamente competitivo e levou as ideias de Schroedinger como uma afronta pessoal.
Azılı bir rekabetçiydi ve Schrödinger'in fikirlerini kendine hakaret olarak almıştı.
Eles exultaram com a pureza da matemática e lançaram violentos ataques contra as vulgares ondas sensuais de Schroedinger.
Matematikteki saflığı yüceltip Schrödinger'in kaba duyusal dalgalarına zalim saldırılara girişmişlerdi.
"Quanto mais reflicto na parte física da equação de Schroedinger,"
" Schrödinger denkleminin fizik kısmını düşündükçe,
Mas Schroedinger também criticava severamente Heisenberg, dizendo que tinha aversão dos seus métodos e considerava monstruosa a sua matemática.
Ama Schrödinger, Heisenberg'e yönteminden iğrendiğini, matematiğini rezil bulduğunu söylerken eşit derecede kırıcıydı.
Schroedinger estava para dar uma palestra sobre a sua equação de onda,
Schrödinger dalga denklemi hakkında bir konferans verecekti.
O que estava em causa era mais do que apenas a reputação de Heisenberg, ele acreditava que a abordagem simplista de Schroedinger não só estava mal orientada, como totalmente errada e a sua intenção era nada menos que destruir a teoria de Schroedinger.
Heisenberg'in güvenilirliğinden fazlası tehlikedeydi. Schrödinger basit yaklaşımının yalnızca yanlış yolda değil tamamen yanlış olduğuna inanıyordu. Ve amacı Schrödinger'in teorisini yıkmaktan daha azı değildi.
Schroedinger conduz a sua palestra sobre a nova Mecânica Ondulatória para uma sala esgotada. Só havia lugares em pé.
Schrödinger hınca hınç dolu dinleyicilere yeni dalga mekaniği hakkındaki konuşmasını yapar.
Para Schroedinger, isto descreve uma imagem real e física do átomo, com electrões como ondas que envolvem o núcleo atómico.
Schrödinger'e göre bu, atom çekirdeğini saran dalgalar şeklindeki elektronlar ile atomun gerçek fiziksel resmini gösterir.
No final da apresentação, levanta-se e efectua um monólogo, atacando a abordagem de Schroedinger.
Konferansın sonunda ayağa kalkıp Schrödinger'in yaklaşımına saldıran bir konuşma yapar.
A audiência está do lado de Schroedinger, preferem a sua interpretação física simples à matemática abstracta e complicada de Heisenberg.
Dinleyiciler Schrödinger'in tarafındadır. Onun basit fiziksel yorumunu Heisenberg'in soyut, karmaşık matematiğine tercih ederler.
Aqui está Bohr a falar com Schroedinger e Heisenberg está atrás deles.
Schrödinger'le konuşan Bohr ve arkalarında Heisenberg.
Pauli está a olhar de modo convencido para Schroedinger, um pouco como o gato que ficou com o leite.
Schrödinger'in ötesindeki Pauli bir hayli kendini beğenmiş gibi görünüyor, süt bulmuş kedi gibi...
É como o gato de Shrodinger ;
Schrödinger'ın kedisi gibi.
Podemos considerar o gato de Schrödinger.
Schrödinger'in kedisini dikkate alabiliriz.
- Schrödinger...
Schrödinger mi?
Seja como for, em 1935, Erwin Schrödinger, na tentativa de explicar a interpretação da física quântica de Copenhaga, propôs uma experiência em que um gato é metido numa caixa com um frasco de veneno fechado que se partirá numa altura aleatória.
Neyse, 1935'te, Erwin Schrödinger kuantum mekaniğinin Kopenhag yorumunu açıklamaya çalıştı. Bir kedinin herhangi bir zamanda kırılıp açılan, ağzı kapalı bir şişe zehir ile bir kutuya koyulmasını önerdi.
Tal como o gato de Schrödinger, a tua potencial relação com o Leonard, neste momento, pode ser considerada boa e má.
Aynı Schrödinger'in kedisi gibi Leonard'la kuracağın ilişkiyi hem iyi, hem kötü olarak düşünebilirsin.
Em 1935, Erwin Schrödinger...
1935'te Erwin Schrödinger...
- O gato de Schrödinger.
Schrödinger'in kedisi.
Mas antes de dizeres seja o que for, já ouviste falar do gato de Schrödinger?
Ama bir şey söylemeden önce, Schrödinger'in kedisini daha önce duydun mu?
Na verdade, ouvi demasiado sobre o gato de Schrödinger. Óptimo.
Aslında Schrödinger kedisi hakkında gereğinden fazla şey duydum.
Foi uma experiência concebida por um tipo chamado Schrödinger.
Schrödinger isminde bir adamın tasarladığı bir deney.
Eu sinto-me como o gato de Schrödinger.
Kendimi Schrödinger'in kedisi gibi hissediyorum.
O que poderia ter acontecido é a experiência teórica de Schrödinger do gato na caixa.
Gerçekleşmiş olabilecek şey Schrödinger'in kutudaki kedi teoritik deneyi.
E isto é a teoria de Schrödinger, certo?
Schrödinger'in Paradoksu, değil mi?
- Gato de Schrödinger.
Schrödinger'in kedisi.
- Gato de Schrödinger?
Schrödinger'in kedisi mi?