Translate.vc / Portugais → Turc / Sd
Sd traduction Turc
794 traduction parallèle
Tem de perceber uma coisa, nas docas... sempre fomos S e M.
Şu aklınızda olsun peder, doklarda... biz daima SD'yizdir.
- S e M?
- SD mi?
Ainda és S e M?
Hala SD misin?
Só quero saber se ele é S e M ou se é um canário?
Tek bilmek istediğim şu : SD mi olacak, yoksa serçe mi?
Tentaste ajudar os estivadores... e eles viram-te as costas e mantêm-se S e M!
Dok işçilerine yardım etmeye çalıştın. Onlarsa sana sırtlarını dönüp inatla SD kalıyorlar!
Walter Stein major da SD 15 einsatzkommandes.
Walter Stein, SD Albayı. 15. Einsatzkommando.
Todos os anos me faz passar pela mesma agonia.
Demek istediğim, her sene bu ısdırabı bana yaşatıyorsunuz.
Toda a tristeza que eu causei, toda a agonia que sinto, não é nada neste momento.
Sebep olduğum bütün acıların ve hissettiğim bütün ısdırapların şimdi hiçbir manası yok.
Há sete anos, fui recrutada para trabalhar para a SD-6, que pelo que me disseram, era um ramo secreto da CIA.
Yedi yıl önce SD-6'ya alındım. Bana bunun CIA'in gizli bir kolu olduğu söylenmişti.
Pensei que estava a trabalhar para os bons, até que contei ao meu noivo sobre a SD-6 e mandaram matá-lo.
İyi adamlar için çalıştığımı sanıyordum. Ta ki nişanlıma SD-6'yı anlatana ve onlar da onu öldürene kadar.
Que a SD-6 era o inimigo que eu pensava estar a combater.
SD-6, mücadele ettiğimi sandığım düşmanın ta kendiydi.
Agora sou uma agente dupla, trabalho para a verdadeira CIA para destruir a SD-6, onde o meu único aliado é outro agente duplo, e um homem que mal conheço.
Şimdi SD-6'yı etmek etmek için gerçek CIA'yle çalışan çift taraflı bir ajanım. Tek yandaşım, çok az tanıdığım bir adam olan başka bir çift taraflı ajan ; babam.
A SD-6 quer esse código.
Şifreyi almamız lazım.
Vou dar à SD-6 um número errado.
SD-6'ya yanlış şifreyi vereceğim!
Podia facilmente ter enganado a SD-6.
- SD-6'yı kolaylıkla atlatabilirdim.
Se tivesses dado à SD-6 um código falso, que aconteceria quando a Anna desse ao Directório-K a sequência correcta?
SD-6'ya yanlış bir şifre verseydin, Anna K-Directorate'a doğru şifreyi verdiği zaman ne olacaktı?
A SD-6 não teria nada.
Ve SD-6 başarısız olacaktı.
Se a SD-6 suspeitar o mínimo de ti, acabou.
SD-6 senden bir parça bile şüphelenirse, her şey biter.
Em Berlim, apercebi-me que ela quer que a SD-6 arda quase tanto como eu quero.
Berlin'de onun da SD-6'yı imha etmeyi benim kadar istediğini anladım.
No que interessa à cia, pior que a SD-6 conseguir informação vital é se o Directório-K a conseguir primeiro.
CIA her zaman, önemli bir bilginin K-Directorate'ın eline geçmesindense SD-6'nın eline geçmesini yeğler.
Acabei de receber uma chamada da SD-3.
SD-3'ten bir telefon geldi
Acontece que sabíamos que o Jacqnoud ia viajar. Pensávamos que ele ia para o Bahrain. Não sabemos porque é que a SD-6 está tão interessada com o U.C.O.
Anlaşılan Jacqnoud'un yola çıkacağını biliyormuşuz ancak Bahreyn'e gideceğini sanıyorduk.
Há sete anos, fui recrutada por uma secção secreta da CIA chamada SD-6.
Yedi yıl önce CIA'in gizli bir bölümü olan SD-6'ya alındım.
E, quando o director da SD-6 descobriu isso, - DIRECTOR DA SD-6 mandou matá-lo.
SD-6 bunu öğrenince onu öldürttü.
Foi aí que descobri a verdade, a SD-6 não pertence à CIA.
O zaman gerçeği öğrendim. SD-6, CIA'in bir parçası değildi.
Só outra pessoa sabe aquilo que eu faço, outro agente duplo dentro da SD-6, alguém que mal conheço,
Yaptığım işin gerçeğini bilen bir tek kişi daha var. SD-6'daki başka bir çift taraflı ajan.
Sei que trabalha para a SD-6.
SD-6 için çalıştığını biliyorum.
A SD-6 não tem essa confirmação.
- SD-6 böyle bir şeyi teyit etmedi.
E, no processo, exponha a sua operação à SD-6.
Ve sizin SD-6'daki operasyonunuz ortaya çıkar.
E quando a SD-6 descobriu, chamaram um dos seus assassinos.
Sonra SD-6 bunu öğrendi ve tetikçilerinden birini aradı.
E serei até a SD-6 desaparecer.
SD-6 çökene kadar da öyle kalacağım.
Eu disse ao SD-6 que o Shepard estava morto.
SD-6'ya Shepard'ın öldüğünü söyledim.
É uma vítima do SD-6, tal como eu.
O da benim gibi SD-6'nın bir kurbanı.
Parece que o nosso vírus SD-6 está a sacar muitas informações.
SD-6'daki bilgisayar virüsümüz altın madeni gibi çıktı. İyi.
Já tinha mandado relatórios para o Cairo, para Sir Evelyn Baring.
Raporlarım Kahire de Sir Evelyn Baring'e olaydan önce ulaştırılmışdı.
- Que quer dizer com isso?
Hah? - Dışarı çıkartmışdı derken ne demek istediniz?
Legendas adaptadas por : Dan'L.SD
" "Turkish subtitles by Kerem BEYIT" "
Foi uma grande sorte.
Milyonda bir atışdı.
Entendido?
Anlalışdı mı?
Homer, quando o conheci, você não era um.
Homer, senle tanışdığımda, astronot değildin.
Já comecei a reequipar os sistemas de armas. Devem estar prontas numas horas.
Zaten silah ve güçlendirme sistemlerini yüklemeye başlamışdım.
Lembras-te de te falar de estrutura e disciplina?
Bu yapı ve disiplin hakkındaki şeyi sana anlatmışdım, değil mi?
Simplesmente assumi que nunca tinhas planos, Susan.
Varsayalım hiç plan yapmamışdın, Susan.
Quando nos conhecemos, eu era uma rapariga de Potedia.
- İlk tanışdığımız zaman, ben Potedia'dan küçük bir kızdım.
Quem sabe... se eu a tivesse conhecido quando te conheci, talvez teria sido eu a mudar.
Eğer... eğer senle tanışdığımda onunlada tanışmış olsaydım... belki değiştirdiği ben olurdum.
Já nos conhecemos?
Daha önce tanışdıkmı?
Prazer em conhecê-lo.
Tanışdığıma memnun oldum.
- O meu comportamento foi ridículo.
- Biraz önceki saçma bir davranışdı.
Eu já te contei tudo sobre a coisa da estructura e disciplina, certo?
Bu yapı ve disiplin hakkındaki şeyi sana anlatmışdım, değil mi?
De certeza que estás bem?
Ama SD-6'nın Ticaret Organizasyonuyla neden ilgilendiğini anlamadık.
É o técnico neurologista deles.
SD-6'nın nörologu.