English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Seca

Seca traduction Turc

4,191 traduction parallèle
Três mil por cabeça, que inclui sopa, carne seca e um saco de compras.
Kişi başı 3000 dolar. Çorba, et ve çanta da dâhil. Josh, dur.
Seca como um osso.
Kupkuru.
Eu já fiquei muito mais tempo na seca.
Bundan çok daha uzun süre boyunca seks yapmadan geçti.
Mas a contabilidade é uma seca.
Ama muhasebe çok sıkıcı.
Uma substância seca na testa.
Alnında kurumuş bir madde var.
A substância seca?
Kurumuş madde?
Sabes a substância seca que encontrámos na testa do treinador?
Koçun alnında bulduğumuz o kurumuş maddeyi biliyorsun değil mi?
Detesto levar dardos, é uma seca.
- Bana yatıştırıcı ok atılmasından... - Gary. ... nefret ediyorum.
Vocês, agentes da Lei Seca, recebem dinheiro nosso para não fazerem perguntas.
Sana soru sormaman için para ödüyoruz.
São agentes da lei seca de Filadélfia.
Philadelphia'Iı ajanlar.
Pele seca demais.
Cildi aşırı kuru.
As bebidas serão confiscadas e catalogadas e o dinheiro em caixa apreendido, por violação da Lei Seca.
Bütün alkole el koyulacak ve kayıt altına alınacaktır ve kasadaki paranın hepsine Volstead yasası ihlali sebebiyle el koyulacaktır.
Até agora, como escritor, Deus é uma seca.
Şu ana kadar tanrı bir yazar olarak uyku getiriyor.
Miúdos, depois de o vosso tio Marshall e a vossa tia Lily terem encontrado uma ama-seca para o bebé Marvin, eles estavam desejosos pela sua primeira saída noturna em cinco meses.
Çocuklar, Marshall Amcanız ve Lily Teyzeniz Marvin'e bir bakıcı bulunca, beş ay sonra ilk kez gece birlikte çıkacakları için seviniyorlardı.
Isto é uma seca.
Çok kötü.
Depois, as chuvas foram seguidas por 30 anos de seca.
Sonraki 30 yılda da kuraklık baş gösterdi.
A tinta estará seca na altura em que colocar o pé na porta.
- Kapısına dayanmadan işler değişmiş olacak.
Um ano depois, estava nas 46 horas no inferno, lama seca por toda a parte do meu corpo. Acabei uma corrida de 16 km, e agora, tenho de fazer um relatório do tamanho de um poste, sob areia macia.
Bir yıl sonra haftada 46 saat çalışmış vücudumun her santimetresi çamurla kaplanmış halde 16 kilometre koşuyu henüz bitirmiştim üstüne bir de bir telefon direği büyüklüğünde bir kütüğü yumuşak kumların üzerinde taşımak zorundaydım.
Bem, ele é uma seca.
Tam bir baş belası ya.
- do fundo da Helen. - E se ela morrer, o dinheiro seca.
Ve eğer ölürse bu para kurur.
Carne seca picante.
Baharatlı kurutulmuş et istiyorsun.
Credo, que seca.
Tanrım, ne kadar da sıkıcı.
" Esta terra espanhola está dura e seca.
Bu İspanyol toprağı sert ve kuraktır.
A assar como carne seca.
Pastırma gibi kururken.
A tarte é seca.
Pasta çok kuruymuş.
Trabalhar aqui deve ser uma seca.
- Burada çalışmak zahmetli olmalı.
Tem uma vagina seca com comichão?
Kurumuş, kaşıntılı bir vajinanız mı var?
Seca-te.
Kurulan.
Eu causei uma seca.
- Ben kuraklığa sebep oldum.
Eu fui ama seca para o Sr. Niles, anos atrás, quando a Ellen veio o visitar.
- Bay Niles'ı yıllardır tanırım
Tu és uma erva seca que vai para onde o vento a leva.
Rüzgar nereden esse oraya yuvarlanan bir çalısın sen.
Chamam-lhe afogamento simulado e não é seca nenhuma.
Su tahtası diyorlar ama ben çok eğleniyorum.
Por acaso o cacto reclama da seca?
Kaktüs kuraklıktan mı şikayetçi?
Veste uma roupa seca e toca connosco.
Üzerine kuru bir şeyler giy. Sonra da gel beraber çalalım.
Albany vai ser uma seca.
Albany hiç güzel olmayacak.
É uma seca... absoluta.
Boka batmış. Fena halde.
Bem, então seca ela.
Şimdi kurula.
Mesmo se não fosse, o meu barco vai estar em doca seca por meses.
Nakillerde imzan var. Emekli olmasam bile gemim aylarca limanda kalacak.
Porque é que temos de ser nós a fazer de ama-seca?
Bu aptala neden bakıcılık yapmak zorundayım?
Seca as lágrimas.
Gözyaşlarını sil.
Vá lá, seca as lágrimas.
Hadi, sil gözyaşlarını.
Senão, seria o Miss QI Elevado, que ninguém veria porque seria uma seca como a minha vida!
Yoksa adı IQ güzeli olurdu, ama kimse izlemezdi. Çünkü o da hayatım gibi, sıkıcı olurdu!
Ele tem que fazer de ama-seca do seu irmão retardado.
- Yani? - Aptal kardeşine bakıcılık yapacak yani.
Alguns dos efeitos secundários podem ser náuseas, fraqueza muscular, insónias, falta de apetite, boca seca, irritações.
İlacın bazı yan etkileri olabilir. Mide bulantısı, kas yorgunluğu, uykusuzluk, iştah bozukluğu,... ağız kuruluğu, kaşınma gibi.
Peço desculpa, mas tenho a boca seca.
Üzgünüm, dilim damağım kurudu.
- Infodível. És uma porra de uma cabra seca, inútil!
Kurumuş, işe yaramaz, sikmeye değmeyen kadınlarsınız.
Sou como a tosse seca.
Misafirlikte sifonla gitmeyen bok gibiyim ben.
- É a sua vez de secá-lo.
Kurulama sırası sizdeydi.
Obrigado pela carne seca picante, bacano.
Baharatlı kurutulmuş et için sağ ol, dostum.
Que seca.
Ne aptalca...
Que seca.
- Sıkıcı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]