Translate.vc / Portugais → Turc / Seri
Seri traduction Turc
4,739 traduction parallèle
Schaeffer, insultaste um prolífico e competente assassino em série, que sabe onde tu e a tua família vivem.
Schaefer, cinayet işlemekten keyif alan ve ailenin yaşadığı yeri bilen usta bir seri katili aşağıladın.
Sei que tenho tido uma sorte merdosa, e não deve ser consolador estar numa situação destas ao meu lado, mas por isso têm de acreditar em mim quando vos digo, não sobrevivi a quatro maridos maus, um namorado assassino em série,
Çok şanssız olduğumun farkındayım. Yanınızda ben varken böyle bir durumda olunca bunu söylemem rahatlatmayabilir ama bu yüzden size dört alçak kocadan bir seri katil sevgiliden, aşkım Terry'nin intiharından sikik bir vampir barının kirli bodrumunda ölmek için yırtmadığımı söylersem inanın.
Por cima, é código binário, uma série de 1 e 0. Uma única mensagem escondida. "Bem-vindo ao futuro."
Yüzeyde, ikili bir kod 1 ve 0'dan oluşan bir seri, tek bir gizli mesaj "Geleceğe Hoş geldiniz" en azından biz böyle düşünmüştük.
Chegam informações de que as erupções do monte Vesúvio estão a parar, e que os terremotos estão a dissipar-se.
Haberler gelmeye devam ediyor, Vezüv dağındaki patlamalar kesiliyorlar, seri depremler ise gittikçe azalıyorlar.
O número de série coincide com os registos médicos.
Seri numarası sıhhi kayıtları ile uyuşuyor.
Que viaja pelas mesmas cidades a cada 19 meses, a vender drogas e a caçar casais jovens, sendo a Abbey a última vítima e depois o Parker Fulton.
Bu da bizi uçan adam olarak bilinen ve 19 ayda bir aynı şehirlere giderek genç çiftleri avlayıp seri katillik yapan ve son olarak da Abbey ve Parker Fulton'u öldüren dahi bir ecstasy üreticisine yönlendiriyor.
Ele é um assassino que fabrica drogas.
Adam ilaç üreten bir seri katil.
Tu escreveste que os assassinos em série... são mais propensos a matar novamente, após experimentarem um stress emocional.
Seri katillerin duygusal bir strese girmeleri durumunda bir an önce birini daha öldürme ihtiyacı duyduğunu yazmıştın.
Também escreveste, que os assassinos, e os criminosos sexuais em série, seguem os mesmos padrões.
Aynı zamanda seri katiller ve seri cinsel tacizcilerin genelde aynı yolu izlediğini yazmıştın.
Os pedófilos reagem ao stress, da mesma forma que os assassinos?
Pedofililer stres yaratan şeylere seri katiller ile aynı reaksiyonu gösterir mi?
E qual é a probabilidade de sermos as duas assassinas em série?
Hem ikimizin de seri katil olma ihtimali çok düşük.
Eu observo como a Watson, ansiosa por extrair algum significado das convenções sociais dominantes, suporta uma série de rituais de acasalamento.
Watson'ı hakim olan sosyal eğilimlerden bir anlam... çıkarmaya çalışırken izliyorum,... bir seri zoraki eşleşme ritüeline katlanıyor.
Não percebo por que a Cam não acredita que o assassino em série é real.
Cam'in bu seri katilin neden gerçek olduğuna inanmayacağını anlamıyorum.
Como disse o Pelant antes de morrer?
Dışarıda başka bir seri katilin olduğunu düşünüyor.
Mas não há provas que liguem os casos a um assassino em série.
Ama Dr. Brennan'ın bu davaları bir seri katil ile bağlayacak kanıtı yok.
O que acha do assassino em série da Dra. Brennan?
Dr. Brennan'ın seri katili hakkında ne düşünüyorsun?
E que disse terem sido todos assassinados pelo mesmo assassino em série?
Hepsinin aynı seri katil tarafından öldürüldüğünü söylediği kalıntılardan biri mi?
Sim, mas precisa de alguém que a apoie, sobretudo, se está a acusar o Trent McNamara de ser um assassino em série.
Evet, ama arkanızda duracak birisine ihtiyacınız var. Özellikle, Trent McNamara'yı bir seri katil olarak suçlayacaksanız.
- Já disse que o assassino é uma mulher.
Ben seri katilin bir kadın olduğunu söylemiştim.
Mas para o fazer, tenho de convencer a Direção, sem sombra de dúvida, de que há um assassino em série.
Ama bunu yapmam için, yönetimi ikna edip bir şüphenin gölgesinin ötesinde gerçekte bir seri katil var, diyebilmek zorundayım.
Então sugiro que as dê ao Dr. Edison, porque ele é que irá determinar se estamos ou não à procura de um assassino em série.
O zaman senden onları Dr. Edison'a vermeni öneriyorum. Çünkü aradığımız bir kişinin seri katil olup olmadığını bir tek o belirleyebilir.
Então, porque é que o FBI não quer que um assassino em série, que ele apanhou, receba a justiça pela qual toda a força policial luta e morre, todos os dias?
Peki FBI neden bir seri katili yakalayan kişiyi polis teşkilatının her gün savaşıp canını verdiği adaleti sağlamadan alıkoyuyor?
Voltem à perseguição de assassinos em série.
Seri katilleri kovalamaya dönün.
Ele é um assassino em série sádico.
Sadist bir seri katil de.
- De um incendiário em série.
- Seri kundakçının, evet.
Como um assassino em série, há uma razão na escolha dos edifícios.
Seri katillerde olduğu gibi yakacağı binaları seçmesinin bir nedeni var.
O que sabemos é que os detectives Ryan e Esposito investigavam a ligação daquele edifício com um incendiário em série.
Bildiğimiz şey Dedektif Ryan ve Esposito'nun seri kundaklamalarla ilgili o binayı araştırdıkları.
Um julgamento, sim, mas uma execução sumária?
Duruşma olur ama seri bir idam mı?
Um assassino em série fez um molde da impressão digital do Grissom em látex e plantou numa cena de crime.
Bir seri katil Grissom'un lateksle parmak izi kalıbını çıkarıp, bir olay yerine yerleştirmişti.
Está bem. Tentem descobrir o número de série.
Pekala, seri numarasından bunu kimin aldığını bulabilecek miyiz diye araştırın.
Então, nada de número de série.
Seri numaradan bir şey çıkmadı.
Sim. O número de série levou-nos a uma distribuidora em Queens.
Evet, seri numaradan Queens'teki Alternate Intelligence isimli bir dağıtıcıya ulaştık.
Achas que a Intel ou a AMD vão alterar todas as suas linhas de montagem por nós?
Intel ya da AMD tüm seri üretim hattını saptırır mı sanıyorsun?
Assassinos em série?
Seri katillerle?
Identifiquei-o através do número de série da prótese no joelho direito.
Evet, sağ bacağındaki protezdeki bir seri numara sayesinde kimliğini tespit ettim.
É um assassino em série que fabrica drogas.
O uyuşturucu yapan bir seri katil.
Insultaste um prolífico e competente assassino em série, que sabe onde moras.
Öldürmekten keyif alan ve yaşadığın yeri bilen usta bir seri katili aşağıladın.
É um assassino em série monógamo.
Adam tek eşli bir seri katil.
Devias ter deixado que se encarregassem na altura, em que deixou de ser apenas uma busca rotineira por drogas para um assassino em série.
Sıradan bir uyuşturucu işinden seri katil mevzusuna döndüğü anda işi teslim etmen gerekirdi.
Agora, se for publicado, que o especialista em perfis que trabalha para a polícia de Pittsburgh acredita que esse tipo... não é nada mais do que, um pobre discíp... Não, melhor ainda, um imitador do assassino condenado, Robert Burkhart, acho que ele se vai desmascarar.
Eğer FBI için çalışan analizcinin onun hakkında basit bir çömez ve suçu kanıtlanmış bir seri katil olan Robert Burkhart'ın taklitçisi olduğu haberini basına vermesini sağlarsak bence ortaya çıkacaktır.
ASSASSINO EM SÉRIE É UM ASSASSINO IMITADOR
Seri katil kopyacı çıktı...
Acho que um deles é o assassino do cartel de que tenho andado atrás.
Adamlardan birinin peşinde olduğum seri katil olduğunu düşünüyorum.
Rastreamos os números de série para localizar os proprietários, mas vai levar tempo.
Gerçek sahiplerini bulmak için senetlerin seri numarasını takip ediyoruz ama biraz zaman alacak.
Tenho andado atrás de um assassino em série. - Pensei que era o Richard Gecko.
Richard Gecko olduğunu sandığım bir seri katilin peşindeydim.
Não me serviu para encontrar o assassino, seu filho da mãe.
Seri katili bulmamda bana yardım etmedi, seni sinsi orospu çocuğu.
Estava a ajudar um tal de ranger Gonzalez em relação a uma série de mortes sangrentas ao longo da fronteira dos Estados Unidos com o México.
Gonzalez adında bir korucuya danışmanlık yapıyordum. Amerika Meksika sınırı boyunca olan kanlı seri cinayetler hakkında.
Segundo esse rumor, ele era o assassino em série, o tal Flautista.
Bu söylentiye göre Fareli Köyün Kavalcısı adındaki seri katil oymuş.
Brandy... Xerês... Uisque...
Konyak, şeri, İskoç viskisi burbon, cin.
Eu podia ser uma assassina em série.
Seri katil olabilirim.
- Não.
Seri katilin.
Há um assassino em série?
Seri katil mi var?