Translate.vc / Portugais → Turc / Seven
Seven traduction Turc
5,006 traduction parallèle
Alguém que passou tempo preso na Rússia - e gosta de furadores de gelo.
Rusya'da cezaevinde yatmış ve buz kıracaklarını seven biri.
Ela deixa para trás o seu amado marido Jack, o seu bebé Carl... E a sua meia irmã, a minha filha Charlotte.
Onu seven kocası Jack'i küçük oğlu Carl'ı ve üvey kız kardeşi, benim kızım Charlotte'u geride bırakıp gitti.
olhando em frente com o homem que a amou para toda a sua força e todas as suas fraquezas.
Onu tüm güçlü ve zayıf yönlerine rağmen seven bir adamla geleceğe bakıyordu.
Acho que nunca quis ser o homem que adora crianças.
Hiçbir zaman çocuk seven bir adam olmak istediğimi sanmıyorum.
Pensei que ele era dos que gosta de ver, mas... Ele só queria falar.
Sandım ki seyretmeyi seven adamlardan biri ama sadece konuşmak istedi.
Há pessoas que o amam e precisam de si.
Seni seven ve sana ihtiyaç duyan insanlar var.
Ama alguém? - Alguém a ama?
- Seni seven biri var mı?
Não era a única que amava o Zhukov.
Zhukov'u seven bir tek sen değildin.
E que melhor local do que junto de quem gosta de nós?
Bunu seni seven insanlardan başka daha iyi nerede yapabilirdin ki?
Deves deixar de beber porque tens crianças em casa, que te amam.
Evde seni seven çocukların olduğu için bırakmalısın. Ve neden sevdiklerini ben de bilmiyorum.
Tudo tem o seu fim... namoradas, irmãzinhas que amam a heroína.
Her şeyin bir amacı var kız arkadaşlar eroini seven kız kardeşler.
O que eu sou Uma mulher que te ama Mais que a si mesma
# Hayatından çok seni seven...
Há duas mulheres apaixonadas por mim e eu por elas.
Beni seven iki kadin var. Sorun su ki ben de her ikisini seviyorum.
Todos os dias que se força a levantar da cama é um tributo a essas duas pessoas que o amaram.
Kendinizi yaşamak için zorladığınız her gün sizi seven o iki insanın anısına bir saygıdır.
Pais carinhosos, família feliz, até àquele dia.
Güzel bir çocukluk geçirdiğimi düşünürdüm. Beni seven ebeveynlerim, mutlu bir aile... Ta ki o güne kadar.
Fizeste com que todos os que te amavam, odiar-te.
Seni seven herkesi kendinden nefret ettirdin!
Estou contente... Por ter havido alguém que te amou mesmo.
Seni gerçekten seven biri olduğu için mutluyum.
Uma psicopata que deixa mensagens a estranhos.
Bilinmeyen şeylerle oynamayı seven ve bir psikopat gibi yabancılara mesaj bırakan biri.
Até o Henry, que gosta de fingir que odeia tudo.
Hatta her şeyden nefret etmeyi seven Henry bile.
Ainda tens amigos que te adoram.
Ama hâlâ seni seven arkadaşların var.
Mas, ele será muito amado.
Ancak kendisini seven bir ailesi olacak.
Mas, lembre-se do quanto ama antiguidades.
Ama unutmayın, siz antika seven bir insansınız.
Não posso ser o único que gosta disto.
Bunu seven tek kişi b-ben değilimdir.
Não é a paixão que faz um bom casamento. Isto é perfeito, um homem bonito que me ama, que não se importa que eu seja alta e atlética,
Evliliği güzel yapan şeyin tutku olmadığını karşımda, boyuma ve fiziğime aldırış etmeden beni seven harika bir adam olduğunu söyledim.
Aquele que me salvou a vida, aquele que amou a Emily... aquele homem, não existe?
Hayatımı kurtaran, Emily'i seven adamı. O adam hiç var olmadı mı?
Quero que durmas no teu quarto, com o teu marido, que te ama muito.
Yatak odanda yatmanı istiyorum seni çok seven kocanla birlikte.
E ele era esse tipo de pessoa.
Gösterişi seven bir tipti.
Sabem, um exibicionista e um mulherengo, certo?
Bilirsiniz işte parasıyla hava atmayı seven kadın avcılarından, değil mi?
Um activista que colocou a missão acima de tudo, até... das pessoas que o amavam.
Görevini her şeyin üstünde tutan bir haçlı... ... onu seven insanlardan bile.
Esta obra-prima secundária de acção dos anos 90 lançou base para filmes como'Cães de Aluguer'de Tarantino, e'Seven'de Fincher.
90'lı yılların hafife alınmış aksiyon şaheseri olan bu film, bazı büyük filmlerin de temelini attı Tarantino'nun Reservoir Dogs'u, Fincher'ın Se7en'ı gibi.
Tenho que pedir emprestado a quem realmente me ama.
O yüzden, beni gerçekten seven birilerinden para istemeliyim.
Gosto mais de trabalhar com madeira.
Ben daha çok ağaç işlerini seven tiplerdenim.
O Kevin Spacey... fez a mesma coisa com Gwyneth Paltrow no final do filme "Seven".
Kevin Spacey, Yedi filminin sonunda aynı şeyi Gwyneth Paltrow'a yapmıştı.
Eu pensei "Bem... Pelo menos tenho duas mães em casa que me amam."
Düşünmüştüm ki "Hey en azından, evde beni seven iki annem var."
Ei, tenho uma queda por coisas aparatosas.
Hey. Ben tantanayı seven tiplerden değilim.
Uma miúda que gosta de doces?
Şeker seven bir kız mı?
Moe, eu sei que as coisas não têm sido fáceis para ti, mas estás com pessoas que te amam na mais excitante das cidades gémeas.
Moe işlerin senin için kolay olmadığının farkındayım, ama ikiz şehirlerin en güzelinde seni seven insanlarla berabersin.
Mas a única coisa que nunca podia fazer era meter-me no caminho de outra pessoa que a possa amar mais do que eu.
Ama asla yapamayacağım tek şey onu benden daha çok seven birinin yoluna çıkmaktır.
Ela não precisa de um jogador que fuja ao primeiro sinal de problemas.
Belanın ilk belirtisi olan buz seven bir dolandırıcıya ihtiyacı yok onun.
- Desculpa, nós gostamos de ti?
Affedersin ama seni burada seven var mı? Hadi, hadi.
Filhos, homens que adoram jogar golfe.
Çocuklar, golf oynamayı seven erkekler.
Mas nunca, nunca conhecerás
# Seni bu kadar çok seven kişiyi #
O suspeito busca excitação.
Zanlı heyecanı seven biri.
Provavelmente alguém que pratica desportos radicais.
- Büyük ihtimalle ekstrem sporları seven birini arıyoruz.
O M.O. indica uma personalidade atraída por riscos.
Yöntemindeki seyirci faktörü onun risk almayı seven biri olduğunu işaret ediyor.
Ou seja, ele é um cobarde que gosta de assustar pessoas.
Başka bir deyişle insanları korkutmayı seven egoist bir korkak.
Essa amiga, que gosta de se esconder...
Saklanmayı seven bu arkadaş...
Pois...
Çok fazla parfüm kullanmayı seven kadın.
- Seven Fifty-Two -... insubs... 14 ANOS ANTES "SCANDAL US" - S02E19
752, 752, 752, 752, 752, 752, 752,
Seven of Nine está a dar autógrafos na sala Alpha.
Seven of Nine şimdi alfa odasında imza dağıtmaya başladı.
"Alguém me ama?"
- "Beni seven birileri var mı?"