Translate.vc / Portugais → Turc / Seúl
Seúl traduction Turc
330 traduction parallèle
Aquele sangue A negativo já chegou de Seul?
Seul'den A negatif kan geldi mi?
O tenente veio de Seul para o ver.
Bu teğmen Seul'den sizi görmeye gelmiş.
Os norte coreanos anunciaram... que eles vão desconsiderar o Tratado de Seul... e recomeçar o seu programa nuclear, por causa do nosso recente, desautorizado e ilegal teste nuclear.
Kuzey Koreliler Seul anlaşmasını bıraktıklarını açıkladı. ve nükleer çalışmalarını yeniden başlatıyorlar.
Voo 9-6-2 de Seul a chegar à porta 13.
Seul'dan kalkan 9-6-2 no'lu uçak 13. kapıya doğru yanaşmaktadır.
Com a paz, os órfão coreanos encontraram refúgio, proteção e comida, graças as entidades beneficentes norte-americanas e o apoio do governo de Washington, que construiu no subúrbio de Seul hospitais e centros de reabilitação ;
Barış ile birlikte, Koreli yetimler Seul'un varoşlarında hastaneler ve rehabilitasyon merkezleri inşa eden, kayıtsız şartsız yardımda bulunan Washington hükümeti ve hayırsever Amerikan vakıfları sayesinde, barınacak yer, korunma ve yiyecek sahibi oldular.
Daqui fala Ahmad Rashad.
Herkese merhabalar, ben Ahmed Reshad. Seul
Bem vindos ao ginásio desportivo de Seul, Coreia.
- Kore Şampiyona Spor Salonu'na hoşgeldiniz.
Sae Jim Kwon, Seul, Coreia...
Sae Jim Kwon. Seul - Kore.
Em Seul, na Coreia.
Seoul'de, Kore'de doğdum.
- Nasceu em Seul, na Coreia.
- Seoul'de, Kore'de doğdu.
- Seul.
San Francisco'dan Seul'a.
Sim, eu estou tentando a Universidade Nacional de Seoul - UNS.
Evet, Seul Milli Üniversitesi'ne müracaat ettim.
Julho de 1994 Explosão de gás em Seul Janeiro de 1995
Temmuz 1994 Seul'de gaz patlaması
Setembro de 1998 - Seul
Kasım 1998 Seul
A questão é saber o que planeiam fazer com o CTX. Se rebenta em Seul, estamos tramados.
Seul'de patlarsa, işimiz biter.
Uma equipa de futebol da Coreia do Sul e do Norte voltou hoje ao Centro de Estágio de Seul após ter treinado em Pohang... enquanto as entidades norte-coreanas vieram por Pammunjong.
Güney ve Kuzey Kore takımları bugün Panmunjum'dan gelen Kuzey Kore yetkileri ile birlikte Pohang'da idmana çıktıktan sonra Seul Eğitim Merkezi'ne gelecek.
Temos 10 CTX colocados em Seul.
Seul şehrine 10 adet CTX yerleştirdik.
O jogo de futebol entre o Sul e o Norte vai finalmente ter lugar no Estádio Nacional de Seul ás 2 horas.
Kuzey ve Güney arasındaki maç bugün saat 2'de Seul Olimpiyat Stadı'nda başlayacak.
Espalharam o CTX por Seul e querem 10 milhões de dólares.
Seul şehrine CTX'leri yerleştirmişler ve 10 milyon dolar istiyorlar.
- És de Seoul?
- Seul'den mi geldin?
- De Seoul.
- Seul'den.
De que parte de Seoul?
Seul'ün neresinden?
Não conhece a soul, da Coreia?
Hiçbiriniz Seul, Kore'yi duymadı mı?
Foi a Seoul à conferência de directores.
En önemli konferansı için Seul'e gitti.
Eu envio isto... para o meu cliente em Seoul.
Bunları Seul'e müşterime... göndereceğim.
Seoul?
Seul'mü?
Seoul...
Seul...
- Andas com uma rapariga de Seoul?
Seul'de kızını gördün mü? Hayır, dostum.
- Não, man. Então pra que é que vieste para Seoul?
Öyleyse Seul'e niye geldin?
Comprei imensa música invulgar.
Seul'de rekor kırdım.
2009, Seul
2009, Seul.
Sala de reuniões de JBI de Seul
JBI Seul Ofisi.
Suwon não é uma cidade, Seoul é que é.
Suwon şehir değil, Seul bir şehir.
Ela ficou doente durante uns dias e partiu para um grande hospital em Seoul.
Birkaç gün boyunca hasta yattı... ve Seul'deki büyük bir hastaneye yatmak için ayrıldı.
Este gajo aqui... de Seul.
Bu adam... Seul'dan.
De Seul,
Seul'dan...
Ela sempre dizia que iria para Seul um dia...
O her zaman Seul'a gitmek istediğini söylerdi.
Estou-te a dizer, ela foi para Seul.
Sana söylüyorum, o Seul'a gitti.
Ei, duro de Seul.
Hey, büyük şehir budalası.
Seul é assim tão grande?
Seul o kadar büyük mü?
O que é que aquele gajo de Seul anda a fazer nestes dias?
Şu Seul'den gelen adam neler yapıyor bu günlerde?
Já viste alguma coisa parecida em Seul?
Böyle şeyleri Seul'da çok sık görür müydün?
Esta manhã por volta das 7 : 30 a ponte Sungsoo em Seul partiu-se ao meio repentinamente...
Bu sabah 7 : 30 civarında, Seul'daki Sungsoo köprüsünün üst tarafındaki 50 M.lik kısmı ortasına çöktü.
Para Seoul.
Seul'e.
Vemo-nos em Seoul, se eu for.
Eğer gelirsem Seul'de görüşürüz.
Eles entraram em Seoul há pouco.
Az önce Seul'e girdiler.
Amanhecer de terror em Seoul
SEUL'DE GÜPEGÜNDÜZ TERÖR
Junho de 1950, Seul.
SEUL, TEMMUZ 1950
Ajuda-o a entrar na Universidade de Seul no próximo ano... e olha pela saúde dele.
O kadar başarılı. En iyi üniversiteye girmesini sağla ve ona sağlık ihsan eyle.
Seul.
SEUL, EYLÜL 1950
Se a tua mãe estiver em Seul, irá estar à procura de vocês os dois.
Eğer annen Seul'e geri döndüyse, hala siz ikinizi arıyor olmalı.