Translate.vc / Portugais → Turc / Shot
Shot traduction Turc
785 traduction parallèle
Vamos, espertalhão.
Gel bakalım Long Shot.
ROLO SHOT
OKLAVA ATMA
É a filmagem do título, querida.
It's the title shot, baby.
Às vezes, de manhã, a minha mija está tão cansada... Que tenho de a acordar com um shot de vodka para ela sair.
Sabahları aletim öyle yorgun ki işemesi için önce bir kadeh votka ile uyandırmam gerekiyor.
- Um shot para ti e...
Duble. - Sana bir kadeh ve biraz burbon.
A acusação apresentou provas circunstanciais de que Charles Wilson matou o detective Frank Ochoa na noite de 14 de Maio.
Savcılığın hazırlamış olduğu iddianameye göre that Charles Wilson shot and killed Detective Frank Ochoa 14 Mayıs'ta öldürdüğü iddia ediliyor.
- E um pequeno "shot" de tequilha.
- Bir kadeh de tekila.
- Que tal um shot?
- Tamam. Votkalı olsun mu?
Espero que sejas melhor actor que jogador.
Umarım oyunculuğun, hook-shot'ından iyidir, çocuk.
Pai, sou um mau jogador, sou alérgico a ovos, meus cortes de cabelo custam 6 dólares...
Dışarıdan iyi hook-shot atamıyorum. Yumurtaya alerjim var. Saçımı ucuz bir berberde kestiriyorum.
Comprei uma 357 e tenho o porta-bagagem cheio de espingardas, três de grande calibre, e munição que chega para um exército.
Bir 357'im var. Shot gun dolu bir kasam var. 3 tane suikast silahım ve her çeşitten cephanem var.
A montanha de gelo, o degelo primaveril, o abanão rápido, o shot quente
Erimiş buzların oyunu. Hızlı karıştırma. Kadehi elle kapatma.
Mas se queres apanhar uma tosga Porque é que simplesmente não pedes um shot?
Ama istediğin sarhoş olmaksa ille de Sana önerim, viskidir tek kadehte.
Na cesta.
- Hook shot.
Outro shot, Dragomir.
Bir tane daha ver Dragomir.
Copos de shot?
Numunelik bardaklar mı?
She needs a shot.
Biraz mal kıza iyi gelir.
We wasted a shot on her.
Bir vuruşluk malı da kıza heba ettik.
Se um homem de 55 anos... com 90 quilos, que tenha bebido 10 whiskies em duas horas, aparentar estar sóbrio, isso significa que ele está no pleno uso das suas faculdades?
Eğer 55 yaşında ve 84kg ağırlığında bir adam İki saat içinde 10 shot viski içerse, Cin gibi ayık gözüküyorsa,
'Zero Alarm warning, anyone not in their cells in one minute'will be shot on sight.'
Hücrelerine hemen dönmeyenleri tarıyacaz... valla bak...
Wong Chun, that was a great shot.
Bülent, ne güzel voleydi öyle!
pequenos copos de shot com desenhos bonitos.
Deseni çok güzel shot bardaklarıyla.
Quê, pensas que usas a irmandade como um shot de tequilha?
Ne, sen kardeşliği bir kadeh tekila vurmak gibi mi sandın?
" O Apache Dead Shot,
" Altıncı Süvari Birliğinin...
Acho que não estava lá, quando o Dead Shot e os outros... nos traíram em Cibecue.
Cibecue'da Keskin Göz ve diğerleri bize ihanet ettiğinde... siz orada değildiniz sanırım.
Os nossos tiros, as munições deles.
Our shot, their shell.
Ouvi falar muito do Shot Kickers.
Oh, Shot Kicker`larla ilgili bir sürü şey duydum.
- Comemos uma tigela de açúcar, fizemos uns shot's de licor, brincámos com as minhas espingardas, vestimos um gato e procurámos mulheres.
Bir kase şeker yedik, bir iki kadeh likör içtik tüfeklerimle oynadık, kadınlar aradık. Ona kitap okudum.
Ford, tenho reparado que a sua visão do oeste tornou-se cada vez mais triste e melancólica, ao longo dos anos.
"Wagon Masters" ı "The Man Who Shot Liberty Valance" la kıyaslıyorum mesela.
Grande, slap shot!
" Graham, gelişine vurdu!
Slap shot!
" Gelişine vuruyor!
Eu sei que é contra as regras mas dá-me aí um shot!
Kurallara aykırı olduğunu biliyorum, ama bana sert bir şeyler versene.
Ora bem, estava 5 a 1, foi gancho.
Tamam, maç 5-1'di. Hook-shot.
E lhe disparam e o esfaqueiam
# And shot him and stabbed him
E lhe disparam E o esfaqueiam
# And shot him and stabbed him
Um shot de tequilha, puro.
Tekila lütfen. Buzsuz.
Também ganhei o Shot Put nessas provas. No total, fiz 10 pontos para a equipa.
O karşılaşmada ben de gülle atma yarışını kazanmıştım.
E há negociações em curso que o beneficiarão mais que o habitual.
And certain trade issues are pending which ensure you a fairer shot than usual.
Significa "manda-chuva"... Um ministro ou um magnata.
Manası "Big shot" - önemli bir iş adamı - "Big shot, anlaşmamız bitti".
Mas agora, todos sabem que não passas de um roqueiro falhado, que não consegue distinguir uma guitarra de um copo de shot.
Ama şimdi, herkes, bir gitarla tekila bardağını ayırt edemeyen, işi bitmiş bir rockçı olduğunu biliyor.
- Aquele tipo tem de beber um shot.
- O çocuk bir atış daha yapsın.
Estás a beber shots de tequila?
Aman tanrım. Sen tekila shot mı yapıyorsun?
Nós só teremos uma chance de consertá-lo.
Now, we're only going to get one shot at fixing it.
- E um shot de bourbon.
- Ve sek burbon.
Quero um shot do melhor que tiver.
Burasının gerçek olmadığını düşünüyordum.
"Outro shot de tequila?"
- "Bir kadeh daha"? Haydi Nicole.
- Um copo, por favor.
Bir shot lütfen.
Dê-me um "shot" de Anilha.
Şu malttan bir fırt versene.
É isso mesmo, à grande.
Evet, Mr. Big Shot.
Dá-lhe um "shot" e meio whisky, sim?
Bir viski hiç fena olmaz.
Tens de beber um shot.
Bir daha dene.