Translate.vc / Portugais → Turc / Sim
Sim traduction Turc
710,973 traduction parallèle
Sim, nem pensar que vou deixar o Grisalho acabar como um dos lacaios do Thawne.
Evet, ben de İhtiyar'ın Thawne'ın uşağı olarak ortalıkta gezmesine izin veremem.
- Sim. Não é por nada, mas Aruba teria sido uma melhor opção.
Boşuna demiyorum, Aruba daha iyi bir seçenekti.
Sim, que mais é novidade?
- Yeni bir şey söylesene.
Sim! Eu estou a ver a dobrar.
Sadece çift görüyorum.
Sim, nós...
Evet, iyiyiz.
Sim e eu preciso de ir buscar a Lança... uma cerveja.
Evet, benim de mızrağı... Bira almam gerek.
Sim, não. Eu... eu estou bem.
Affedersiniz.
Sim, desculpem, eu... Eu... acho que a localização de Gawain e, sabem, e do Sangue de Cristo é... Nas ilhas Galapagos.
Sanırım Gawain ve İsa'nın kanı Galapagos Adaları'nda.
Sim, e se vocês saírem da nave agora mesmo, eles vão vê-los e o próprio Tempo será afectado.
Evet, eğer şu an gemiden çıkarsanız sizi görürler ve zaman çöker. Orada mahsur kaldınız.
- Sim, e ela é muito perigosa por isso temos que manter a nossa distância.
- Evet, hem de çok tehlikeli o yüzden gemiye yaklaşmamalıyız.
Sim, o Rip pôs a Gideon offline.
Evet, Gideon'ı Rip devredışı bırakmış.
Sim.
Evet. O zaman bu benim suçum.
- Sim, tens razão.
Haklısın.
Sim, o Darhk disse que tu tinhas ficado mole.
Evet, Darhk yumuşadığını söylemişti.
Sim. Sobre isso...
Evet, o konuda...
- Sim, na verdade.
- Aslında evet.
Sim, bem, ambos sabemos que eu por vezes não tenho nenhum sentido de humor.
İkimiz de biliyoruz ki bazen espri anlayışım olmuyor.
- Mas, sim, vou tirar uma folga. - Que queres dizer com "folga"?
Ama evet, gidiyorum.
Sim, mas eu percebi que não há mais nada para eu te ensinar.
Evet ama fark ettim ki size öğreteceğim başka bir şey kalmamış.
Creio que o Mick chamaria a isso roubar. Sim.
- Bence Mick buna hırsızlık der.
- Sim, sou eu.
- Evet.
Sim, a mãe do Garcia Flynn.
Garcia Flynn'in annesi, evet.
Sim, só por umas horas até o Mason contra-atacar o vírus e voltar a ligar o sistema.
Evet, ama Mason'ın virüsü temizleyip sistemi tekrar çalışır hale getirmesi bir kaç saatini alır.
- Sim, vi isso no "The Wire".
Evet. "The Wire" izlerken görmüştüm.
Sim.
- Evet.
- Falem mais baixo, sim?
Sessiz olun tamam mı?
Sim, ele esteve aqui...
Evet, buradaydı.
Sim, algo sobre uma reunião em Washington, em 1954.
Evet, 1954 yılında D.C.'de yapılacak toplantıyla ilgili bir şeyler.
Num raio de 80 km quadrados, sim.
180 km kare içindelerse, evet.
Sim?
Evet?
Sim, ultimamente tudo o que ele faz leva mais tempo.
Evet. Bugünlerde herşey çok zamanını alıyor.
Sim!
Evet!
Sim, claro, não há problema.
Evet olur, sorun olmaz.
Sim, não o via assim chateado desde que foi apanhado a usar aquela identificação falsa.
Evet, Onu bu kadar üzgün görmemiştim O sahte kimliği kullanırken yakalandığından beri.
Sim, vou já, parceiro.
Evet, orada bekleyedur dostum.
Sim, assim é que se está bem.
Ah, evet, işte böyle.
Sim, que se lixe aquele aviso.
Evet, uyarı levhasını s.ktiret.
- Sim, servem.
Evet, işe yaradı.
Sim, Peter, toca à vontade.
Evet, Peter. Kendin de çalabilirsin.
- Sim.
Evet.
Mesmo que ela saiba de alguma coisa, neste momento, é inútil. Sim, mas... Não podias saber que era a tua mãe que estava por trás de tudo, Rumple.
Şimdi de uyandıramıyoruz ki bir şey biliyor olsa bile şu anda hiçbir işimize yaramaz.
- Ai sim? Também nunca gostei dela.
Sihri gittiği için kalbi durdu.
Sim, claro. Com muito gosto.
Robin'e benim için göz kulak olur musun?
Sim, bom, desde que nós a apanhemos primeiro.
Evet, önce biz alırsak.
Sim, aquilo não funcionou.
Evet, oradan bir şey çıkmadı.
Sim.
Evet, 1984 yılında.
- Sim, tal como o Nate agia
- Çok garip.
Sim, eu sei.
Evet, haberim var.
- Sim.
- Evet, hala tuhaf.
Sim...
Evet.
- Sim.
- Evet.