English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Slay

Slay traduction Turc

2,817 traduction parallèle
Irmão Zen, peço desculpa pela confusão.
Zen birader, karışıklık için beni bağışlayın lütfen.
Perdoe-me, Padre, porque pequei.
Günahlarım için beni bağışlayın, Peder.
Perdoem a minha pressa, mas o meu marido espera-me.
Acelemi bağışlayın, ama kocam beni bekler.
Por favor perdoe a sua ingenuidade.
Lütfen hareketini bağışlayın.
Por favor, perdoe-lhe...
Lütfen bağışlayın.
Perdoem-me.
Beni bağışlayın.
Perdoe-me, mas não tenho a sua sensação de alívio.
Bağışlayın beni ama sizin kadar rahat hissetmiyorum ben.
Senhoras e senhores, dêem as boas vindas a Daniel Graystone,
Baylar ve bayanlar, lütfen Daniel Graystone'u alkışlayın.
Senhoras e senhores, por favor, dêem as boas vindas, à Dra. Amanda Graystone.
Baylar ve bayanlar, lütfen.. ... Dr.Amanda Graystone'u alkışlayın.
Desculpe-me senhor Presidente, mas isso é uma treta.
Beni bağışlayın Sayın Başkan ama bunların hepsi saçmalık!
Por favor senhor, perdão.
Lütfen majesteleri. Canımı bağışlayın.
Desculpe-me Vossa Alteza,... se não me ajudou em vida,
Bağışlayın beni Majesteleri. Hayattayken bana yardım etmediniz.
Sonhei que Deus Me perdoaria
* Hayal ettim, Tanrı'nın bağışlayıcı olacağını *
Não havia uma merda de caminho sinuoso para protecção.
Kışlayı korumanın dolambaçlı bir yolu yoktu.
Glaber é o nosso patrocinador. E os homens com influência cumprimentam-me como um irmão.
Glaber himayesini bağışlayınca nüfuzlu adamlar beni kardeşleri gibi görmeye başladı.
Peço-vos pela saúde dos filhos dele que lhe poupeis a vida.
Çocukları hatırına canını bağışlayın, yalvarırım!
Por favor, poupai o nosso pai, Sire.
- Babamı bağışlayın lütfen Efendim.
Desculpe-me por dizer, senhor, mas não entendo porque é que ainda não a contivemos.
Bunu söylediğim için bağışlayın efendim ama neden onları hâlâ kapatmadığımızı anlamıyorum.
Agente Dunham, peço desculpa se fui mal educada há pouco.
Ajan Dunham, deminki kabalığımı bağışlayın.
Perdoe-me.
Bağışlayın.
- Perdão, presidente.
- Beni bağışlayın, Sayın Başkan.
Secretário, você me desculpe, com todo o respeito... mas eu tenho 300 horas de gravação telefônica aqui.
Bakanım, saygısızlık etmek istemem bağışlayın ama burada üç yüz saatlik telefon kaydım var.
Perdoe-me, Duquesa.
Bağışlayın Düşes.
Perdoe-me, Vossa Graça, está a sugerir que nos oponhámos à guerra em causas humanitárias?
Bağışlayın, haşmetlim... İnsani zeminde savaştan uzak durmamızı mı tavsiye ediyorsunuz?
Desculpe-me a interrupção, Vossa Magestade. Não pretendia desrespeitá-la.
Böldüğüm için bağışlayın Ekselans, saygısızlık etmek istemedim.
Peço imensa desculpa, Senadores.
Bağışlayın sayın Senatörler.
Desculpem-me por favor.
Lütfen bağışlayın.
- Com licença.
Bağışlayın.
Então, por Deus todo-poderoso e misericordioso concedo-lhe perdão, absolvição e remissão de todos os seus pecados.
O halde, yüce ve bağışlayıcı Tanrımız günahlarını affetsin.
Palmas para o vosso amigo.
Alkışlayın bakayım arkadaşınızı.
Perdoe a minha ignorância pelos vossos costumes, mas...
Geleneklerinize dair cahilliğimi bağışlayın, ama...
As pessoas que conhecera em Wisteria Lane tinham realmente olhado para ela e tinham visto o sentido de moralidade dela, o coração leal, a percepção surpreendente, a natureza indulgente.
Wisteria Lane'de tanıştığı insanlar ona gerçekten bakmıştı ve onun ahlak anlayışını sadık kalbini şaşırtıcı içgörüsünü bağışlayıcı yapısını görmüşlerdi.
Desculpe estar a ser tão discreto, mas tenho uma história que deve ouvir.
Böyle karşınıza çıktığım için bağışlayın ama duymak isteyeceğiniz bir hikayem var.
Perdoe-me, senhor.
Bağışlayın efendim.
Que te perdoe, que comecemos do zero?
Seni bağışlayıp, geçmişte yaşananları unutmamı mı?
Perdoa-me.
Bağışlayın.
Amo, perdoe a nossa confusão.
Şaşkınlığımızı bağışlayınız efendimiz.
Posso pagar-te um hambúrguer antes de ires?
Ama içinde bulunduğumuz durumları düşünürsek, acımıyorsam bağışlayın.
Por favor perdoe-me, Conde.
Lütfen beni bağışlayın Kont.
Que melhor prova da minha lealdade? Do meu perdão?
Sadakatimin ve bağışlayıcılığımın daha iyi kanıtı olabilir mi?
Umas palavras graciosas sobre o perdão de Deus e o arrependimento do Peter.
Allahın bağışlayıcılığı ve Peter'ın pişmanlığı ilgili birkaç nazik laf.
Tudo aquilo que deixei por fazer.
... arındırıcı ve bağışlayıcı bir şey olduğunu bilmek istiyorum.
Esta parte já está a acabar.
Özür dilerim. Bağışlayın beni.
Espero que, com o tempo, me torne mais misericordiosa, mas duvido.
Umarım zamanla daha bağışlayıcı olurum ama buna şüpheliyim.
É muito clemente.
Çok bağışlayıcı.
Senhoras, perdoai-me.
Hanımlar, beni bağışlayın.
Perdoai, mas estou convicta de que Lady Anne merece todo o respeito.
Bağışlayın, ama Leydi Anne, kendisine gösterilen tüm saygıyı hak ediyor.
Perdoai-me, Majestade...
Beni bağışlayın Majesteleri.
Perdoai-me, Senhora, mas Sua Majestade continua indisposto.
Beni bağışlayın Leydi'm. Majesteleri hala rahatsız.
Perdoe a minha indelicadeza.
Kabalığımı bağışlayın.
Desculpe senhor.
Bağışlayın komutanım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]