Socrates traduction Turc

"O mundo é plano" na testa, "Sócrates come cicuta" de lado e "Andem nus" no traseiro dele.

Alnında "Dünya düzdür", yanında "Socrates çamağacı yer", ve kıçının her tarafında "Çıplak dolaş".

Mantém-o limpo, Sócrates.

Socrates, kirletme. Kirletme.

- A morte de Sócrates?

- Socrates'in ölümü?

Chamam-lhe "a vingança de Sócrates".

Adı da, Socrates'in İntikamı.

O louco que matou Lincoln, os assassinos do Dr. Martin Luther King, dos Kennedy, de Lumumba, os que queimaram Joana de Arc, mataram Sócrates, crucificaram Cristo, todos os assassinos gritaram "homicídio justificável".

Lincoln'ü öldüren manyak Dr. Martin Luther King'in, Kennedy'lerin, Lumumba'nın katilleri Joan D'Ark'ı yakan, Socrates'i zehirleyen, İsa'yı çarmıha gerenler tüm katiller bağırır, "meşru cinayet" diye.

Li Sócrates.

Tanrım! Socrates'ı okudum.

O Sócrates.

Socrates.

"Como não sabemos como é a morte... é ilógico temê-la." Ela pode ser... muito boa!

Socrates'ın da felsefik bir şekilde açıkladığı gibi, ölümün ne olduğunu bilmediğimiz için ondan korkmak mantıksız.

Agarrando firmemente a criança nas suas garras, o Sócrates consegue salvá-lo.

Çocuğu pençeleriyle sıkı bir şekilde kavrayınca... Socrates çocuğu güvenli bir şekilde buraya çıkaracak.

Socrates disse...

Sokrates der ki...

Como se Sócrates não tivesse sido detido... por corromper os jovens de Atenas.

Sanki Socrates'in kendisi de Atina gençliğini yoldan çıkaracak... işler yapmamış gibi.

Já ouviste falar de Sócrates?

Socrates'i duydun mu?

Leonardo da Vinci foihomossexual, tal como MigueIAngelo, Sócrates, Shakespeare, e praticamente todos aqueles os que criaram o que se convencionou considerarbelo.

Leonardo da Vinci eşcinseldi, Michelangelo, Socrates, ve Shakespeare da öyle, ve hemen hemen, bizim güzellik diye algıladığımız şeyleri yaratan, diğer herkes eşcinseldi.

Plato, Cicero, Socrates gigantes da história, homens de profundo carácter.

Plato, Cicero, Socrates- - tarihin devleri, etkileyici bir karakterin insanlari.

E continuo a vê-lo exactamente da maneira como o descreveste, com Sócrates a ensinar bem na minha frente.

Ve onu senin anlattigin sekilde görmeye devam ediyorum, Socrates in önümde ögrettigi gibi.

Desejei que estivesses lá. Na verdade seria um bocado estranho. Tu e eu e Sócrates... e o teu marido dorminhoco.

- Biraz tuhaf olurdu gerçi... sen ve ben ve socrates ve senin uyuyan esin.

Lembras-te de Sócrates?

Socrates i hatirla?

O Sócrates preferiu morrer por injusta execução... do que quebrar as leis de Atenas às quais tinha jurado obediência.

Socrates adil olmayan bir infazla ölmeyi seçti... kuralarina itaat ettigi atinanin.

O Socrates Club quer que saiba que vai ser tratado como uma rainha.

Kulüp Sokrates size kraliçe gibi muamele yapılacağını garanti eder.

Sócrates foi condenado à morte.

Socrates ölüme mahkum edildi.

Então, Sócrates...

Her neyse, sonra Socrates...

Mencionei que Sócrates era feio?

Socrates'in çirkin olduğunu söylemiş miydim?

Sócrates era feio, Platão era gordo e Aristóteles, fresco pra se vestir.

Socrates çirkindi, Platon şişkoydu ve Aristotales kadın elbiseleri giyerdi.

Então, Sócrates propôs essa idéia.

Her neyse, sonra Socrates şu fikri ortaya atıyor.

O que têm em comum Sócrates, Edgar Allan Poe e Dougie Max?

Socrates, Edgar Allan Poe ve Dougie Max'in ortak noktası ne?

Tenho lido tudo, de Sócrates a Shakespeare, na tentativa de encontrar alguém que pudesse exprimir o que o Lex e a Helen sentem um pelo outro.

Socrates'den Shakespeare'e kadar her kitaba bakıp Lex ile Helen'ın birbirlerine olan duygularını kelimelere dökmüş bir yer aradım.

Sócrates!

Socrates!

Ou foi o Sócrates?

Yoksa Socrates miydi?

"S" para Socrates?

Socrates'in S'si mi acaba?

Você vai seguir os passos de Socrates, Virginia Woolf, Ernest Hemingway, Hunter S. Thompson e o Fred Kanickee.

Sokrates, Virginia Woolf, Ernest Hemingway, Hunter S. Thompson ve Fred Kanickee'nin yolundan gidiyorsun.

- Tem calma, Sócrates.

- Rahatla biraz Socrates.

que resposta é que faz com o Sócrates se cale?

Socrates'i hangi cevap susturacak?

É o Socrates.

Şuradaki Sokrates.

Estou tão morto quanto Sócrates.

Socrates gibi ölü.

Os malucos podem citar Sócrates sempre que quiserem.

Aptal insanlar, canları istediğinde Socrates olurlar.

Sócrates recomendava a dialéctica quando enfrentava um impasse assim.

Socrates çıkmaza girildiğinde diyalektiği önerir, adamım.

O John Adams era um agricultor. O Abraham Lincoln era advogado de província. O Plato, o Socrates eram professores.

John Adams bir çiftçiydi Abraham Lincoln bir kasaba avukatı Plato ve Socrates öğretmendi.

Isaac Newton, Galileu. Platão, Sócrates. Karl Marx, Groucho Marx, Darwin, certamente, Darwin.

Isaac Newton, Galileo Plato, Socrates Karl Marx, Groucho Marx Darwin...

Socrates, tu sabes?

Socrates, sen biliyor musun?

Socrates, fazemos falta.

Socrates, görev başına.

E o seu amigo, Socrates o leão, passou o resto dos seus dias em casa, a envelhecer, olhando pacificamente para o céu.

Eski dostu aslan Socrates kalan günlerini huzurlu bir şekilde gökyüzünü seyredip yaşlanarak geçirdi.

- Socrates?

Socrates?

Socrates!

Socrates!

E se voltarmos para salvar o Socrates, e abrir as condutas, estamos tramados.

Socrates'i kurtarmak ve suyu bırakmak için geri dönersek de ölüme mahkum oluruz.

Socrates, aguenta-te.

Socrates, dayan.

Ele pensava em Sócrates, que, aparte do seu génio filosófico, tinha sabido saír deste mundo com elegância e com brio.

Socrates'i düşündü, felsefe dahisini ve bu dünya cesaret dünyasıydı.

" Mas Sócrates, por quê ter bebido este veneno?

Ama Socrates, Neden bu zehri salmıştı?

Nasser Ali considerou que éramos algo insignificante... e que Sócrates tinha saído muito bem.

Nasser Ali ne önemsizsin diye düşündü.Socrates iyi idar etmişti

Passamos de Sócrates a Snooki.

Socrates'ten Snooki'ye doğru yol alıyoruz.

Estou a parafrasear, mas acho que o velho Sócrates não se iria importar.

Alıntı yapıyorum fakat yaşlı Socrates'in önemseyeceğini sanmıyorum.

SOCRATES CLUB Agência de viagens para comunidade gay

Gayler İçin Küresel Turlar