English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Stiller

Stiller traduction Turc

60 traduction parallèle
"Vamos gastar recursos federais e humanos para que eu possa ter a minha experiência lésbica com estilo."
"Federal kaynakları ve adamlarını oyalayalım böylece üniversite kızlarına özgü lezbiyen stiller göstereyim."
Todos os estilos clássicos são tentativas... de deter o fluxo do conflito.
Bütün klasik stiller uyuşmazlıkların akışını yakalamaya teşebbüs eder.
Keith, vimo-la no Chalet Gourmet, com o Ben Stiller.
Keith, onu Chalet Gourmet'de Ben Stiller'la gördük.
Lembro-me do Ben Stiller.
Stiller'ı hatırlıyorum.
- O Michael, o Ben Stiller.
- Michael. Ben Stiller. - Nasılsınız?
Quando as mostrei ao Ben Stiller, ele adorou, não adorou, querido?
Bunları Ben Stiller'a gösterdim. Çok beğendi. - Değil mi, tatlım?
A propósito, o Ben Stiller vai começar na mesma altura.
Bu arada, aynı zamanda Ben Stiller da rolü devralacak.
Por isso, vai ser o Larry David e o Ben Stiller.
Larry David ve Ben Stiller olacak yani.
O Ben Stiller foi-se embora.
Ben Stiller ayrıldı.
Eu disse : "Pois... O Larry David. Fora com o Stiller."
Larry David geldi Stiller gitti.
O Ben Stiller despediu-se.
Ben Stiller ayrıldı.
- A festa de aniversário do Ben Stiller. - Não levaste um presente.
Ben Stiller'ın doğum günün de, ona hediye götürmemişsin.
- Não te preocupes com o Ben Stiller.
Dinle, biliyorsun, Ben Stiller hakkında endişelenme.
A propósito, experimentaste a dica que te dei em casa do Ben Stiller?
Bu arada, Ben Stiller'ın evinde verdiğim tüyoyu hatırlıyor musun? - Denedin mi?
Estilos diferentes, com o mesmo resultado.
Farklı stiller... ama aynı sonuç.
Este busto do Ben Stiller é hediondo.
Bu Ben Stiller büstü iğrenç.
Por isso contratei o Ben.
Bu yüzden filmin Ben Stiller tarafından yapılmasını istiyorum.
- O Ben Stiller do "Zoolander", claro.
"Zırtapoz" daki Ben Stillerin. Anlıyorum. - Şuna bak!
Posso fazer muitas coisas com elas.
Bunları kullanarak çeşitli stiller ortaya çıkartabilirim.
- Os estilos mudam.
Stiller değişir.
Muito bem, como tu sabes a esta altura da história, o Ben Stiller não gosta de comida apimentada.
Tamamdır, hikayenin temasından bildiğin gibi,... Ben Stiller baharatlı yemekleri sevmiyor.
Acho que o Ben Stiller vai ser meu cliente.
Ben Stiller müşterim olacak galiba.
O Stiller disse não.
- Stiller hayır dedi.
O Ben Stiller não trabalha comigo porque sou careca.
Kelim diye, Ben Stiller benimle çalışmıyor.
Mas estamos com problemas. Este rapaz até pode vir a ser o próximo Ben Stiller.
Bu adam yeni Ben Stiller olabilir.
- Para mais ninguém. - Jerry Stiller. A quem mais?
Hiç kimseyi.
Certo, Valerie? - Ou uma comédia. Adoro o Ben Stiller.
Veya komedi filmlerindeki şu Ben Stiller'a bayılıyorum.
Isto vai ser mais fixe do daquela vez em que o... Ben Stiller me ensinou a ser eu mesmo.
Bu Ben Stiller'in bana nasıl kendim olabileceğimi... öğrettiği zamandan bile daha havalı.
Mas como me podes deixar agora, Ben Stiller, quando preciso de ti mais do que nunca?
Ama sana en çok ihtiyacım olduğum anda beni... nasıl bırakabilirsin Ben Stiller?
Ben Stiller, ajuda-me.
Ben Stiller, yardım et.
Como és capaz de me deixar agora, Ben Stiller, quando preciso de ti mais do que nunca?
Ama sana en çok ihtiyacım olduğum anda beni... nasıl bırakabilirsin Ben Stiller?
Todas as tonalidades e estilos.
Bütün tonlar ve stiller.
Encontro-me posto de lado pelo Ben Stiller.
Kendimi Ben Stiller tarafından uyutulmuş hissediyorum.
O Joshua despistou o Delegado Stiller.
Joshua, Memur Stiller'ı ekmiş.
A partir daí, deixei de acreditar que escolas de artes marciais, devem ser segregadas para manter seus próprios estilos autênticos.
O andan itibaren, ben inanarak durdu ki savaş sanat okulları kendi korumak için ayrılmış olmalı otantik stiller
- E a senhora Stiller ainda doou grana!
- Bayan Stiller bağışta bile bulundu.
O Auggie é melhor que o Ben Stiller.
- Müze harika. Auggie, Ben Stiller'dan çok daha iyi.
A tua mãe ensinou-te vários estilos.
Annen sana güzel stiller öğretmiş.
Todos eles muito fortes.
Hepsi de güçlü stiller.
- Quer dizer, os estilos.
- Ve diyeceğim şu, stiller, bilirsin -
Ele deve pensar que é o Ben Stiller em "Uma Noite no Museu".
Adam kendini "Night at the Museum" filmindeki Ben Stiller sanıyor olmalı.
POR CAUSA DOS ESTILOS, AS PESSOAS ESTÃO DIVIDIDAS
Stiller yüzünden insanlar ayrılıyor.
As escolas do Sul são Hung, Lau, Choy, Lee e Mok.
Farklı okullardaki güneyli stiller hung, lau, choi, lei ve mok stilleridir.
O Ben Stiller está na sala de... Estes brancos nunca me dizem nada! Silk!
Ben Stiller konferans salonunda beyazlar bana hiç bir haltı haber vermiyor!
O estilo não corresponde.
Stiller birbirini tutmuyor.
Chad Griffith, Andrew Ford, Brian Stiller. De acordou com as redes sociais, eles mantiveram contacto.
Sosyal medyaya göre iletişimi kesmemişler.
Acho que temos os nossos dois suspeitos.
Ya üçüncü kişi Brian Stiller?
- É o Ben Stiller?
Şuradaki Ben Stiller mı?
Vai ser melhor do que quando o Ben Stiller me ensinou a ser eu próprio.
Bu Ben Stiller'in bana nasıl kendim olabileceğimi... öğrettiği zamandan bile daha havalı.
Dixon Sims, Andy Stiller, Erin Cordett.
İyi seyirler Dixon Sims, Andy Stiller, Erin Cordett.
Bingo.
Chad Griffith, Andrew Ford, Brian Stiller.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]