Translate.vc / Portugais → Turc / Sunset
Sunset traduction Turc
378 traduction parallèle
Depois de Beverly, parou na berma da estrada.
Sunset'te batıya döndü Beverly'yi geçince yoldan kaymaya başladı ve sonunda durdu.
Isto é Sunset Valley.
Sunset Valley.
Sim, estamos em Sunset Boulevard, em Los Angeles, na Califórnia.
Burası Kaliforniya, Los Angeles'da Sunset Bulvarı.
Ela levava-me a dar passeios nas colinas sobranceiras ao Sunset.
Sunset Bulvarı'nın üst tarafındaki tepelerde gezintiye çıkardık.
Um exército de esteticistas invadiu a mansão dela em Sunset Boulevard.
Bundan sonra, güzellik uzmanlarından bir ordu, Sunset Bulvarı'ndaki evini istila etti.
A morada é Sunset Boulevard, 10086.
Adres, 10086 Sunset Bulvarı.
Um muro de silêncio rodeia-a no quarto de vestir da sua casa...
Sunset Bulvarı'nda, evinin yatak odasında kendisi bir sessizlik içinde.
Gostava de tirar este fato, se for por Camden e Sunset.
Eğer Camden ve Sunset'ten geçiyorsanız bu elbiseden kurtulmak isterdim
Cá estamos, Sunset e Camden.
İşte geldik. Sunset ve Camden.
A "Colina do Pôr do Sol", logo ao lado das "Alas Enroladas".
Sunset Hill, tam Folded Wings'in yanında.
- Vêem-se muitos astros por aqui.
Sunset Bulvarı'nda bir çok film starına rastlarsın.
Talvez alguém tenha visto ou ouvido alguma coisa, ontem à noite. Comecem na Sunset e vão subindo.
Biri dün gece bir şey görmüş veya duymuş olabilir.
Hammond, traz o relatório do laboratório relativo à mala e à bagagem encontrados no carro.
Sunset'ten başlayarak ilerle. Hammond! Araçta bulunan valizle ilgili laboratuvar raporunu unutma.
Apanhe a Sunset até à Surf Road.
Ah, Surf Road'a giden Sunset'e girin.
É curioso, depois de todas as conversas sérias e momentos de paixão, a coisa acaba num restaurante naturista de Sunset Boulevard.
Bütün o ciddi konuşmalar ve tutkulu anlardan sonra Sunset Bulvarı'nda, bir sağlıklı gıdalar restoranında ayrılıyoruz.
Lembro que ela costumava cantar uma canção chamada "Red Sails in the Sunset".
Hatırlıyorum, hep bir şarkı söylerdi "Red Sails in the Sunset."
- "Sunset".
- Günbatımı.
A Sunset Strip está "assim"... de garotas querendo trepar.
Sunset caddesi düzüşmek isteyen kızlarla dolu.
Para onde é que os hippies vão hoje em dia? Sunset Strip...
Hippiler bugünlerde nereye takılıyor?
É para lá que eles costumam ir.
Sunset Strip, oraya takılıyorlar.
Parecia que ia para casa, mas estava enganado.
Evine gittiğini düşünerek Sunset yönüne gittim, fakat yanılmışım.
Carro parado entre a Sunset e a Lincoln.
Lincoln ile Sunset arasında aküm bitti.
Blaster, conta-nos da vez em que aquela onda quase te levou.
Blaster, Sunset'teki dalganın seni neredeyse öldürdüğü anı anlat.
Sunset.
Sunset.
Preciso de uma informação. Lembraste quando eras o chulo no 1 na Rua das prostitutas? Conheceste alguma mulher chamada Gloria?
18 yıl önce Sunset Boulevard'da baş pezevenkken Gloria diye bir kız var mıydı?
- Numa loja, entre a Sunset e a Vine.
Sunset'de küçük bir mağazadan.
Não te conheço... da Esquadra de Sunset?
Seni Sunset Polis İstasyonu'nda hiç görmedim
Assim, é melhor juntar-se a nós... na pista de patinagem Sunset, na Área 60 da garagem subterrânea.
You'd better join us at the Sunset roller rink - Metro garajında, 16 nolu bölümde.
Convence o Alfie a deixar o Wyatt em paz, senão para a próxima arrasto-te pela Sunset Boulevard, que o teu cu fará faísca pelo alcatrão.
Alfie'nin Wyatt'ı rahat bırakmasını sağla yoksa gelecek sefer böyle bir şey olduğunda yemin ederim seni Sunset'te sürüklerim. İğne deliğini kapatacak kadar bile deri kalmaz üzerinde.
Motel Sunset em Beltway.
Beltway'deki Sunset Motel.
Sunset Tours, querida.
Günbatımı Tur tatlım.
Sunset Strip, seis meses mais tarde.
Siyah pantolonlu pislik bu akşam burada mı? Kimliğin yok, içeri giremezsin.
Que disse ela?
Sunset Park'Ia 3.Caddenin köşesindeyim.
Nós não podemos apenas ir.
We can't go loping off into the sunset.
É uma personagem que o William Holden protagonizou em "Sunset Boulevard".
Sunset Bulvarı'nda William Holden'in oynadığı karakterin adi.
Neste preciso momento poderíamos disparar um canhão da Sunset Boulevard e nem uma celebridade conseguiríamos atingir.
Tam su anda Sunset Bulvarı'na bir top mermisi atabilirsiniz... ve bir ünlüye denk getiremezsiniz. ve bir ünlüye denk getiremezsiniz.
Vou a perseguir o suspeito 187, direcção Leste, Sunset.
Zanlıyı Doğu Sunset'e doğru kovalıyorum tamam.
8-Adam-65 em perseguição, sentido Leste... 8-Adam-65, em que local se encontram?
Bütün birimler. Sekiz A altı beş zanlıyı Doğu Sunset'e doğru kovalıyor. Sekiz A altı beş, neredesin?
Mandei procurar a namorada na Baixa.
Seni Sunset Caddesi'ne kızı bulmaya gönderiyorum.
- Vai buscar-me ao Motel Sunset.
- Beni Sunset Motel'den al.
Vá pela 405 para Santa Mónica, depois siga pela Whittier para Sunset.
405'ten Santa Monica'ya çıkalım, sonra Whittier'dan geçip Sunset'e.
Todas as tardes passeia pela Citrus, entre a rua Fountain e a Sunset.
Akşamüstleri ona Citrus caddesinde rastlayabilirsiniz.
Mas podias levar a Tai à ida para Sunset.
Fakat Sunset'e giderken Tai'i alabilirsin.
Chateias-te se alguém acha que vives abaixo de Sunset.
Biri Sunset'ten kötü yerde yaşadığını söylese kızmaz mıydın?
Custa-me a crer que este mapa é muito preciso.
Sunset Bulvarı'ndaki bir çocuktan 10 dolara aldım.
Comprei-o por $ 10 a um miúdo em Sunset. Combinámos encontrar-nos no restaurante, Chili.
- Seninle restoranda bulaşacaktık.
Não, moro acima de Sunset Plaza.
Sunset Plaza'nın üstünde oturuyorum.
Vamos para o Sunset Regent depressa.
Hemen Sunset Konutları'na doğru sür! Hadi!
Segui-o e na Sunset, virou para Oeste.
Onu takip ettim.
Estou na Sunset Park com a 3a. Vejo imensos clientes do Richie.
Richie'nin müşterileri aşağıda.
Na esquina das ruas Sunset e Vine o ponto mais alto do nosso passeio.
... Sunset ve Vine'ın köşesinde.