Suri traduction Turc

Suri, por favor!

Suri, lütfen!

Aladar, onde está a Suri?

Aladar, Suri nerde?

- Suri!

- Suri!

- Suri, onde estás?

- Suri, nerdesin?

Oh, Suri.

Suri.

Não tenhas medo suri.

Şimdi, Suri. Korkacak birşey yok.

- Estão a assustar a Suri.

- Bu çok ürkünç Suri.

Bom trabalho, Suri.

İyi iş Suri.

Estou muito contente por ter estudado na Northwestern e agora poder fazer "raps" sobre a Suri Cruise.

Şan okuduğum ne iyi olmuş! Suni Cruise'la ilgili rap yapayım diye!

Suri tem me dado irmão de exposição.

sergi için suri kardeşlerden ödünç aldım.

O Sr. Suri Aço Suri e poder?

Suri Steel and Power Suri?

Manoj e Maneesh Suri. Eles são co-proprietários. Você não pode já disse antes?

Manoj and Maneesh Suri tablonun ortak sahipleri bunu daha önce söyleyemez miydin?

Posso marcar uma reunião com Suris.

Suri kardeşler ile senin için bir görüşme ayarlayabilirim.

Senhor, eu preciso da financeira Poder e Aço Suri... uma lista de compras e vendas...

efendim, Suri Power! in mali istatistiklerine ihtiyacım var. alış - satış herşeyi istiyorum.

Esqueça Suri, Raina, Temos dois dias restantes.

Suriyi unut Raina. 2 günümüz kaldı.

- Eu estou ligando do escritório do Sr. Manoj Suri, de informar que...

- ben Suri beyin ofisinden arıyorum, size....

Sr. Suri não está interessado sobre a venda de pintura Hussain vendeen.

Bay Suri'nin Hüseyin'in tablosunu satmaklailgilenmediğini bildirmek için arıyorum.

Eu não sei, minha senhora, isso é com o Sr. Suri.

biliyorum hanımefendi. Bay Suri'nin kararı böyle.

Você poderia falar com ele, por favor?

Bay Suri ile bir kez konuşmama izin verirmisiniz lütfen.

Olá. Aqui Manoj Suri. Nós não iremos vender que a pintura.

alo. ben Manoj Suri tabloyu satmayı düşünmüyoruz.

Hussian é o orgulho e glória Steel and Power Suri.

Hüseyin, Suri'nin şanı ve gurur kaynağıdır.

Sr. Suri, o valor de mercado pintura é Rs.80, 00.000. Estamos dispostos a pagar 90. Você está pronto, Eu não.

bay Suri bu tablonun değeri 800 bin rupi biz 900 bin vermeye hazırız siz hazırsınız ben değil.

Sr. Manoj Suri... você é um homem muito bom.

bay Manoj Suri.. siz iyi bir adamsınız.

Parulekar tigresa. Você derrotou? Suri?

dişi kaplan Parulekar, bu özelliğinle Suri'yi ikna ettin büyülü yetenek..

E neste caso para o Sr. Suri. Eu vou dar-lhe.

ve bu çanta Suri için ona ulaştıracağım.

Senhor, o Sr. Suri...

bay Suri...

Manoj Suri?

Manoj Suri?

Sim, senhor. - Pintura não é falsa, senhor... Sr. Suri estão confusos.

- bu tablo sahte değil efendim bay Suri karıştırmış olmalı..

Sr. Suri é o proprietário Poder e Aço Suri não um gerente desesperada nível de empregado que vai usar truques baratos para ter sucesso.

Bay Suri Power and Steel'ın patronu.. alt düzey çalışanı değil... böylesi ucuz numaralara luzum yok!

A Suri vai chegar lá mais tarde.

Suri oraya daha sonra gidiyor.

Não. Suri.

Hayır.

Eu já lhe disse...

Suri. Sana demiştim...

Fiz a Suri alterar a senha.

Suri'ye şifreyi değiştirttim.

Sr. Bourg, sou o Malik Suri.

Bay Bourg? Ben Malik Suri.

Malik Suri.

Malik Suri.

Sabes aquele jornalista, o Malik Suri?

Şu gazeteci Malik Suri'yi tanıyorsun.

- É o Maliz Suri?

- Malik Suri misiniz?

- Malik Suri, já nos conhecemos.

Malik Suri, daha önce tanışmıştık.

Vá para casa, Sr. Suri.

Evinize gidin Bay Suri.

O meu nome é Malik Suri.

Merhaba. Ben Malik Suri.

- Conhece o Malik Suri?

- Malik Suri'yi tanıyor musun?

- Sr. Hughes. - É o Malik Suri.

- Bay Hughes, ben Malik Suri.

O Malik Suri ligou-me ontem.

Malik Suri dün beni aradı.

Então, foi isto que o Ziane deu ao Malik Suri.

Ziane'ın, Malik Suri'ye verdiği şey bu.

Foi isto que o Ziane deu ao Malik Suri.

Ziane'ın, Malik Suri'ye verdiği şey bu.

Suri.

Suri...

Chama-se Shuri.

Bunun adı Şuri.

Sim! O Tom Cruise e a Katie Holmes tiveram uma filha. E deram o nome de Suri.

Tom Cruise ve Katie Holmes, bir bekleri oldu ve adını Suri koydular, ve sonra Brad Pitt ve Angelina Jolie de bebek sahibi oldular, adını da Shiloh koydular.

DIA 10 Isto são larvas suri.

Bu Suri kurdu.

A Suri vai chegar lá mais tarde.

İmplantlar. Suri oraya daha sonra gidiyor.

Está bem, Suri, estou pronto para ver

Pekala Suri.