Translate.vc / Portugais → Turc / Sushi
Sushi traduction Turc
936 traduction parallèle
Na próxima será uma pastelaria, depois um sushi bar.
Bir sonraki yer şekerci, ardından suşi yemeye.
Mostre que tem alguma dignidade. Salte para a máquina de sushi. Sê é homem!
Bize cesur olduğunu göster ve Şuşimat gemisine atla.
Vamos almoçar no "I Love Sushi" em Malibu a toda a hora.
Malibu, "I love Sushi" de öğle yemeğine çıkacağız.
Bob, isto é muito melhor que sushi, não é?
Bob, sushi bunun yanında hiç kalır, değil mi?
Adoro sushi e toda a comida japonesa.
Suşiye bayılırım. Masaj yapmaktan anlarım, bütün Japon işlerinden.
Vamos comer "sushi" e recusarmo-nos a pagar.
Sushi yiyip parasını ödemeden kaçalım.
- Sushi.
- Suşi.
Sushi?
Suşi mi?
Ele precisa de um bom cozinheiro de sushi.
İyi bir suşi şefi Lassard'ın işine yarayabilir.
Vamos jantar sushi.
Biliyorsun suşi yemeye gidiyoruz.
Sushi.
Suşi.
- Espero que gostes de sushi.
- Umarım Japon yemeği seversin.
E agora, o nosso primeiro perseguidor da noite, um soberbo campeão com mais de 30 mortes, vamos dar as boas vindas ao incrível'Iceman', que esquarteja os seus inimigos membro por membro... num grande'sushi'sangrento,
Ve şimdi, bu akşamın ilk kovalayıcısı hayatı boyunca otuzdan fazla kaçağı öldürmüş, bir Cadre ödül şampiyonu. İnanılmaz buz adama hoş geldin diyelim. Düşmanlarını lime lime doğrayıp onları kanlı birer suşi haline getiren Profesör Buz Adam!
É sushi de peru!
Hindi sushi!
É melhor que sushi!
Suşi'den daha iyi!
Adoro o sushi. - É bom ver-te.
- Seninle görüşmek ne güzel.
O nosso prato do dia é sushi grelhado com arbusto.
Bugünkü spesiyalitemiz ızgara suşi.
Diz bom dia, Sushi.
Günaydın de, Sushi.
La ter sushi, bife tártaro e vegetais crus.
Suşi, biftek tartar ve çiğ sebze satılacaktı.
O importante do sushi é que seja fresco.
Suşinin özelliği taze olmasıdır.
Fui a um restaurante de luxo e deram-me sushi congelado.
Geçen hafta beş yıldızlı bir lokantada yedim. Donmuş suşiydi.
És tão ingénua quanto o sushi congelado.
Donmuş suşi konusunda çok safsın.
Vou comer meu sushi.
Ben sushi'mi yiyeceğim.
Os japoneses chamam a isto de "sushi".
Buna "sushi" diyorlar...
Não temos mais "sushi"...
"Uyan, minik sushi, uyan!"
Alguém me disse que o Sal tinha uma piza boa por isso ou vinha aqui ou ao bar sushi.
En iyi pizzayı burada yapıyorlarmış ya buraya gelecektim yada suşi yemeye gidecektim.
Odeio sushi bêbado.
Suşi den nefret ederim.
Se o Da Vinci fosse vivo, estava a comer sushi de micro-ondas.
Da Vinci canlı olsaydı, mikrodalga suşi yerdi.
Sushi heavy-metal.
Ağır metalden suşi.
- Há um restaurante de Sushi, em Elm St.
- Elm Caddesinde yani bir suşi lokantası var.
- Sushi?
- Suşi mi?
- Sushi é considerado uma iguaria.
- Suşi dikkate alınmış bir lezzetli lokma.
Sushi Surpresa. Tem um pouco de tudo.
Suşi Süprizi, her şeyden biraz.
"Sushi". "Calamari". "Caviar".
Suşi, kalamar, havyar.
- Podíamos pedir sushi.
- Suşi sipariş edebilirdik.
Achei que gostasses de sushi.
Suşi seversiniz sanıyordum.
Comer sushi estragado?
Suşi bozuk mu değil mi diye riske giriyorlardır.
Estirada de costas, na mesa da administração como um pedaço de sushi.
Bir parça suşi gibi toplantı masasının üzerinde yatıyor.
Terem encontrado aquele pedaço de sushi louro pô-los fora de si.
Sarışın suşi'nin yukarıda bulunması onları deli etti.
Queres um pouco de sushi?
Suşi ister misin?
Roubou sushi a uns gatos japoneses.
Japonlardan biraz suşi çaldığını gördüm.
Sushi, sashimi.
Suşi, saşimi.
Eu não falo japonês, mas acho que um homem me disse para enfiar sushi onde o sol não brilha.
Japonca bilmem,... ama galiba bir adam, güneşin hiç parlamadığı bir yere suşi getirmemi istedi!
Não é agora que me vais contar uma história horrível sobre sushi, pois não?
Herhalde bana suşi hakkında kötü hikayeler anlatmazsın değil mi?
Feijão, sushi de enguia fumada.
Tofu, ya da suşi...
- Vamos comer sushi.
Tamam.
- Mike!
Sushi deneyelim.
Gostas de "sushi"?
Suşiyi sever misin?
Sushi cru...
Çıplak bedende çiğ balık.
CARLOS E TOSHIRO SUSHI MEXICANO
Vay anasini be.
Querem sushi?
Suşi isteyen?